Vaiz Muharrem DEMİR


KADİR GECESİ

"...Bu mübarek ay ve bu şerefli gece, insanlığı dalaletten hidayete, karanlıktan aydınlığa çıkaracak olan Kur’an-ı Kerimi karşılamış kıymetli zaman dilimleridir..."


                 “ (1) Şüphesiz, biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. (2) Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! (3) Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. (4) Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. (5) O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” 1 

                Ebu Hüreyre'den (ra) rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İnanarak ve sevabını Allah'tan umarak Ramazan orucunu tutan kimsenin geçmiş günahları bağışlanır. İnanarak ve sevabını Allah'tan umarak Kadir gecesini ihya eden kimsenin de geçmiş günahları bağışlanır." 2

                Her bireyin yaşamında önem atfettiği anlar vardır. Doğum günü, evlendiği gün, anne – baba olduğu gün, okula başladığı günler bu değerli anlara örnek verilebilir. Tabi bu kişiden kişiye değişir. Toplumlar ve devletlerin de önemli gördükleri ve yıldönümünü kutladıkları veya andıkları anlar vardır. İnsanlık tarihi boyunca günümüze kadar bu hep böyle süregelmiştir ve halen de devam etmektedir. Aynı şekilde Allah Teala katında da bazı anlar, günler, aylar vardır ki çok kıymetli, bereketli, şereflidir. On bir ayın sultanı diyerek baş tacı ettiğimiz, Kur’anı Kerim’de adının geçtiği tek ay olan, Ramazan ayı bu şerefli zamanlardan bir tanesidir. Yine bu mübarek ayın içerisinde yer alan, Rabbimizin, şerefine müstakil bir süre indirdiği Kadir Gecesi de hakikatini idrak edemeyeceğimiz derecede bereketli ve kıymetli kılınmış bizim için. İnsanlık için.

                Kur’an Ramazan ayında indirilmiştir. İndirildiği gece de Ramazan ayı içerisinde yer alan Kadir Gecesidir. Bu mübarek ay ve bu şerefli gece, insanlığı dalaletten hidayete, karanlıktan aydınlığa çıkaracak olan Kur’an-ı Kerimi karşılamış kıymetli zaman dilimleridir. “Bin aydan daha hayırlıdır” buyuruyor Yaradan bu gece için. Hangi gece? Bu saklanmış. Öyle ya, değerli olan şeyler saklanır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “arayın” buyuruyorlar. “Ramazanın içinde arayın, son on gününde arayın, tek gecelerinde arayın…” Âlimlerimizin çoğu ise 27. gecesi olarak görüş bildiriyorlar ama kesin değil. Bundan dolayı “Her geceyi Kadir, her geleni Hızır bil” denilmiştir bizim kültürümüzde.

                Sözlükte kadir (kadr) kelimesi “hüküm, şeref, güç, yücelik” gibi anlamlara gelir. Dinî literatürde ise “leyletü’l-Kadr” şeklinde Kur’an-ı Kerim’in indirildiği gecenin adı olarak kullanılır. Aynı adı taşıyan 97. sure bu gecenin fazileti hakkında nazil olmuştur. Surede Kur’an’ın, Kadir gecesinde indirildiği ve sözü edilen gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilir. Müfessirler hayırlı olanın bu gecede yapılan amel olduğunu, bin ayın ise içinde Kadir gecesinin bulunmadığı bir süreyi ifade ettiğini belirtmişlerdir. 3

                Duhan suresinde, “Biz onu mübarek bir gecede indirdik” (44/3) buyrularak bu gecenin bereketli, hayırlı, uğurlu, önemli ve kutsal bir gece olduğu açıkça ifade edilmiştir. Surenin ilk âyetinde Kur’an’ın bu gecede, Bakara süresinde de (2/185) Ramazan ayında indirildiği belirtilmiştir. Buna göre Kadir gecesinin Ramazan ayı içerisinde olduğu açıktır; Ramazanın hangi gecesine denk geldiği konusunda farklı görüşler vardır. Bununla birlikte, Buhârî ve Müslim’in kaydettiği, Hz. Âişe’ye isnad edilen bir hadiste Hz. Peygamber’e ilk vahyin Ramazan’ın 27. gecesinde geldiği bildirilmiş; bu sebeple Kadir gece-sinin Ramazan’ın 27. gecesi olduğu yönünde genel bir kanaat oluşmuştur. Bazı rivayetlere göre Kur’an bu ayın son on günü içinde inmeye başlamıştır. Kadir gecesinin kesin olarak bildirilmemesi, insanların o gecede kazanacakları sevaplara güvenip diğer zamanlarda kulluk görevlerini ihmal etmelerini önlemek gibi bazı sebep ve hikmetlerle açıklanmıştır. 4 

                “Şüphesiz, biz onu, Kadir gecesinde indirdik.”

                Neyi? Allah (c.c.) öncesinde isim geçmeksizin zamir kullanmış. Zamir kullanabilmemiz için öncesinde bir isim geçmeli. Yani birisine önceden bir şey söylemeksizin “kalemi ona verdim.” dediğimizde hemen “kime” diye bir soru ile karşılaşırız. Çünkü daha önce adı geçmemiştir. Peki Allah (c.c.) niçin bu şekilde ifade kullanıyor? Sebebi şu: Kur’an o kadar açık, bilinen, yüce bir kitap ki doğrudan zamirle ifade edildiğinde bile herkes Allah’ın neyi kastettiğini anlayabiliyor.

                Zemahşeri diyor ki: Allah Kur'an'ı üç yönden yüceltmiştir: Birincisi: İndirilmesini kendisine isnat edip bunu bir başkasına değil de kendisine mahsus kılmıştır. İkincisi: Şöhretine ve vurgulamaya ihtiyacı olmadığına belge olsun diye, açık ismini anmadan zamirle ifade etmiştir. Üçüncüsü: İndirildiği vaktin şerefini yüceltmiştir. 5

                “İndirme” ameliyesinden ne kastedildiği hususunda müfessirler genel olarak iki görüş bildirmişlerdir. Bir tanesi Kur’an’ın toptan semaya indirilmesi, diğeri ise Kur’anın o gece indirilmeye başlanmasıdır. Bu olgu ne şekilde olursa olsun üzerinde önemle durmamız gereken husus şudur: İnsanlığın vahiy ile buluşmasıdır. İnsanın varoluş gayesini rabbinden öğrenmesidir. “İnsana bilmediğini öğretendir” (Alak, 5) buyuruyor Rabbimiz. İnsana varlık nedenini hatırlatmasıdır. Vahiy Allah’ın kendi katından yeryüzünde bulunan insanoğluna büyük bir lütfudur. İnsanlar içerisinden Hz. Muhammed’i (s.a.v.) Peygamber olarak seçmiş, O’na ve tüm insanlığa indireceği kelamının zamanını da Kadir Gecesi olarak belirlemiştir.

                Duhân sûresinde de Kur’an’ın “mübarek bir gecede” indirildiği belirtilerek hüküm ve hikmet içeren bütün işlerin bu gecede ayrıldığı, belirlendiği ifade edilir (Duhân44/3-4). Elbette bu gecenin kıymetini, bereketini, hikmetini tam manasıyla bilmemiz mümkün değildir.

                “Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin!”

                Akıl ve tecrübe ile asla elde edilemeyecek olan bilgi kastedilmektedir. Yani İnsanoğlunun hiçbir çabasının, bilim ve teknolojideki hiçbir ilerlemenin asla ulaşamayacağı bir bilgiden bahsediyoruz. Bu bilgiye sadece vahiy ile ulaşılabilir.

                “Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.”

                Müfessirlerin bir kısmı, bu ayeti hakiki manasında anlayarak bu gecede yapılan ibadet ve hayırların, içinde Kadir gecesinin bulunmadığı tam bin ayda yapılanlardan daha çok sevap getireceğini belirtirler. Başka bir yoruma göre buradaki bin sayısı çokluktan kinayedir. Nitekim birçok dilde olduğu gibi Arapçada da bin rakamı büyük bir sayı söyleyerek çokluğu anlatmak için kullanılmaktadır. Şu halde bu âyette Kadir gecesinde yapılan ibadet ve iyiliklerin diğer bütün zamanlarda yapılanlardan daha çok sevap getireceği ifade edilmiş olmaktadır.  6 

                Mevdudi, Tefhîm’ül Kur’an adlı eserinde konuya ilişkin rivayetleri zikrettikten sonra şu ifadelere yer verir: “Ancak ayetin kelimeleri şöyle değildir: "Kadir Gecesi'nde amel etmek bin ayda amel etmekten hayırlıdır." Ayette şöyle denilmiştir: "Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır." Buradaki bin aydan murat, 83 sene gibi ifadeler değildir. Araplarda büyük bir sayı anlatılmak istendiğinde "bin" kelimesi kullanılırdı. Bu nedenle ayetin anlamı "bu bir gece içinde o kadar büyük iyilik ve hayır yapılmıştır ki insanlık tarihinde uzun bir zamanda bile bu kadar hayırlı iş yapılmamıştır."

                “Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner.”

                Burada Kadir gecesinin bin aydan hayırlı oluşunun başka bazı sebepleri açıklanmaktadır.  Bu gece Allah Teâlâ’nın vereceği görevleri üstlenmek üzere melekler ve ruh yeryüzüne inerler. Müfessirlerin çoğunluğuna göre âyetteki “ruh”tan maksat Cebrail’dir. Cebrail meleklerden biri olmakla birlikte makamının yüksekliğini ve şanının yüceliğini göstermek üzere ayrıca zikredilmiştir. Ruha “meleklerin ileri gelenleri, meleklerin dışında Allah’ın görünmez ordularından bir ordu, rahmet” vb. manalar verenler de vardır.

                “O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”

                Ayette bu gecenin esenlik ve mutluluk gecesi olduğu ifade edilmiştir. Zira melekler gecenin başından itibaren tan yeri ağarıncaya kadar gruplar halinde inerek müminlere selâm verirler. Bu durum gecenin karanlığı çekilinceye kadar devam eder. Kadir gecesinde Allah Teâlâ Rahmân ismiyle tecelli etmekte, bu tecelli en az bir yıl boyunca genel esenliğin devamını sağlamakta, düzeni ve dengeyi korumaktadır. Bu sebeple ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber dünyevî işlerden uzaklaşıp mescidde itikâfa çekilir, vaktini daha çok ibadet ve tefekkürle geçirirdi. Dolayısıyla müminler de Kadir gecesini ibadetle ve dualarla ihya etmelidirler. Hz. Âişe validemiz bu gecenin nasıl ihya edileceğini Hz. Peygamber’e sormuş, o da “Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet! de” şeklinde cevap vermiştir. 7 

                Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Kadir gece-sinin de içerisinde bulunduğu Ramazan günlerinde bol bol Kur'an okur, hayır ve hasenatta bulunurdu. Cebrail (a.s.), Ramazan sonuna kadar her gece kendisine gelir ve Hz. Peygamber (s.a.v.) ona Kur'an okuyup dinletirdi. 8  Nitekim halen günümüzde yoğun bir şekilde uygulanan bu "karşılıklı okuyuş", "mukabele" geleneğimizin dayanağını oluşturur.

                Teravih namazında asıl olan, Kur'an-ı Kerim'in hatmi ve Ramazan gecelerinin ihyasıdır. Kadir gecesine rastlama ihtimali yüksek olan bu mübarek geceleri ibadetle değerlendirme hedeflenmelidir. "İnanarak ve sevabını Allah'tan umarak Ramazan orucunu tutan kimsenin geçmiş günahları bağışlanır. İnanarak ve sevabını Allah'tan umarak Kadir gecesini ihya eden kimsenin de geçmiş günahları bağışlanır. " buyuran Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ramazan gecelerini namaz ile değerlendirmiştir. Bu nedenle, teravih namazını geçiştirme yerine, mümkün mertebe bu namaza daha fazla zaman ayırma, ecrinden daha fazla yararlanma cihetine gidilmelidir. Böylece gündüzünü sıyam (oruç) ile gecelerini de kıyam (teravih) ile Ramazan dolu dolu geçirilmiş ve bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi ihya edilmiş olacaktır. 9

                Bütün vakitler, Allah'ın insanlara sunduğu birer nimettir. İnsan değerlendiremediği müddetçe vaktin mübarek olmasının ona bir fayda sağlamayacağı da bilinmesi gereken bir gerçektir. Bu vakitlerin huzur, bereket, af ve mağfiretinden yararlanabilmenin yolu; Peygamber Efendimizin öğrettiği gibi, Allah'ın rızasına erişebilmek için az da olsa devamlı ibadet etmektir. Her anında Allah'ın hoşnutluğunu gözeten bir kul, hangi gün olduğu tam olarak bilinemeyen Kadir gecesine de erişecek, diğer mübarek vakitleri de hakkıyla ihya edebilecektir. İnanan insanlar, Kur'an ve sünnet ölçüsüne göre zamanını şekillendirmeli; kulluk şuuruyla, hizmet bilinciyle geçirilmeyen her anın zarar ve ziyan olacağı gerçeğini unutmamalıdır. 10 

 

1 Kadr sûresi, 97/1–6;

2 Buhari, Fadlü leyleti'l-kadr, 1.

3 M. Sait Özervarlı, “Kadir Gecesi”, DİA, XXIV, 124-127;

4 Kuran Yolu Tefsiri, V, 658.

5 Zemahserî, Carullah ebi’l-Kasım Mahmud b. Ömer, el-Kessâf an hakâiki gavâmidi’t-tenzîl, Mektebetü Ubeykân, Riyad, 1998, V, 409;

6 Kuran Yolu Tefsiri, V, 659.

7 Tirmizî, “Da‘avât”, 84; İbn Mâce, “Duâ”, 5.

8 Buhari , 'Savm, 7.

9 Hadislerle İslam, II, 264.

10 Hadislerle İslam, II, 276.

YAZARLAR