İdealist, öğrenmeye ve öğretmeye meraklı, örnek bir eğitimcimiz olan Ahmet AYSAN ile kendi öğrenciliğinden, öğretmenlik hayatına, idarecilik ve yöneticilik yaptığı 28 yıl içerisinde yaşananlara ve anılarına yaptığımız yolculuğu keyifle okuyacaksınız.35 yıllık bir yaşam serüvenine eşlik edeceksiniz.
Sevdiğim işi yapmayı Allah’ım nasip etti, insanlara güvendim ve sevdim,sesli düşündüm ,doğru bildiklerimi her ortamda uygun bir lisanla açıklamaktan kaçınmadım, risk almayı sevdim, mesai kavramı nedir bilmedim, ekip çalışmasının önemine inandım. Demirci Halk Eğitim Merkezi’nin REFERANS VEREN DEĞİL, REFERANS OLMAYI İLKE EDİNEN BİR KURUM OLARAK her zaman her yerde kabul görmesini sağladım diyen 35 yıllık eğitimci emekli öğretmenimiz Ahmet AYSAN Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yeni nesiller sizin eseriniz olacaktır” dediği öğretmenlerimiz arasında , mantıklı ve çağı yakalamış düşüncelerle donanan, vicdanını sorgulayan, kültürünü, milletinin gelenekleri ve teknolojinin birlikteliğiyle kuvvetlendiren,yüreğini her zaman ,iyiye,doğruya faydalı ve kalıcı olana,ihtiyaç duyana uzatan,görev aşkıyla medeniyete ve hizmete koşan, vatanını,milletini,devletini,bayrağını canından çok seven nesiller yetiştirmiştir.Ahmet AYSAN' ın öğretmenliği de yetiştirdiği öğrenciler de Ulu Önder'in tariflerine uyar nitelikte.Ne mutlu ki bize bu ülke Ahmet AYSAN gibi öğretmenler yetiştirmiş ve ne mutlu ki bize bu öğretmenleri örnek alan öğrenciler olmuş. Öğretmenliğin dünyasında bizlere başka kapılar açmış, öğrenmenin öğretmenin yaşının olmadığını kanıtlamış. Evde oturan anneleri, kahvede oyun oynayan dedeleri, teknolojiyle tanıştırmayı başarmış.Açtığı kurslara katılan kursiyerin hayaline dokunmuş.Öğrencilerin sesi olmuş,umudu olmuş,çarelerin bittiği anda çözüm olmuş yenilemiş, yenilenmiş.Sürekli araştırmış sonuca ulaşmak için çabalamış.Tüm bunlar bir masal değil ama o bir masalı gerçeğe dönüştürmüş.Sanırım yaptığımız bu söyleşi ilk defa bu kadar uzun oluyor.Ahmet öğretmenimizin ilçemize kazandırdıklarını birlikte yeniden konuştuğumuzda anladım.O bizim iki satırda bahsetmeye çalıştığımız projelerin oluşması için günlerce,aylarca saatlerce uğraşmış her detayı düşünerek tek bir eksik bırakmadan başarıya ulaşmıştır.Tüm bu çalışmaları okurken sizler de geçmişe yolculuk yapacaksınız.Bir çok projede kendinizin katkılarını hatırlayacak o günlere yeniden döneceksiniz.Sonuçlarını değerlendirerek günümüzde yaşanılanlarla kıyaslayacaksınız belki de.Biz de Ahmet AYSAN gibi öğretmenlerin,idarecilerin,yöneticilerin hep var olmasını temenni ediyor, önünde saygıyla eğiliyoruz.
Bize kendinizi tanıtır mısınız?
İlkokul mezunu bir anne babanın dört çocuğunun ikinci çocuğu olarak 1960 yılında Demirci de doğmuşum.İlk,orta,lise öğrenimimi Demircide tamamladım.Demirci Eğitim enstitüsünde başladığım öğretmenlik eğitimini 1978-1979- yılı fırtınalı günlerinin sonucu 1980 yılında Ankara Eğitim Enstitüsünde tamamladım.
Evliyim,eşim de ilkokul öğretmeniydi oda emekli oldu,Allaha emanet iki kız çocuğum var, büyük kızım diş hekimi, küçük kızımda diş hekimi olacak Allah nasip ederse.Çocuklarımın eğitiminde öncelikle öğretmenlerinin ve annelerinin emekleri , hakları çoktur ,sizin aracılığınızla hepsine tekrar teşekkür ediyorum .
35 yıllık öğretmenlik mesleğimin 7 yılında Kars ve Manisa merkez ve ilçeleri ile köylerinde öğretmen olarak görev yaptım.Geri kalan 28 yılını da Demirci ve Manisa merkezde ilköğretim okulu müdürlüğü, Demirci, Saruhanlı ve Gördes de Halk Eğitim Merkezinde Müdür yardımcılığı ve Müdürü olarak görev yaptım.4 yılda 5 kez isteğim dışında görev yerim değiştirildi ve 4 kez göreve mahkeme kararıyla görevime iade edildim, 5.kez de mahkemeyi kazanmama rağmen hukuki imkansızlık gerekçesiyle göreve iade edilmediğim den bu yıl emekli oldum.Demirci de özellikle istihdama yönelik gerçekleştirmek istediğim projelerimiz vardı bunları gerçekleştirmek nasip olmadı .
Öğretmen olmaya ilk ne zaman karar verdiniz? Neden bu mesleği seçtiniz?
Demirci lisesinde okurken Cemil Doğan isminde Edebiyat öğretmenimiz vardı .Cemil Öğretmenimin öğrencilerine yaklaşımı, bilgisi, davranışları , giyimi ve Türkçeyi çok düzgün kullanmasından etkilendim bu nedenle kendime rol model seçmiştim , lise de karar vermiştim öğretmen olmaya.Cemil öğretmenim rahmetli oldu , mekanı cennet olsun .
Öğretmenlik mesleğinin görev tanımı için ne düşünüyorsunuz ?
Öğretmenlik mesleğinin kutsal bir meslek olduğuna inanıyorum . Hele ilkokul öğretmenliği benim için çok farklı. Çünkü her şey ilkokulda başlıyor. Bana dünyanın en şanslı kişisini söyler misiniz dediğinizde sağlıklı olmak ve iyi bir sınıf öğretmeninde okuma şansı yakalayan kişi olarak söylerim her zaman .
Öğretmen denilence; öğrencilerini, kendilerine, ailelerine, topluma, çevreye olumlu katkılar yapan ,kendisi, ailesi ve çevresi ile barışık ,başkalarıyla iyi ilişkiler kuran ,işbirliği içerisinde çalışan ,hoşgörülü ve paylaşmayı bilen ,dürüst,erdemli ,iyi ve mutlu bireyler yetiştiren bilge lider kişi olarak tanımlarım . Bu tanımda bize gösteriyor ki öğretmen bizim her şeyimiz ,geleceğimizi hazırlayan kişidir diyorum .
Öğretmenliğin idealist bir meslek olduğuna ilişkin genel bir yargı var.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Evet sizinde söylediğiniz gibi öğretmen olmak ve başarılı olmak için öncelikle insanı sevmek gerekiyor çünkü bu mesleğin muhatap olduğu kesim insan, bu nedenle öğretmenlik idealist ve fedakar insanların yapacağı ve yapması gereken bir meslek. Aynı zamanda çok yıpratıcı bir meslektir. Ne yazık ki bu gün toplumumuzda eskisi kadar saygınlığı yok ve her gün daha da azalıyor. Bunun çok farklı nedenleri var, inşallah öğretmenlerimiz hiç olmasın özlük hakları konusunda beraber hareket edebilseler sorunlarının büyük kısmı halledilir fakat maalesef bu güne kadar bu birlik sağlanamamıştır tüm zor şartlara rağmen saygınlığını korumaya çalışıyor, bu nedenle zor bir meslek ama onurlu bir meslek , geçenlerde yapılan bir ankette hala en güvenilir meslek grubu olarak öğretmenlik birinci sırada yer almış, gurur duydum.
İlk göreve başladığınız güne dönersek o anki duygularınızı öğrenebilir miyiz?
20 yaşında öğretmen oldum. Yıl 1981 ilk görev yerim Kars ili Susuz ilçesi Küçük çatak köyü. Elektrik yok, su yok, okul yok dağ başında bir yer ,Mesleğimin beklide en güzel günleri o köyde geçti diyebilirim tüm olumsuzluklara rağmen .Çocuklarımın da buraları görmesi için 30 yıl sonra ilk görev yaptığım köye gezmeye gittim , hala okul müdürüm, beraber görev yaptığım öğretmen arkadaşlarım ve öğrencilerimle görüşüyoruz ,önemli olan kalıcı dostluklar kurabilmek diyorum .
Göreviniz süresince elbette yaşadığınız birçok anıya sahipsiniz ancak sizde derin izler bırakan bir anınızı bizimle paylaşmak ister misiniz?
Çok var tabii ki… Gördes’in Kuşluk köyünde mezun ettiğim öğrencilerimi hep meslek liselerine gitmeleri için yönlendirirdim. Büyük bir kısmı da tercihlerini bu yönde kullandılar, şimdi hepsi birer meslek sahibi kimi devlet memuru oldu kimi kendi işinin başında onları görünce hep mutlu olurum, tüm yokluk ve zorluklara rağmen onların en kısa sürede meslek sahibi olmaları ve köydeki diğerlerine model olmaları gerekiyordu zorlu yarışta imkansızlık nedeniyle geride kalabilirlerdi, bu çocuklar sayesinde hem ekonomik anlamda hem de kültürel anlamda köyde hızlı bir gelişme sağlandı. Çok mutlu olurum her zaman. Köyün kaderinin değişmesinde katkımız olduğu için.
Geçmiş yıllarda sizin öğretmen olarak çaresiz kaldığınız çözümleyemediğiniz sosyal sıkıntılar olmuş muydu?
Çalıştığınız yerde taraf olmadığınız sürece büyük bir sorunla karşılaşmıyorsunuz , önemli olan adaletti olabilmek , görevini kusursuz yapmak,dürüst olmak ,pozitif düşünebilmek ve risk alıp hızlı karar verebilmek bunu ilke olarak benimsemiştim bu nedenle pek sorun yaşamadım.
Şu an emekli bir öğretmensiniz emekli olduktan sonra neler hissettiniz? Öğrencilerinizi özlüyor musunuz?
Özlüyorum tabii ki öğrencilerimi, öğretmen arkadaşlarımı. Yalnız günümüzde teknolojinin sağladığı nimetler sayesinde sık sık görüşme şansımız oluyor. Özellikle öksüz, anne babası ayrı, ekonomik ve diğer sorunları olan öğrencilerimi özel olarak daha yakından takip etmeye çalışıyorum. Çünkü o öğrencilerimin sadece öğretmenleri değildim, Abisiydim, babasıydım, arkadaşlarıydım, kardeşleriydim, o öğrencilerimin sorunları en az olanlardan olmalı diye düşünüyorum ve bunun sorumluluğunu taşıyorum. Kolay değil dolu dolu kocaman 35 yıl.
Öğrencilerinizden veya arkadaşlarınızdan hiç unutmadığınız sizde iz bırakan isimler var mı? Bizimle paylaşır mısınız?
Karsta çalıştığım Küçük Çatak köyündeki öğretmen arkadaşım ve müdürüm olan ve aynı zamanda da köyünde yerlisi olan Zakir hocamın 11 yıldır birinci sınıfları okutması ve bize bunların başka şansı yok birinci sınıfta okuma yazmayı en iyi şekilde halletmeleri gerekiyor diyerek kimseye birinci sınıfları vermeyişini hala unutamam .
Ayrıca öğrencilerimden çok farklı özelliklere sahip siyasete ilgi duyan Kerem’i, gelecekte çok ünlü ressam olacağına inandığım Rüya’yı, atom karınca Toprak’ı, çok güzel şiir okuyan Simge’yi, hep kazanmayı isteyen Efe’yi, ağır abi Can’ı,büyümüşte küçülmüş Deniz’i,olayları herkesten farklı değerlendiren Emre’yi, farklı özelliklere sahip birçok öğrencimi unutmam mümkün değil .Öğrencilerime gelecekte bu ülkenin yönetiminde görev alıp yanlışları düzeltmek istiyorsak çok çalışmamız gerektiğini kavratmaya çalıştım.
Bir okul yaptırma şansınız olsaydı adını ne koyardınız ?
Şu an öğle bir şansım olsa annem ve babamın ismini koymak isterim ve tam donanımlı bir meslek lisesi açmayı isterim. İnşallah Allah’ım nasip eder.
Yıllarca başarı serüveniyle dolu okul müdürlüğü, yöneticilik, idarecilik yaptınız sizce bu başarının sırrı nedir?
Başarmak için öncelikle inanmak, hedeflerini doğru tespit etmek, planlı çalışmak , zamanı iyi değerlendirmek, çalıştığın personelin kurumuna gelirken severek gelmesini sağlamak , kurum içerisinde personelle alt üst ilişkisini iyi ayarlamak , takım ruhu oluşturabilmek ,güvendiğini belli edebilmek ,her personelin kurumun işleyişinden haberdar olması için belli aralıklarla görev dağılımında değişiklikler yapmak , kırıcı olmayan eleştiriye açık olmak ,adaletli davranmak , hukuktan ayrılmamak, personelin düşüncelerini dinleyip uygulanabilir olanları uygulamaya çalışmak , başarıyı bir an önce yakalamayı sağlıyor ama asıl önemli olan başarıyı sürdürebilmek bu çok daha önemli . Sonra başarı kendiliğinden geliyor zaten.
Sizin tecrübelerinizden yararlanmak istiyoruz. Meslek hayatınızda önem verdiğiniz üç temel prensip nedir?
Sevdiğim işi yapmayı Allah’ım nasip etti, insanlara güvendim ve sevdim, sesli düşündüm, doğru bildiklerimi her ortamda uygun bir lisanla açıklamaktan kaçınmadım, risk almayı sevdim, mesai kavramı nedir bilmedim, ekip çalışmasının önemine inandım. Bakın siz bana üç temel prensip dediniz ben size daha fazlasını söyledim bir çırpıda.
Emekli bir öğretmen ve yönetici olarak yaşam felsefenizi paylaşmak ister misiniz?
Mutlu olmak için önce şükür etmesini bildim, bilgi sahibi olmadığım hiçbir konuda fikir yürütmemeye çalıştım, paylaşmanın önemini bildim ve yaşam tarzı olarak kabul ettim, dedikodu yapılan ortamlarda bulunmamaya çalıştım, kazancımın bir bölümüyle mutlaka tasarruf etmeye çalıştım, milli ve manevi değerlerimize aykırı olmayan her türlü düşünceye saygı duydum, inandıklarımdan ve ilkelerimden ne pahasına olursa olsun taviz vermedim ,insanları özellikle çalışkan ,üreten insanları çok sevdim ve saygı duydum, ferdiyetçi bir düşünce ve yaşam tarzı yerine , hep toplumcu bir düşünceyi ön plana çıkarıp bir yaşam tarzı içerisinde yaşamaya çalıştım, markalara takılı kalmadım,amirlerime devlet terbiyesi içerisinde saygı duydum, çıkar ilişkisi olmayan kalıcı dostluklar kurmaya çalıştım, ülkemin her yerini eşimle ve çocuklarımla beraber gezmeye çalıştım , işte bu benim yaşam felsefem.
Eğitim ve öğretim alanında daha iyi bir eğitim sağlanabilmesi için sizce neler yapılmalı ?
İşte bu konu çok önemli.Önce bir ülkenin milli bir eğitim politikası olmalı ve kısa ve uzun vadeli hedefler belirlenmeli . Bu hedeflere ulaştıracak programlar günümüz şartlarına uygun yazılmalı, öğretmenlerimizin donamını artırılmalı ve her öğrenci başına okula ihtiyaçların giderilmesi için okula bütçe gönderilmeli, ihtiyacımız kadar öğretmen yetiştirilmeli ve sadece öğretmen lisesinde okuyan öğrenciler arasından seçilen kişiler eğitim fakültelerine alınmalı ve geçim kaygısı taşımayacakları bir ekonomik gelire kavuşturulmalı , okulların donanımları günün şartlarına uygun düzenlenmeli , ikili eğitim kesinlikle kaldırılmalı .Orta okuldan itibaren öğrenciler haftada bir yarım gün üniversite dahil sosyal bir hizmette görev almalı, değerlendirmeler ağırlıklı olarak merkezi sınavlarla yapılmalı , öğrencilerin düşüncelerini özgürce ifade edebilecekleri ve farklı düşünenlerin düşüncelerine saygı duyulacağı bir anlayış yaygınlaştırılmalı , andımız mutlaka okullarımızda okunmalı , öğrencilerin görecekleri eğitimle ilgili öğretmen görüşü yönlendirmelerinin bir yaptırımı olmalı , öğretmenlerimiz arasındaki ücret adaletsizliği mutlaka giderilmeli .
Öğrencilerimizin araştırmaya yönelik çalışmalar yapmaları sağlanmalı, meslek liselerinin önemi her öğrenciye ve özellikle ailesine anlatılmalı, sorumluluk duyan ve aldığı sorumluluğu yerine getirmeye çalışan bireyler yetiştirilmeli, milli ve manevi değerlere saygılı, bu ülkenin bir ferdi olmanın gururunu taşıyan ve onu yüceltmek için çaba gösteren bir anlayışın çocuklarımıza kazandırılması anlayışı hakim kılınmalı, okullarda resim, müzik ,beden eğitimi gibi özel eğitim gerektiren derslerin ciddi şekilde işlenmesinin sağlanması çocuklarımızın özgüvenlerinin gelişmesine katkı sağlıyor.Eğitim politikamız yaz boz tahtası olmaktan çıkarıldığında işin yarısını zaten başarmış olacağız, inşallah bu günler yakındır .
Burada sizinle üniversiteye giriş sınavı ile ilgilide düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Doğru olduğuna inandığım radikal kararlar alırım. Şöyle ki şimdi meslek liselerine genelde en düşük puanlı öğrencilerimiz giriyor gerçek bu fakat çok yanlış. Bence önce meslek liselerinin eğitim programları hemen günümüz ihtiyaçlarına uygun olarak güncellenmeli, esnek olmalı ve okullarımızın standartları birbirine çok yakın olmalı. Makine mühendisi olacak öğrenci EML’nin makine bölümünden gitmeli, tıp eğitimi almak isteyen öğrenci ilgili sağlık meslek lisesinden gitmeli, ziraat mühendisi olmak isteyen tarım meslek liselerine gitmeli bu şekilde başarılı öğrenciler ilgili meslek lisesine giderek alanlarında üniversiteye giderek daha hazırlıklı olmalı, başarılı olamayanda kaliteli donanımlı ara teknik eleman olmalı bakın o zaman ne fen lisesi kalır nede başka lise kalır önemli olan öğrenciyi üniversiteye eğitim göreceği alanda donanımlı gönderebilmek. Bu sisteme geçilecek ama bakalım bize görmek nasip olacak mı? Sonra üniversitelerinde ülke genelinde branşlara göre ders konuları aynı olmalı, her hoca kafasına göre takılmamalı ,eğitimle uğraşmalı sadece, üniversitede okuyan her öğrenci dönem sonunda sınavını üniversitesinde değil yeni oluşturulacak bir birimin yapacağı merkezi sınava girerek değerlendirilmeli ,bu sınav uygulaması sonucu üniversite hocasının da başarı durumuna göre akademik ilerlemesinde öncelikli referans olmalı , bakın o zaman nasıl hoca olduğu bir türlü bilinmeyenleri sözde akademisyenler başka işlerle uğraşacağına eğitimle nasıl uğraşıyorlar , bakın bu sorunların acilen çözülmesi gerekiyor , her günü kayıp olarak görüyorum.
Uzmanlık alanınızda şuanda ulamadığınız biri ile tanışıp sohbet etme imkanınız olsaydı bu kim olurdu? Ondan neler öğrenmek isterdiniz ?
Çok güzel bir soru.Eski Talim Ve Terbiye kurulu Başkanı Prof.Dr. Ziya Selçuk Bey ile eğitim sorunlarımız ve çözüm yolları, öğretmen yetiştirme programı ve müfredat programları üzerinde sohbet etmek isterdim.Şahsen tanımamakla birlikte çalışmalarını büyük bir hayranlıkla takip ediyorum. Konuşmacı olarak katıldığı bir etkinlikte ülkemizin eğitim sistemi ,çıkmazları ve çözüm önerileri beni çok etkilemişti . Ne yazık ki oda uzun süreli görevi sürdürme şansı bulamamıştı, ülkem için bir kayıp olduğuna inanıyorum.
Size birkaç kelime saymak ve bu kelimelerin sizde neyi çağrıştırdığını bilmek isteriz?
Öğrenci ---- bitmeyen enerji
Çocuk ----- karşılıksız sevgi
Kitap---- arkadaş, çıkış yolu
Öğrencilerinizin nasıl bir ders çalışma programı uygulaması gerekiyor? Bu anlamda aile öğrencisine nasıl destek vermeli?
Öncelikle programlı çalışmadan hiçbir alanda başarılı olunamayacağının öğrencilerimiz ve ailelerimiz tarafından bilinmesi gerekiyor. Bunun farkında olan öğrenci eğer hedefini de belirlemiş ise iş program yapmaya ve bunu uygulamaya geliyor. Programın uygulanması esnasında da ailenin de yapması gereken sorumlulukları var. Başta çocuğunun çalışma ortamını hazırlaması, dinlenme saatlerinde beraber olmaya çalışması, eksik konuları varsa onun tamamlanması için destek sağlaması, uyku düzenine dikkat etmesi, misafir kabul etme ve gezmeye gitme günlerinin çocuğunun ders çalışma programını aksatmayacak şekilde planlaması, kardeşleri ve arkadaşları arasında mukayese yapmaması ,kimlerle arkadaşlık ettiğini takip etmesi , öğretmenleriyle çocuğunun durumunu sık sık görüşmesi ve onların görüşlerini bir değer olarak kabul ederek çocuğunun başarılı ve mutlu olması için destek vermesi gerekiyor . Birde öğrencinin dersin temelinin okulda öğrenildiğinin bilincinde olması gerektiği, konulardaki eksikliğini mutlaka tamamlaması gerektiğinin farkında olması başarılı bir dönem geçirmesini sağlıyor.
Bu güne kadar mesleğiniz ve görevinizle ilgili yaşadığınız en büyük hayal kırıklığınız nedir? Tekrar yaşama ihtimaliniz var mıdır?
Daha öncede söyleşimizin başında da söylediğim gibi 35 yıl gibi öğretmenlik mesleğimin yaklaşık 28 yılı yöneticilikle geçti demiştim. Bu yöneticilik esnasında bir çok projeyi arkadaşlarımla beraber bir ekip çalışmasıyla gerçekleştirdik.En son Demirci Halk Eğitim Merkezi için hazırladığımız ve Zafer Kalkınma Ajansından 207000TL bütçeli ve karşılıksız destek aldığımız üzerinde hep birlikte çok emek harcadığımız kadın istihdamına yönelik HAYAT BOYU ÖĞRENME VE AKTİVİTE MERKEZİ PROJEMİZİN sürdürülebilirliğinin sağlanamaması en çok üzüldüğüm ve hayal kırıklığına uğradığım bir konu, niçin bu projenin sürdürülebilirliğini sağlayamadık ,eksiklerimiz ve yanlışlarımız nerede bu sorunun cevabını hep birlikte bulmamız gerekiyor ve herkesin öz eleştiri yapması gerektiğine inanıyorum.
Şu anda emekli olduğum için sistemin dışında olmakla birlikte destek talep edildiğinde yardımcı olmak ve projenin sürdürülebilirliğinin sağlanmasına katkıda bulunmak isterim . Çünkü bu proje Demircili bayanlar için çok önemliydi .Demircili bayan kardeşlerim 10 - TL gibi yevmiyelerle halı dokumaktan kurtulacaklardı ve ilçemiz yeni istihdam alanlarına kavuşacaktı , genç bayanlarımız çalışarak üretecekler , kazanmanın gururu ile bende varım diyecekler birey olduklarının farkına varacaklardı .Ama olmadı .
Demirci Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü görevini arada kesintilerle de olsa uzun süre çok başarılı şekilde yürüttünüz, göreviniz süresince çok farklı kursları ilçe merkezi ve en uzak köylerimiz dahil açtınız . Bu kurslardan görgü kuralları kursunda da ben öğretici olarak görev almıştım ve geri dönütleri çok güzel olmuştu, yine hayat boyu öğrenme ve aktivite merkezi projesinde ortak çalışmalarımız olmuştu halk eğitimi yakından tanıyan biri olarak, eski günlere dönersek bizimle Demirci Halk Eğitim merkezindeki sıra dışı farklı çalışmalarınızı paylaşır mısınız ?
Sizin de söylediğiniz gibi uzun süre halk eğitim merkezinde müdür yardımcısı olarak çalıştıktan sonra, müdür olarak görev yapmak bana büyük avantaj sağladı. Açıkça söylemek gerekirse ben de bu görevi çok sevdim tam benim mizacıma uygun bir görevdi.Görev yaptığım süre içerisinde kurumumuzun kapılarını tüm vatandaşlarımıza açık tutup Demircimizin dezavantajlarını hep avantaja çevirmeye çalıştık, özellikle istihdama ve meslek kazandırıcı kursları açmaya çalıştık, çaresizlere çare olmaya gayret gösterdik, gençlerimizde girişimcik ruhunun geliştirilmesi için eğitimler düzenledik, kurs ve sosyal kültürel faaliyetleri sadece merkezle sınırlı tutmayıp tüm köylerimizde en az bir kurs veya sosyal faaliyetler düzenledik. Bu çalışmaları gerçekleştirirken başta mesai arkadaşlarım olmak üzere, İlçe Kaymakamlarımız, Belediye Başkanlarımız,İlçe Milli Eğitim Müdürlerimiz,okul müdürlerimiz, öğretmenlerimiz, din görevlilerimiz, tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızın çalışanları, muhtarlarımız, sivil toplum yöneticilerinin ve vatandaşlarımızın her zaman her alanda desteklerini gördük. Demirci Ziya Gökalp Nurettin Kelem İlköğretim okulunda okul müdürü olarak görev yaptığım 6 yılda öğretmen arkadaşlarımın üstün gayretleri ile beş kez SBS sınavlarında Manisa il genelinde devlet okulları arasında il birincisi oldukları dönemi unutmuyorum bu dönemde Demirci’de okullarımız arasında tatlı rekabetin başladığını eğitimde marka şehir Demirci’nin başarı temellerinin bu döneme rastladığını bunun her zaman gurur ve onurunu taşıyoruz.
Geriye dönük olarak Halk Eğitim Merkezinin çalışmalarından bahsedecek olur isek,
- İlçe merkezinin tüm mahallelerinde ve tüm köylerinde kurs veya sosyal kültürel etkinlikler,
- Eğitimde fırsat eşitliği sağlamak amacıyla okullarımızda SBS, ÖSSY ve KPSS hazırlık kursları açtıklarını SBS ve KPSS sınavlarında Türkiye derecesi elde eden kursiyerleri olduğunu,
- Yaklaşık 4200 kişiye okur yazarlık sertifikası verdiklerini ilçedeki okur yazar oranını % 97 ye yükseldiğini, Demircimizin girişine BU İLÇEDE OKUMA YAZMA BİLMEYEN YOKTUR pankartının rahatlıkla asılabileceği düzeye ulaşıldığını ,
- AB projeleri kapsamında Halı dokuyan kadınlarımız ve halı dokutanlar ile tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız sorunlarının AVRUPA İÇİN GELECEK ATÖLYELERİ isimli proje 6 Avrupa ülkesiyle ortak yürütülerek proje sonunda olumlu çıktılar alınmış ilçemizde atölye halıcılığının temelleri atılarak Türkiye’nin en büyük halıcılık projesi gerçekleştirilmiştir . .
- Halk oyunları kursları ile il birincilikleri ,bölge birincilikleri, Türkiye ikinciliği kazanılmıştır.
- On iki ayrı alanda İş Kur kursları ile yaklaşık 1500 kişiye ulaşıp kursiyerlerimize hem kursta verdikleri eğitim ile meslek edinmelerine yardımcı olduklarını hem de cep harçlığı destekleri sağlandığını ,
- Kosgep desteklemeleri ile vatandaşlarımızın tanışması sağlanmış girişimcilik eğitimleri verilmiş bu kapsamda alınan hibe destekleri ile yeni birçok işyerleri açıldığını,
- İlçemizdeki özellikle sınava hazırlanan öğrencilerimize hızlı okuma kursları, sınav stratejisi belirleme ve hafıza teknikleri çalışmaları ile sınava hazırlıkta anne babanın rolü veli eğitim seminerleri ile verilmeye çalıştıklarını,
- Özellikle bakıma muhtaç sosyal güvenceleri olmayan yaşlı, yatalak, felçli, engelli vatandaşlarımızın devlet desteklemelerinden istifade etmeleri için yoğun çaba gösterdiklerini çok yorulmalarına rağmen hayır dualarını aldıkları için mutlu olduğunu,
- Üniversitemiz işbirliği ile toplum hizmeti çalışmaları kapsamında özelikle ileriki yaş grupları ve engelli vatandaşlarımız için teke tek okuma yazma çalışmaları ,
- Demircide bilgisayar kullanmasını bilmeyen merkez ve köylerimizde bayan kalmaması hedeflenerek,
Annem, ninem, halam,teyzem,ablam,yengem,anneannem,babaannem,bilgisayar,öğreni
yor projesi başarıyla yürütülmüş, devamında da amcam, dayım, eniştem, dedem,babam, bilgisayar öğreniyor projesi başarıyla uygulanarak bilgisayarla tanışmaları sağlanmıştır.
- Demirci Belediyesi Kent Konseyi Kadınlar Meclisi, Koza Birlik Tarım kooperatifi ve Müdürlüğümüz işbirliği ile ilçemizde yeni istihdam alanlarının yaratılması amacıyla İpek böcekçiliği yetiştirilmesi projesinin 150 aile ile birlikte yürütüldüğünü , 5000kğ civarında koza üretimi gerçekleştirdiklerini,
- Ceza evinde bulunan vatandaşlarımıza bilgisayar, girişimcilik ve Halkla ilişkiler kursları verilerek tahliye olduklarında hayata yeniden yeni bir bakış açısıyla başlamaları için eğitim verildiğini, bu kurslarda bizzat fahri olarak görev yaptığını,
- Görsel ve yazılı basın yayın ve Yurt genelindeki sergilere katılım ilçemizin tanıtılması çalışmaları, yapıldığını,
- Halıcıkta dünya birinciliği ödülünü Dünyanın en özel halısı ödülünü (ABD ) dünyanın en büyük halı fuarında ilçemize kazandırdıklarını,
- Sağlıklı yaşam için toplumun her kesiminin spor yapması için değişik alanlarda kurs çalışmaları yaptıklarını,
- Ulusal kanallardaki Tv programlara katılarak kurumumuzun ve ilçemizin güzelliklerinin tanıtmaya çalıştıklarını,
- Halkla ilişkiler ve İletişim uzmanı öğreticimiz ile köylerimizin tamamına yakınında yaklaşık 3000 kişiye kişisel gelişim kursları ile eğitim verdiklerini,
- Zafer Kalkınma Ajansına Hazırlayıp sundukları HAYAT BOYU ÖĞRENME VE AKTİVİTE MERKEZİ PROJESİ ile 207.000 tl hibe kazandıklarını ve bu kaynak ile hayalimdeki projeyi mesai arkadaşlarımla hayata geçirdiklerini ,
- Proje kapsamında son sistem teknolojik konfeksiyon makinelerinin alındığını ve özellikle 18 26 yaş grubu arasındaki işsiz bayanları sektörün aradığı vasıfta açılan kurslarda kalifiye eleman olarak yetiştirdiklerini, fakat projenin amacına uygun sürdürülebilirliğinin sağlanamadığını gözlemlemekten üzüntü duyduğunu,
- Aktivite merkezinde açılan kreşte 25 yaş arası öncelikle kursiyer çocuklarına ücretsiz hizmet kreş hizmeti verdiklerini
- Aktivite merkezinde açılan bilişim teknolojileri sınıfında öncelikle bayanlar olmak üzere tüm vatandaşlarımıza bilgisayar kursları düzenlediklerini
- Aktivite merkezinde düzenlenen açılan spor salonunda ilçemiz bayanlarının spor yapmalarını sağladıklarını,
- Aktivite merkezinde açılan etüt sınıfında ise dershaneye gidemeyen öğrencilerimiz için eğitimde fırsat eşitliği sağlamak amacıyla ücretsiz kurslar düzenlediklerini,
- KENDİ ELEMANIMI KENDİM YETİŞTİRECEĞİM projemiz ile İş Kur ve özel sektör işbirliği yaparak yaklaşık 45 işsiz gencimizin 6 ay süreyle istihdam edilmelerinin sağlandığını, devamında bu kişileri işe yerleştirdiklerini,
- Özellikle kırsal kesimde köylerde yaşayan bayan kardeşlerimiz için proje kapsamında aldığımız laptop bilgisayarlar ile gezici bilgisayar kursları düzenleyerek köy kadınlarımızın bilgisayar ile tanışmalarının sağlandığını ,
- Tekstil atölyemizdeki kursiyerlerimizin emeği ile hazırlanan yaklaşık 1000 ihtiyaç sahibi vatandaşımıza, öğrencimize giysi yardımında bulunduklarını,
- Tüm bu faaliyetleri Demirci Halk Eğitim Merkezindeki mesai arkadaşlarıyla, projede görev alan arkadaşlarıyla ve proje ortaklarıyla birlikte gerçekleştirdiklerini, halk eğitim merkezindeki oluşan kurum kültürü ile bu faaliyetlerin artarak devam edeceğine inandığını Demirci Halk Eğitim Merkezi’nin REFERANS VEREN DEĞİL, REFERANS OLMAYI İLKE EDİNEN BİR KURUM OLARAK her zaman her yerde kabul görmesini sağladıklarını, saygınlığını artırarak devam ettireceğine inandığını, görev yaptığım süre içerisinde destek sağlayan herkese bir kez daha sizlerin aracılığı ile teşekkür ediyorum.Demirci için çok yapılacak işlerim ve projelerim var önemli olan ortak akıl yürütebilmek, birlik ve beraberlik içerisinde çaresiz insanlara çare olabilmek, yürüdüğümüz yolda olumlu izler bırakılabilmek , zaman ve şartların oluşumuna bağlı olarak Allah’ın izni ile ilçeme hizmet etme heyecanını hiç kaybetmedim.
2008 yılında Demirci Halk Eğitim Merkezi Müdürü olarak görev yapıyordunuz, ABD’nin Altanta şehrindeki dünya halı fuarında dünya birinciliği ödülünü ilçemize dolayısıyla ülkemize kazandırdınız ve bu sevinci bizlere yaşattınız . O günlere dönersek bu başarı hikayesini sizden dinlemek isteriz.
O dönemde halı kurslarımız yoğun olarak açılmakla birlikte el halıcılığının geleceği tedbir alınmadığı takdirde sorunlarla karşılaşacağı belli idi.Bu anlayış ile arkadaşlarımla beraber Demirci bu sorundan en az nasıl etkilenir düşüncesi ile bu sektör ile ciddi olarak uğraşan özel sektör temsilcileri ile görüşüyorduk . Birlikte bu sorunu nasıl aşarız diye. Baştan beri savunduğum ve doğru olduğuna inandığım kimsenin yapmadığını biz yaparsak yani farklı bir üretim yapmamız durumunda başarılı olabileceğimizi işbirliği yaptığımız özel sektör temsilcilerinin de kabul etmesi sonucu ilçemizde büyük ölçülerde halıların dokunması ve bununda mutlaka atölyelerde öğretici kontrolünde dokunması fikri kabul gördü ve yoğun olarak hem kursun yapıldığı hem de kursta üretimin yapıldığı atölyeler açtık . Bu atölyemizde öğreticiliğini bu işin uzmanı olan Azize Sevindik hocamızın sorumluluğundaki merkez atölyemizde 14.yüzyıldan kalan 9 metre karelik Uşak halısının önce desen çalışması sonrada dokuması gerçekleştirildi ve bu halımız sizinde söylediğiniz gibi ABD’ deki halı fuarında sıfır hata ile dokunmuş dünyanın en özel halısı ödülünü kazandı , tabiî ki çok sevindik ,mutlu olduk , o halının dokunduğu atölyedeki arkadaşlarımızın sevincini görmenizi isterdim, sağ olsunlar dönemin valisi ve kaymakamı atölyemizi sık sık ziyaret ediyorlar çalışmalarımıza destek oluyorlardı . Bu başarı sonucu ulusal yayın yapan kanallarda kaymakamımız ile birlikte konuk olarak katıldık, Bu sayede Demirci Halk Eğitim Merkezinin halı atölyeleri görsel medya aracılığı ile tanıtılınca işler tahminimizden de ötede hızla gelişti ve devamında 44 halı atölyesine ulaştık . Bu atölyelerde sıfır hataya yakın el halıları ürettik . Bu atölyelerimizin bir çoğunda büyüklüğü 30 metre kareden büyük halılar dokuduk .Alanında marka olduk ,sonra tekrar görev değişikliği git gellerle uğraştık , tekrar başa döndük , arkadaşlarımız devam ettirmeye gayret ettiler ama şartlar değişti sistem başka yörelerde kopyalandı ve bu günlere geldik . Halıcılığın ilçemizde zaten alt yapısı var, onun için üzerinde proje uygulamak çok sorun olmuyor. Atölyede halı dokunduğunda burada çalışan bayanların SSK primleri devletimiz tarafından ödense atölye halıcılığı gelişir, hem ülkemiz hem kadınlarımız kazanırlar. Bu sorun halen devam ediyor, mutlaka dillendirilmeli, insanlara bedava para vermek yerine üreterek kazanma yolu tercih edilmeli ve desteklenmeli .
Halıcılık alanındaki çalışmalarımızın değerlendirilmesi için yaptığımız memnuniyet anketlerinde şu sonuçlar bizi çok mutlu etmişti.Halı dokuyan bayanların ücretlerini banka aracılığı ile ödemekteydik. Hocam ilk kez bankamatik ile tanıştım , eşim kadar para kazanıyorum , hastanede tedavi olabiliyorum ,hem eşimim yanında hem de kaynanamın yanında çok para kazanınca kıymetli oldum , evimin ve çocuklarımın ihtiyacını kendim karşılamaya başladım, ben ayaklarımın üzerinde durmasını öğrendim , kendime güvenim arttı, sonuçlarını görünce o gün doğru işler yaptığımızın sevinci ile sabaha kadar uyuyamamıştım .
Artık emekli oldunuz ve İzmir’de yaşıyorsunuz. Demirci’ye dair planlarınız var mı?Bizlere son olarak neler söylemek istersiniz?
Olmaz olur mu? Şu anda mecburiyetten kızımın eğitimi için İzmir’de yaşıyoruz .Allah nasip ederse mezun olduğunda Demircimde yaşamak en büyük hayalim .
Demirci üniversite şehri, Demirci eğitimin başkenti doğru. Üniversiteye okumak için mecburiyetten geliyor gençler, aileleri de mezuniyete geliyorlar okulları bitince herkes yoluna.İşi olmayan mecburi zorunluluğu olmayan bir kişi yolu şaşırmamış ise pek kolay kolay uğramıyor Demircimize.Yol sorunumuz eskisi kadar zorlu değil . Halıkent firmamız ekspres sefer yapsa en çok Demirci İzmir üç saat sürer . Demircimiz inanın keşfedilmeye bekleyen şirin bir Anadolu ilçesi. Kışı bir ayrı, baharı bir ayrı güzel, yazı apayrı güzel.Sorun ne biliyor musunuz?Tanıtım eksikliği . Büyük şehir stresinden yorulmuş, kısa süreli de olsa kaçamak yapmak isteyen ama hiçbir mecburiyeti olmayan grupları Demirci’ye getirememek bu güzellikleri görmesini sağlayamamak.İşte İzmir’de bulunduğum her farklı ortamda Demircimizin güzelliklerinden bahsedip ilgilerini çekmeye çalışıyorum. Bu tür organizasyonlar yapan tur firmalarını ziyaret ediyorum İnşaallah bu tür grupları bir program çerçevesinde Demircimizin görmesini sağlayabilirsek ilçemizde bir canlılık ve sektörle ilgili yeni işletmelerin açılmasına vesile olursam kendimi mutlu hissedeceğim.
Bu söyleşi ile tekrar eski günleri dostları hatırlamak fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum.Demircimize kucak dolusu selamlar.İşte kocaman dolu dolu35 yıldan geride kalan küçük tatlı hatıralar .
Bizler de Halıkent Müstakil Bölge Gazetesi olarak saygıdeğer öğretmenimiz Ahmet Aysan’a Demircimize bugüne kadar kazandırmış olduğu bütün çalışmaları için sonsuz teşekkür ediyoruz. Yaşamına dokunarak değerli kıldığı onca öğrenci ve kursiyerin anılarında,her zaman faaliyetleriyle yaşayacak olan Hayat Boyu Öğrenme Merkezi’nde verilen tüm kurslarda emeği olan bütün çalışmalarında Demircimiz kendisini saygı ve sevgi ile hatırlayacaktır.Unutmamak gerekir ki bilgiye ve geleceğe yapılan yatırım kalıcıdır ve sürekliliğini korur.Hayat Boyu Sevgi ve mutluluk dolu bir yaşam sürmeniz dileğiyle.İyi Haftalar diliyoruz.