Harun DOĞRUYOL


“DÖRT MEVSİM” - HALININ HİKÂYESİ

"... Bir hayaldir Demirci'de halı, emektir kazançtır, alın teridir. Okuyan çocukların harçlığıdır, genç kızların çeyiz parasıdır, hayatı dokumaktır."


                Önce koyunun sırtında nefes almaya başlar halı. Beyazdır, yumuşaktır, kar gibidir yünler. Kırkım zamanı arka ayaklarının üstünde zıplar kuzular. Halı ana yurdundan ayrılır, güneş onları olgunlaştırır. Çobanlar ipeğe dokunur gibi dokunur, uzak yerlere yollar yünleri veda ederek. Kalın gözlük camlarıyla bir nine elini daldırır yün çuvalına, bir uç çeker ve başlar dolamaya. Kirman döner nine susar, kirman döner zaman uzar, kirman halıya göz kırpar. Harmanlanan yünler uykuya bırakılır. Güzel desenler görür rüyalarında, en güzel halıyı düşlerler. Yün başka bir yol izler. Toz çarkında uçuşur önce, sokağa taşar kokusu. Toz ve güneş sarartır fabrika koridorlarını. Harmanlanır yünler, yağlanıp uyumaya bırakılır. Hallaçtan geçerler, ardından taraktan, bükülüp çile olurlar.

                Hangi kök hangi rengi verecektir, eskiler bilir. Limon küfü, bezik mavi, kan kırmızısı gizlidir köklerde. Kökler, kazanda kaynatılır, renklerini salar usulca, gülümser gizlice, yanıp söner gelepler içinde. Elembenin gıcırtısı bin bir çileyi haykırır, çileye dolanırken. Gelinler alnındaki teri siler ellerinin tersiyle, kaynananın azar elembe gibi gıcırdar gelinlerin çilesi dolanır hayata. İki demir çakılır sokağa, çözgü bir gider bir gelir çubuklar arasında. Dığ dığ düğümleri atılır demire, gemiler limana demirler gibi. Evler telaşlıdır, penceredeki çiçekler neşeli. Bezirgân kızı Azize Nine düşüncelidir, her şeyi o bilir, o gözetir. Talimatlar yağdırır yeni yetmelere. Çocukların ayakları takılır demirlere. Türküler, neşeli sözler dolanır durur.

                Halı odalarına tezgahlar  kurulur. Ritmik kirkit sesleri sabah ezanıyla bir iplere vurmaya başlar. Kargı iplerin arasını açınca araya argaç giriverir. Örneklere bakar nazlı gözler. O örnekler, Oğuz boylarından bu yana Anadolu topraklarında hayat bulur. Bazen bir geyik dolaşır sularda, orta köşe canlıdır, bahar dalı kenarları işler, bezirgân suskun durur. İplik keserken kanar eller, halı çakısı kan olur, iplere ter ve kan bulaşır. Oturma tahtasına bağdaş kurar gelinler, ayakları uyuşmuştur. Atmış tel dokuyan yevmiyesini alır, her sıyırdımda hayaller daha da büyür. Oğlan okuyacak, kız çıkacak, üst baş alınacak. Kınalı eller kırık testiden yapılan mangalı karıştırır ısınsın diye soğuk oda. Polis radyosundan ajans açılır, türküler dinlenir, genizden bir türkü söylenir hep beraber. Güz başında, bağdan gelen soğuk vurmuş ayva ile açlık bastırılır, öğlene tarhana çorbası ve biber kızartması. Pazar sinemasına Türkân Şoray’ın filmi geleceğini sokakta gezen araba duyurur.

                Bazen komşular gelir yardıma, karşılıklı değişik yapılır. Ulalar kesilip saçaklar bağlanınca yüzler aydınlanır, omuzlar gururla kalkar. Evin adamı halıyı omuzlar ve cuma günü hana götürür. Otel tüccarla doludur, gelip beğenirler halıları avluda. Emek, gelenek, tarih, hayal, beceri, neşe, komşuluk, yardımlaşma değer bulur.

                Bir hayaldir Demirci'de halı, emektir kazançtır, alın teridir. Okuyan çocukların harçlığıdır, genç kızların çeyiz parasıdır, hayatı dokumaktır.

YAZARLAR