ÖZLEM CANLI HALIKENT Bölge Gazetesi Yazı İşleri Md.


ÖRNEK HİKÂYELER // TIKTIK


            Çok sevdiğim halde uzun yıllardır göremediğim bir arkadaşımdı. Evimizin eskiyen koltuklarını tamir ettirmek için gittiğim marangozda karşılaşınca,büyük bir sevinçle kucaklaştık.

Hal hatır sorduktan sonra:

 

            - Nerelerdesin yahu? Diye çıkıştım. Seni öldü zannettim.

 

            Şaka yolla söylediğim bu sözler karşısın da birden ciddileşti. Rengi limon gibi sararmış, canı da iyiden iyiye sıkılmıştı. Hemen yanı başında duran biçilmemiş vaziyetteki ahşaba elinin tersiyle vururken:

            - Şeytan kulağına kurşun, dedi. Bu ne biçim laf birader? Daha altmışına varmadan ölümden bahsetmek de ne oluyor?

            Ben, olup bitenleri anlamaya çalışırken, o da işi garantiye almak istemiş olacak ki, aynı işlemi tekrarladı:

            - Tık, tık, tık. Şeytan kulağına kurşun.

 

            Dükkân sahibi olan marangoz; bizden hayli uzakta bulunduğu için konuşulanlardan habersizdi. Çalıştığı makineyi bir ara durdurdu ve yanımızdaki çırağına doğru dönerek:

 

            - Dursuun… diye seslendi. Beyefendinin parmağıyla vurduğu ahşabı getir de, bu gün trafik kazasında ölen gencin tabutunu hazırlayalım.

            KÜÇÜK BİR TERSLİK

            Adamın tersliği, yedi cihana yayılmıştı. Dünyaya da tersinden geldiği söylenirdi. Çocukluk yılları dahil, çorap ve ayakkabılarının ters olmadığı görülmemişti.Herkes düz yürürken o tersi tersine gider ve herkesin ak dediğine o kara derdi. Yatakta bile ters yatıp ayaklarını yastığa koyar, eşeğine ters bindiği için Nasrettin Hoca’ya büyük hayranlık duyardı. Gittiği bütün okullardan tersyüz edildiğinde, tersanede iş buldu ve kazandığı parayla bir İngiliz otomobili satın aldı. Böylelikle direksiyonunun ters tarafta olduğunu bahane edip soldan giderdi. İleri yaşlarda spora merak sardı ve attığı ters taklalarla isim yaptı. Adam, esasında dindar bir ailenin çocuğuydu. Fakat sırf terslik olsun diye babasının yolundan gitmemiş ve ‘kal’ dedikleri için evini terk etmişti. 

 

            Adam gerçek şöhretini, kelimeleri tersinden okumakla kazandı. Herhangi bir kelime söylediğinde onu şıp diye tersine çevirir ve karşısın dakini hayrete düşürürdü. 5 sene süren çalışmalar sonucunda becerebildiği bu işin ‘faydasız şeyler’ olduğunu söyleyenlere inat olsun diye, 15 sene daha çalışıp işi cümlelere döktü. Ve uzunluğuna bakmadan, bütün cümleleri tersine çevirir hale geldi. Kendisiyle röportaj yapmak isteyen gazetecilerin teklifini, çektikleri fotoğrafların ters basılması şartıyla kabul ettiğinde şöhreti daha da arttı ve televizyonda  boy göstermeye başladı.

Adam, dünyaca meşhur olmak üzereyken hastalanıp yatağa düştü. Doktorlar, kurtulma ümidinin kalmadığını söylüyordu. Adamın, diğer insanların tersine olarak sağ tarafında bulunan kalbi, feci halde tekliyordu. Baş ucunda Kur’an okuyan amcası, son anlarında kulağına şahadet kelimesini fısıldadığında, adam büyük gayretle tekrar etmeye çalıştı. Fakat küçük bir terslik yapmış, yılların verdiği alışkanlıkla kelimeyi tersinden söylemişti.

Adam ölmüştü ve yatakta yine ters yatıyordu.

YAZARLAR