İlknur BURSALI


Ahmet Özsaraç ile Röportaj


Merhaba sevgili dostlarım geçtiğimiz günlerde Ahmet ÖZSARAÇ ile bir görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşmemizi siz değerli okuyucularımızla paylaşarak girişimci ve başarılı büyüğümüzü sizlerle tanıştırmaya karar verdik.Ahmet ÖZSARAÇ bugünlere nasıl gelmiş,ne gibi bir süreç geçirmiş.Yaşam felsefesi ve gözlemleriyle bu haftaki konuğumuz olacak.

Bizlere kendinizi tanıtır mısınız?

15 Haziran 1938 yılında Demirci’de doğdum. Babam hayvan,at üzerine giydirilen kuşamları saraç denilen mesleği icra ediyordu .Bilirsiniz İstanbul’da meşhur Saraçhane başı vardır işte o meslekle ilgileniyorduk.Saraç sözlük anlamı olarak, koşum ve eyer takımları yapan veya satan ya da deri, muşamba'dan bavul, çanta yapan, atlara amut yapma, koyunlara çıngırak, kemerlik, hasır işleme, sarka, atlara başlık, hayvan süslemeleri, heybe ve benzeri malzemeleri yapıp satarak geçimini sağlayan kimse. At arabası çağından teknoloji çağına geçtikten sonra bu meslek yok olma aşamasına gelmiştir.Dört kardeşiz.Üç erkek bir kız kardeşiz.İki tanesi vefat etti.Annemi de çok genç yaşta kaybettik öldüğünde henüz 53 yaşındaydı.Hayatta en çok onu kaybettiğime üzüldüm.İkinci büyük acımızı da 1984 yılında 20 yaşında nişanlı olan kızımı elim bir hastalık sonucu kaybettiğimizde yaşadım.Hayatta evlat acısı kadar zor bir durum yok tarifi mümkün değil kelimeler yetersiz kalacaktır.Allah rahmet eylesin. Eşimle 1961 yılında evlendik. Eşimle akraba değiliz.Bir oğlum ve bir kızım var .Altı tane torunum hayata onlarla tutunuyorum.Torunum Süleyman Topuz’u Konya’da okuturken beraber kaldık.Yine Nefise Özsaraç  diğer torunum da Konya’da okuyor.

Çocukluk dönemimden bahsedecek olursak ;İlkokuldan sonra terzilik sanatıyla ilgilendim.Ziya Gökalp İlkokulunda okudum.Okul arkadaşlarım Münevver Bek,Mustafa Özkahraman,Ali Osman Şentürk.İlkokul öğretmenimiz Yusuf NALKESEN’di.İlk sınıfa subay elbisesiyle gelmişti biz onu hor gördük çocukluk işte ancak sonradan çok sevdik.Demirci’ye geldiğinde bekardı sonradan  evlendi.Hiç unutmam derslerde bize ud çalardı.İlkokulda üç öğreten değiştirdik.Birinci sınıfta Asim Bey sonra Yusuf Nalkesen bir de Ülgeç Beyde okudum.Terzilik yaptım.Askerliğimi  acemi birliğini Burdur’da dört ay; yirmi ayda Erzurum’da yaptım.Askerlik görevimi tamamladıktan sonra pazarda yayma sergiler açtık.1965 yılından sonra Oto döşemeciliği yaptık.Ege Bölgesinin bütün ciplerinin döşemesini biz yapardık.Manisa,Kütahya,Balıkesir.

O yıllara ait hatırladığınız bir hatıranızı bizimle paylaşır mısınız?

Hiç unutmam Sadık Özkuyumcu bana bir cip çadırı yap dedi.Çok güzel yaptık ama dikiş payını az bırakmışız sıkıntı oldu hiç kendisine bile söylemeden yeniden diktik ve çok beğenildi. İlk yaptığımız cip çadırı onundu.Demirci o yıllarda Simav’dan çok gelişmişti oto boyacılığı,kaporta,oto döşeme tüm bu sanayi alanlarında çok ilerlemiştik.Lakin kaportacılar parçayı aşırı fiyatla sattılar,oto boyacıları aldıkları işi zamanında teslim etmedi tüm bu sebepler müşteri kaybına uğrattı ve ilçe bu anlamda geride kaldı.

Saraçoğlu Ticarete ticari şeklini vererek büyümesindeki etkenler nelerdir?

Bu binayı oto döşemecilik yaptığım zamanlarda biraderimin yardımıyla beraber aldık.1965-1975 yılları arasında oto döşemecilik yaptığım yıllardı. Daha sonra ticaret hayatıma çanta, bavul, deri top,derken beyaz eşya,mobilya olarak devam ettik.Demirci’de mobilya ,beyaz eşyayı ilk biz başlattık. Yine yer muşambasını ilk biz satmaya başladık.Başkaları denese bile başarılı olamıyor.Ticaret zeka,sabır ve  öz imkanı(sermaye) olursa yapılacak iş.Bankaya girmeyeceksin girersen işin duman.Kişide elli milyon varsa iki yüz milyonluk mal alıyor ödeyemiyor bu kez sıkıntı oluyor.Kısa dönemde öderse peşin mal verir aksi durumda zorlanabilir.

Saraçoğlu markasını ticari şekline getiren elli senelik emek var bu işin içinde. Çok çalıştık.1995 yılında emekli oldum.12 sene İzmir Bornova’da kaldım. İzmir’de dükkanlarımız vardı oradaki dükkanlarımızı Kipa’ya kiraya verdim. Yine yedi sene Konya’da torunumu okuttuk .Zaman zaman Demirci dışında bulundum.

Ahmet Özsaraç’ın bürosunda masanın arkasında yer alan fotoğraf dikkatimizi çekiyor ve soruyorum bu fotoğrafta kimler var.Ve benim ilk kez duyduğum Milli Nizam Partisinden  bahsediyor.Fotoğrafta birçok ünlü siyasi isim yer alıyor.,Bülent ARINÇ, , Necmettin ERBAKAN,Kemal ERDİNÇ,Ahmet ÖZSARAÇ, Hasan SELÇUK, Ertan ÖRNEK,Süleyman KARAGÖLLÜ,Fehmi KORU,.Daha kalabalık bir grup ancak bu kadarını paylaşabildim.Ve başlıyoruz derin bir sohbete gözleri daha bir parlıyor Ahmet Amcamızın belli ki o günlerin heyecanı tekrar canlanıyor hafızalarda.

1971 yılında Demirci’de Milli Nizam’ı kurduk.Kısa zamanda kaptılar.Genel Başkanı Necmettin ERBAKAN idi.Muhtıra verdiler askeri kapattı.1973 yılında Milli Selameti kurduk.Daha sonra 1980 ihtilalinden sonra Refah Partisini kurduk.Başkanı Hasan SELÇUK idi.Refah Partisinden sonra Fazilet Partisi kuruldu.Halil Tekin,Hasan Selçuk Belediye Meclis üyesiydi.

Siyasette üç türlü durum vardır.Birincisi menfaat için gelirler,ikincisi şöhret için gelirler(bu şöhret olan insanlar cebinden para da harcarlar),üçüncüsü Allah rızası için biz bu üçüncüye dahildik.Bu üçüncüye dahil olanlara biz mücahit diyorduk.Bu mücahitlerden bir kısmı şimdi mütahit oldu milli görüş gömleğini çıkartıp Amerikan gömleğini (mecazi) giydiler.Arkadaşlarımızın çoğu maalesef Batının güdümündeki bir sürece dahil oldular.Fazilet Partisinden Belediye Başkanımız Mithat ERŞAHİN oldu.Meclis üyeliğinde Adil Önal,İsmail Arslan vardı.Saadet Partisi kuruldu içimizden ayrılanlar Ak Partiyi kurdular.Şimdi Başbakanımızın konuşmalarının % 80’ini beğeniyorum yapılan işler milli görüşün istediği şeyler %20 -30 yapılmayan işler söz konusu.Demirci’de yapılanları ve yapılmayanları zaten hepimiz görüyoruz ve duyuyoruz değil mi hiç bahsetmeyelim..  

O yıllarda yapılan çalışmalar çok dikkat çekici halk birlik beraberlik içerisinde bir bütün olarak ilçemizin bir çok eksiğini gidermek için güç birliği yapmış.Hastane yapımı,ortaokulun yapımı daha bir çok çalışma söz konusu sizlerin bu konudaki görüşleri nelerdir?

1950 yılında ki Şehri Güzelleştirme Derneğinin böyle anlamlı ve güzel faaliyetleri  olmuştur ancak 1950 yangını sonrasında çarşıdan geçen yolu genişletebilmek amacıyla Selçuklular zamanında kalma hamamı halkın eline verdikleri balyozlarla güç bela yıktığını biliyoruz bence bu çok hazin bir olaydır Demirci’nin yaşadığı geri dönüşü olmayan tarihi bir kayıptır.Bu her aklıma geldikçe hayıflandığım elim bir olaydır.Yine 27 Mayıs hadisesi çok acıdır. Çocuklar yakıldı,insanlar birbirine öyle düşmandı ki kardeş kardeşe düşman düşünün aynı evde iki kardeş ne acı.Halk cahil,yönetim tek kişinin elinde içimizi acıtan yıllardı o yıllar Demirci’de de çok zor geçti.

Eskiden Demirci’de hangi meslekler yaygındı?

Ayakkabıcıçoktu,kuyumcu,halıcı,kalaycı,semerci,berber çoktu.Esnaf yoğun ve titiz çalışırdı.Birbirlerine saygı ve sevgi gösterirdi,hile hurda yoktu.Emanete değer verilirdi.Hassas bir denge ile iletişim kurulurdu.Hitap tarzları bile bambaşkaydı.

1950 öncesinde en aktif mahalleler hangileriydi? 

Pazar, Hacıhasan, Hacıbaba, İçhisar ve Camiatik mahalleleri idi. Hacıhasan Mahallesi ticaretle ilgili işyerlerinin yoğun olmasının yanı sıra Söylemiş Sokak’ta ve çevresinde kurulan haftalık pazar ve diğer ticarethaneler ile oldukça hareketliydi.Bu dönemde Hacıhasan Mahallesi sınırları içerisinde yer alan şehrin belediye hizmet binası günümüzde şehir sineması, Tapu Sicil ve Kadastro müdürlükleri için kullanılmıştır.

Şu anda ilçemizde ekonomik yönden gelir durumu yüksek bir ailesiniz peki sizlere ailenizden bir mal varlığı kaldığı için mi bu kadar büyümeyi başardınız?

Babamın şehir lokantasının arkasında bir dükkanı vardı 67 metre eski bir evi vardı.Babamın  bir tarla annemin iki tarlası vardı tüm mal varlığımız buydu.Büyük biladerim ile kamyon aldık ilk başlangıç noktamız bu oldu.Demircililerin zengin olması bir çalışma,iki tutumlu olmasıdır.Demirci’de eskiden doğru dürüst lokanta bile yoktu.Herkes kendi evinde yer içer tasarruflu davranırdı.Bizler hep çalıştık gayri menkule yatırımlar yaptık.Hem İzmir’den hem de Demirci’den gayri menkuller aldım hiç korkmadım.İyi bir yatırımcı oldum ve kazandım.Benden daha üstün durumda olan aileler vardı onlar korkak davrandılar ve kayboldular gittiler.Onların çocukları yüksek tahsil yaptılar ve Demirci’de yaşamak istemediler bu sebepten dolayı da ilçemizde bulunamadılar,dışarıya yöneldiler.Bir marka üzerinde pazarlamacı bulacaklardı ,şirket olamadılar.Tek sorun bence bunlardı.Biraz çaba gösterebilselerdi Demirci daha başka olacaktı. Pazar günleri dahi çalışırdım.Bir cip döşemesi 1000 lira haftada 4500 lira alırdım.Ama en önemlisi bu binayı alış olmamdır.Doktor Mehmet AKARSU bu binayı aldırdı.Allah bin kere razı olsun kendisinden.Kızılay Başkanıydı,para almadan muayene ederdi,pahalı ilaçları bedava verirdi.

Yine büroda yer alan bir resme bakıyoruz ve konuşuyoruz fotoğrafta Kılavuzlar Kur’an Kursu yazıyordu.Ahmet amca oğlu Ahmet Özsaraç’ı Kılavuzlar Köyüne yatılı olarak göndermiş .

Ben oğlum İmam Hatip Lisesinde okusun istiyordum. Önce yatılı Kur’an Kursu’na göndereyim alt yapısı oluşsun istedim.Hacı baba Kuran Kursu yakın olduğu için verimli olmaz diye düşünerek Kılavuzlar Köyüne yatılı olarak Kur’an Kursu’na gönderdim.

Oğlunuzun adı Ahmet sizin adınız da Ahmet nasıl oldu bu isimler aynı sıkıntı olmuyor mu?

Ben 1967 yılında mez motorum vardı ona bindim şuandaki iki yıllık yüksek okunun oradaki çınarın bulunduğu bölgede dolaşmaya gittim ve ağır bir kaza yaptım o zaman eşim altı aylık hamileydi. Düşündüm ve dedim ki eğer ben ölmüş olsaydım oğluma benim adım verilecekti, torunlara dede ismi verilirken sıkıntı olabiliyor bari ben kendi adımı vereyim diye düşündüm. Aynı adı soyadı taşımak resmiyette sıkıntı oluyor örneğin bankada  .

Şu memlekette üç tane siyasetçinin muazzam hizmeti olmuştur.Bir tanesi Mehmet Örnek Pazar yerinin dolmasına sebep olmuştur.İkincisi İsmail ÖZDAĞLAR Simav yolunu düzenleyerek yaptıran odur.Demirci’nin memuriyet alanında birçok hizmetini görmüştür.Üçüncüsü İhsan TEMEL %20 kusuru varsa %80 başarılı olmuştur.Kendisi çok büyük ve özel hizmetlerde bulunmuştur.Geçmişle şuandaki siyaset farkı ise Batı yönünde siyaset yapılıyor ve herkes farklı  yönde davranıyor.Genel olarak Türkiye fotoğrafına balkırsa giyim,araba,apartman,ev dekorasyonu her şey yolundaymış gibi ancak herkes borçlu.

Geçmişten bahsediyoruz ya Cengizhan ERDEM benim komşumdur.Cengizhan ERDEM Demirci’ye 1960 yıllarında geldi,çok sıkıntılar çektiler. Esma Hanım büyük fedakarlıklar yaptı.Babası Namık Kemal 30 ‘lu yaşlarda ölmüş.Esma Hanım o yılın şartlarında hem anne hem baba hem de patron olmuştur.Kendileri çok saygın,seçkin ve değer verdiğimiz aile dostlarımız ve komşumuzdur.

1950 yangını ile bildiklerinizi bizlerle paylaşır mısınız?

1950 yangınında yangın söndürülürken tulumbacılar vardı çok zor şartlarda yaşandı o yıllar. Elde tenekelerle su çekiliyor.12 yaşındayım bağdaydım yangının dumanını gördük.Hemen koştuk geldik öyle bir karmaşaydı ki herkes birbirinin eşyasını kurtarmaya çalışıyor birbirine yardımcı oluyor iki üç parça eşya kurtarabilmek için adeta bir savaş veriyordu.Bu mahallenin eşyaları şimdiki yeni yapılan Yonca’nın oradaydı.O yıllarda oradan dere geçiyordu.Eşyaları oraya götürdük ve bizler eşyaların başını bekledik.Yangın Oktayların dibindeki evden başladı hükümetin arkası,çarşı tüm o bölgeler yandı.Bizim dükkanımız yandı.Ev yanmadı.Kilimi ıslattılar koydular böylece önlem aldılar.Yangın sonrası akraba evlerine gidenler oldu,dışa gidenler oldu.Yangının sıkıntısını askeri birlik geldi.Askerler küreklerle yanan evleri temizledi.O yıllarda sadece cipler çoktu.Araç sayısı fazla değildi.

Demirci’nin İzmir ile ulaşımı nasıl sağlanıyordu? Yollar nasıldı?

            Demirci-Salihli arası yol silindir döşemeydi.(Silindir döşeme: taş çakıl gibi dökülüyor sonra sıkıştırılıyor.)Çataloluk-Talas damları tarafında önceden Borlu’ya doğru tam köprüye inerdik. Yol dağa sarardı çok zor çıkardık. Salihli-Turgutlu arası tarlalardan gidilirdi. . Günümüzde Bahçeler Mahallesi’nde bulunan yeni belediye hizmet binasının bulunduğu mevkide ise şehir otogarı vardı. O dönemde Demirci’ye İzmir-Salihli tarafından giriş güney-batıdan olduğundan buradaki caddeye İzmir Caddesi deniliyordu. Cadde Demirci’nin en önemli ve en hareketli caddesi olarak, yani merkezi iş alanı olup, ticarethanelerin büyük bir bölümü caddenin iki yanına dizilmiştir. Yine günümüzde Bahçeler Mahallesi’nin yer aldığı bölümde ise şehrin sebze ihtiyaçlarının karşılandığı bahçeler bulunmaktaydı.

O yıllarda eğitim nasıldı?

Simav’da Cumhuriyet yıllarında lise ayarında okul var. Demirci’ye 1950 yılında geldi. Demirci’de okuyan doktor,subay olanlar Simav’a gider.Mehmet Doktoru Belediye okutmuş Simav’da okumuştur.1970 yılında İmam Hatip Lisesi açıldı.Düz lise o yıllarda geldi.Düşünün o senelerde okuyanlar Simav’da okudu.  

Demirci’nin yaşadığı diğer doğal afetleri hatırlıyor musunuz?

1962 yangınında ben Gördes’teydim.Sofular Mahallesindeki evim yandı.Kuvvetli bir yangın oldu.Devletin yardımıyla yirmi sen vadeli evler yapıldı.Deprem 1969 yılında oldu.Mart ayında ilk başlangıç sonra 1970-1971 yılları arasında 23 Nisan’da halk bayramdaydı.Biz cip döşemsi giydiriyorduk Hacı Hasan minaresi göçerken oradaydık.Bir iki sallandı sonra yıkıldı.İkiellerin dükkanındaki demirler gitti geldi.1970 yılındaki depremde Simav’da Gediz’de ölen çok oldu.O yıllarda Simav’dan Almanya ‘ya çok sayıda işçi gitti.Tahmini 3000-4000 gibi bir sayıdır.Demirci’den hiç giden olmadı.Simav  kalkındı birçok yatırım yapıldı bizlerde olmadı nedense.

Bizlere son olarak neler söylemek istersiniz?

Her zaman kendimi geliştirdim, sürekli okudum, araştırdım, asla yılmadım mücadeleci ve kararlı bir rota belirledim ve ilerledim. Babam Rüştiye mezunu çok kitap okurmuş bende okumayı severim. Milli görüşün ilerlemesi için çok çaba sarf ettim, her hayrımı da o yönde yaptım.Bu yaptığımı bir inanç olarak görüyorum.Hem bu dünya için hem de öbür dünya için çalışıyorum.Sizler de okumaktan,çalışmaktan ve mücadeleden asla vazgeçmeyin.O zaman başarı gelecektir.Halıkent Müstakil Bölge Gazetesini ve sizin köşenizi sürekli takip ediyorum.Bu güzel çalışmalarınız için çok teşekkür ediyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum.

Bizlerde değerli büyüğümüz Ahmet ÖZSARAÇ’a teşekkür ediyor ailesi,torunları ve tüm sevdikleriyle sağlıklı,huzurlu ve de mutlu yıllar diliyoruz.Sevgiyle ve dostça kalın .İyi haftalar……

 

 

İLKNUR BURSALI

YAZARLAR