Mustafa BAŞARAN


Aile İçi Şiddetin Çocuğa Etkileri


                Bir çocuk için aile çok önemlidir. Yaşamın ilk yılları aile içinde geçmektedir. Çocuğun yemek yemesi, altının değiştirilmesi, kucaklanması, ço-cuğu gezmeye çıkarmak, çocukla oyun oynamak gibi çeşitli ihtiyaçları vardır. Bunların aile üyeleri tarafından karşılanması çocuğun ilk önce anneye daha sonra aileye ve çevreye güveni gelişecektir.  Çeşitli nedenlerden dolayı çocuğun ihtiyaçları karşılanamadığında bu durum çocuğun kişiliğini ve dünyaya bakış açısını etkilemektedir. 

               

               Aile içi iletişim ve ailenin değerleri, problem çözme becerileri gibi çeşitli dinamikler de çocuğu etkilemektedir. 

 

               Aile içinde yaşanan anlaşmazlıklar, anne ve babanın yaşamış olduğu çatışmalar ve bu çatışmayı çözme becerileri, aile içi şiddet çocuğu olumsuz etkileyecektir. Babanın anneye karşı yaklaşımı, anneye uyguladığı sözlü veya fiziksel şiddet annenin ruh haline olumsuz şekilde etki edecektir. Çocuğun hayatta yakın ilişki kurduğu ilk kişi annedir. Bundan dolayı da annenin yaşamış olduğu yoğun zorlayıcı duygulara neden bütün olaylar da dolaylı olarak çocuğu da etkileyebilecektir. Bir anne için evin yaşayabileceği en sarsıcı travmatik dene-yimlerden birisi eşinden göreceği şiddetdir. Uygulanan şiddetin anne üzerinde olumsuz etkileri vardır. Bu etkiler fiziksel bakımdan vücutta kıza-rıklık, şişlik ve baş ağrıları, organ kaybı olarak karşımıza çıkar. Psikolojik etkilere bakıldığında ise korku, kaygı ve depresyon, obsesif kompulsif bozukluk, uyku bozuklukları, düşük özgüven ve travma sonrası stres bozukluğu olarak karşımıza çıkar. Annenin yaşanan şiddetten dolayı ruh sağlı-ğının bozulması da çocuğu etkileyecektir. 

 

               Kaygı bozukluğu yaşayan annenin çocuğa yönelik tutumu da yaşamış oldukları kaygının gölgesinde olacaktır. “Ya okulda bir şey olursa, ya arkadaşlarıyla sorun yaşarsa, ya dışarda başına bir şey gelirse” gibi sorular kaygılı bir annenin aklında olabilecek binlerde kaygı içerikli sorulardan sadece birkaçıdır. Bu düşüncelerin çocukla payla-şılması ya da bu düşüncelerle çocuğun önüne geçilmesi çocuğun özgüven problemleri yaşama-sına engel olabilmektedir. Depresyon sürecindeki bir anne ise çocuğun fiziksel ihtiyaçlarını ve psi-kolojik ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk yaşayabilir. Bu durum da çocuğun değersizlik ilgisizlik gibi depresif duygu ve düşüncelere kapılmasına neden olabilmektedir. 

 

               Babanın anneye göstermiş olduğu sal-dırganca davranışları gören çocuk babanın davranışlarını kendisine model edinebilir. Bunun sonucunda çocuk bazen anneye hakaret etme ya da vurma gibi davranışlar geliştirebilir. Hatta evlendiği zaman eşine de şiddet uygulayıp “biz atadan böyle gördük’’ diyerek kendisini savu-nabilir. Anne ve babanın kavgalarına şahit olan bir kız çocuğu karşı cinse yönelik nefret gelişti-rebilir. Bu nefret ilerleyen zamanlarda çocuğun evliliğe karşı olumsuz bir tutum geliştirmesine neden olabilir. 

 

               Aile içinde şiddete tanık olan bir çocuk uyku problemleri, iletişim problemleri, dikkati toparlamada güçlük, özgüven sorunu, yeme problemleri, kaygı ve korku problemleri geliştire-bilmektedir.  Bütün bunların sonucunda ise çocuk okulda ve sosyal hayatta başarısız olabiliyor. 

 

               Aile içinde çatışmaların ya da anlaş-mazlıkların olması normal karşılanabilir. Normal karşılanmayan ise bu çatışma ve anlaşmazlık-ların şiddetle çözülmesidir. Yukarıda da belir-tildiği gibi aile içi şiddetten başta çocuk olmak üzere bütün aile bireyleri hem kısa vadede hem de uzun olumsuz etkilenmektedir.

YAZARLAR