AHMET AKKOÇ / Demirci İlçe Müftülüğü Şube Müdürü


AİLEDE BABANIN ROLÜ


Dinimiz, mükellef her Müslüman’a, konumuna ve üstlendiği rol veya rollere göre çeşitli sorumluluklar yüklemiştir. İnsanlar, tek bir role sahip olabileceği gibi aynı anda birden fazla role de sahip olabilirler. Örneğin bir erkek, babası veya annesi hayattaysa evlat olma rolüne, karısı varsa aile reisi olma rolüne, çocuğu varsa baba olma rolüne aynı anda sahiptir. Dolayısıyla dinimiz kişiye her bir rolü için farklı görev ve sorumluluklar yüklemiştir. Geçerli herhangi bir mazeret olmadan bunlardan birinin ihmal edilmesinin hem dünyevi hem de uhrevi olumsuz sonuçları olur. Babalık rolü toplumsal açıdan en hayati görevlerden biridir. Zira sağlıklı ve temiz bir toplum inşa etmek sağlıklı ailelerin oluşmasıyla mümkündür. Ailenin koruyucusunun ve birinci derecede sorumlusunun erkek olduğunu düşün-düğümüzde babaların ne kadar önemli bir sorumluluk üstlendiklerini anlayabiliriz. Babanın ailedeki sorumluluk ve görevlerini sadece dünyevi konularla sınırlı tutmak sağlıklı bir yaklaşım olmaz. Bir babanın çocuklarının geçimini sağlaması, onları koruyup kollaması, fiziki ve sosyal ihtiyaçlarını karşılaması yanında onların ruhen, ahlaken gelişmesi ve dinî yönden bilgilenmesi için de elinden geleni yapması gerekir. Bu kapsamda ailede babanın öne çıkan görevlerini birkaç maddede özetleyebiliriz. Bilgilendirme Bir konuda hedefe ulaşılmak isteniyorsa bu mutlaka bilgi temeline dayanmalıdır. İslam ahlakının yaşa-nacağı bir ailenin kurulması ve yaşatılması hedef-leniyorsa mutlaka dinimizin konuyla ilgili tavsi- yelerinin ve uyarılarının bilinmesi ve aile fertlerine de bildirilmesi ilk önemli görevdir. Aile içindeki bu bilgilendirme inanç, ibadet (kulluk) ve ahlak alanlarında olmalıdır. Bu sayede İslam inancının temel esasları hakkında bilgilendirilen aile fertleri, dışarıdan gelecek İslam karşıtı akımlara karşı dirençli olacak, her hâl ve şartta inancını muhafaza etmeyi bilecektir. İbadet konusunda bilgi sahibi olan aile fertleri, namaz, oruç gibi formel ibadetler hakkında bilgi sahibi olmaları yanında ibadetin bir kulluk şuuru olduğunun ve Allah’a gereği gibi kulluk yapmanın hayatın bütün alanlarına sirayet eden bir özellik taşıdığının farkına varacaklardır. İslam ahlakı hakkında bilgi sahibi olan aile fertleri de merhametin, adaletin, sabrın, saygının, dürüstlüğün, insanların iyiliğini istemenin, hak yememenin ibadet kadar önemli olduğunu anlayacaklardır. Örnek Ol-ma  Hz. Peygamber’den tevarüs edilen İslam eğitim yöntemlerinden ön önemlisi, örnek olarak öğretmektir. Salt bilgilendirme tek başına yeterli değildir hatta inandırıcı da olmaz. Şayet aile içinde söylediğimiz bilgi ile ortaya koyduğumuz davranışlar tutarlılık arz etmiyorsa bu durum aile fertlerini verilen bilgilerin inandırıcılığını ve gerçekliğini sorgulamaya sevk edebilir. Bu yüzden örnek olmak ve verilen bilgileri aile ortamında tatbik etmeye ça-lışmak çok önemlidir.

Bu tutum bilgilerin zihinlerde yerleşmesini sağladığı gibi sadece teoride kalan ve uygulanması gerekmeyen bir yük olduğu algısını da ortadan kaldırır. Kur’an ayetlerini okuyan bir insan, inanca ve davranışa dönüşmeyen bir bilginin dünya ve ahiret saadeti için yeterli olmayacağını rahatlıkla görecektir. Tabii ki inanç ve davranışların doğru bilgiye dayanması şarttır. Ancak hesap gününde insanlar bilgiden değil inanç ve davranışlardan imtihan edilecektir. Rehberlik Etme / Yol Gösterme İnsanın hayat yolculuğunda doğru adımlar atması, iyi bir rehbere ve yol göstericiye sahip olmasıyla mümkündür. Kur’an-ı Kerim’de Allah tarafından insanlığa gönderilmiş kitaplar ve peygamberlerin en önemli sıfatı olarak hidayet edici yani doğru yolu gösterici olmaları zikredilmektedir. Hayat yolculuğundaki tehlikeleri anlatacak, bu konudaki tecrübeleri aktaracak, yol ayrımlarında hangi yolun tercih edilmesini tav-siye edecek bir rehbere aile fertlerinin ne kadar da ihtiyacı vardır. Bu yüzden baba, çocuklarını hayata hazırlamak için yol göstericiliğini onlardan esirgememelidir.  
Uyarma İnsanoğlu hata yapan bir varlık olduğu için ondan hiç hata yapmamasını beklemek makul değildir. Burada önemli olan hata yapmamak değil hataların kanıksanarak sıradanlaştırılmamasıdır.

Toplum açısından çok ciddi sorunları doğuracak bu durum ancak sağlıklı bir şekilde uyarma görevinin ifa edilmesiyle mümkündür. Dolayısıyla babanın aile fertlerini uyarma görevini ihmal etmesi, hatalarından ders almayan ve toplumsal düzeni bozmaktan çekinmeyen fertlerin yetişmesine zemin hazırlayacaktır.  

Sonuç olarak Lokman’ın (a.s.) çocuğuna karşı babalık görevini yaptığını ifade eden ayette  dinimiz ailede babanın aktif olmasını emreder; pasifliği, edilgenliği yasaklar. Çocukların gelişigüzel yetiştiği, babalık rolünün ihmal edil-diği bir ailede toplumsal görev ve sorumluluk bilinci kazanılmaz. Hâlbuki mensubu olduğumuz İslam dini, bir toplumsal görev ve sorumluluk dinidir. Bu yüzden baba aile içinde aktif olmalı, çocuklarının yönlendirdiği değil çocuklarını iyi-liğe ve doğruya yönlendiren, örnek olan ve reh-berlik eden bir kılavuz olmalıdır.
Hazırlayan : Ahmet AKKOÇ
      Şube Müdürü
Kaynak  : Diyanet Aile Dergisi                                                                                                                                                                                                                                                                  
 

YAZARLAR