Dr. Ömer KALAYCI / Halk Sağlığı Uzmanı / Demirci İlçe Sağlık Müdürlüğü


19 - 25 Eylül Aşırı Şeker Tüketimine Dikkat Haftası


 Her yıl 19 - 25 Eylül arasında kutlanan “Aşırı Şeker Tüketimine Dikkat Haftası”, bize görünmez ama güçlü bir tehdidi hatırlatıyor: Şeker. Günlük yaşamda masum görünen tatlılar, içecekler ve hazır gıdalar, aslında sağlığımızı yavaş yavaş tüketen gizli bir tehlike barındırıyor.

Elbette şeker, vücudumuzun metabolizması için gerekli. Ancak bu, doğru kaynaktan ve ölçülü tüketildiğinde geçerlidir. Gıdaların doğal yapısında bulunan şeker sağlıklı kabul edilir; örneğin, meyveler ölçü-lü şekilde tüketildiğinde faydalıdır. Fakat aşırı şeker tüketimi, birçok hastalığın oluşumuna zemin hazır-ladığı gibi mevcut kronik hasta-lıkların seyrini de kötüleştirebilir.

Aşırı şeker; obezite, hipertansiyon, insülin direnci, diyabet, kronik böbrek yetmezliği ve hatta depresyon gibi pek çok hastalığı tetikleyebilir. Türkiye’de yapılan bir araştırmada obezite sıklığı %31,5; fazla kilolu bireylerin oranı ise %34 olarak bulunmuştur. Bu rakamlar her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde yaklaşık 7 milyon diyabet hastası olduğu ve bunun yetişkin nüfusun %15’ine karşılık geldiği bildirilmektedir. Fazla kilo ve diyabetin yol açtığı komplikasyonlar yalnızca bireysel sağlığımızı değil, sağlık sistemimizi de ciddi bir yük altına sokmaktadır.

Üstelik şeker, yalnızca fiziksel değil, yaşam kalitemizi de olumsuz etkiler. Yorgunluk, enerji düşüklüğü, baş ağrısı gibi şikâyetlerin altında da çoğu zaman şeker tüketimi yatmak-tadır.

Peki, bu tabloyu değiştirmek için neler yapabiliriz?

• Şeker ve şekerli gıdaların tüketimini her yaşta azaltmalıyız.

• Tatlı ihtiyacımızı taze meyvelerle karşılayabiliriz. Damak zevkimizi korur ve vücudumuzu zararlı yüklerden uzak tutmuş oluruz.

• Şekerli içecekler yerine suyu tercih etmek en basit ama en etkili adımdır. Kahve gibi içecekleri tatlandırıcı, renklendirici, şurup içermeyenleri tercih etmek doğru bir adım olur.

• Etiket okuma alışkanlığı edinmeli, “ilave şeker içermez” ibaresi olan ürünleri seçmeliyiz.

• Özellikle öğün aralarında ve yatmadan önce şekerli yiyeceklerden uzak durmalıyız.

• Paketlenmiş gıdaların çoğunda (kahvaltılık gevrekler, atıştırmalıklar, meyve suları vb.) yüksek miktarda gizli şeker bulunduğunu unutmamalıyız.

Unutmayalım; “kahverengi şeker, mısır şurubu, glikoz, fruktoz, maltoz, laktoz, sükroz, melas (şeker tortusu), invert şeker, şurup, dekstroz, bal, meyve suyu konsantresi” gibi farklı adlarla karşımıza çıkan içerikler de aslında şekerdir.Etiketinde “ilave şeker içermez” ibaresi olan ürünler tercih edilmelidir (Beslenme ve gıda etiketlerinde gördüğün -oz ile biten kelimeler genelde “şeker” anlamına gelir.).
Ayrıca ekmek nişasta bazlı şeker içerir; bu nedenle ölçülü tüketilmeli ve mümkünse besin değeri yüksek olan tam buğday ekmeği tercih edilmelidir.

Şimdi kendimize şu soruyu soralım: Kendimiz ve sevdiklerimiz için yeni bir başlangıç yapmaya hazır mıyız?

Farkında olmadan tükettiğimiz aşırı şekeri hayatımızdan çıkararak hem sağlığımızı hem de yaşam enerjimizi koruyabiliriz. Gelin, bugün karar verelim: Şeker bağımlılığından kurtulup, daha sağlıklı günlere birlikte yürüyelim!
 

YAZARLAR