Yaratan bilmez mi hiç, kuluna nelerin zarar verdiğini? Yaratan bilmez mi hiç, insanın zayıf yönlerini? Yaratan elbette bilir. [1] Bildiği için kurallar koyar, sınırlar çizer. Kendisine inanıp güvenenlere şu hatırlatmaları yapar: “Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar, fal okları şeytan işi iğrenç şeylerden ibarettir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şüphesiz şeytan içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?” [2]
İslam, aklı baştan alan, iradeyi zayıflatan ve ruh sağlığını bozan her türlü zararlı maddeyi yasaklamıştır. Bu yasaklardan biri de sarhoşluk veren içeceklerdir. Adı ne olursa ol-sun, aklı devre dışı bırakan her madde bu kapsama girer ve dinimizce yasaklanmıştır. [3] Bu yasak maddelerin azı da haramdır, çoğu da haramdır; [4] sevinçli günlerde de haramdır, üzgün günlerde de haram-dır. Bu maddeler, insanı yavaş yavaş öldüren sessiz bir katildir; organları tüketir, sinir sistemini yok eder. Tra-fikte kazalara, ailede huzursuzluklara yol açar.
Kişinin fiziksel ve psikolojik sağlığını ciddi şekilde bozan tüm uyuşturucu maddeler de dinimizce yasaklanmıştır. Kenevir otu kullanımı da yasalarca serbest olsada, kullanımı dinimize göre kesinlikle haram-dır.
Yüce Allah'ın yasakladığı işlerden biri de kumar oynamaktır. Kazananın şansa göre belirlendiği her türlü oyun, ‘kumar’ olarak adlandırılır. ‘İddia’ olarak bilinen bahis oyunları da kumardır, “kaybeden hesabı öder” diyerek herhangi bir oyun oynamak da kumardır. Dikkat edelim! Çayına da oynansa kumar-dır, çorbasına da oynansa kumardır. Bu, öyle büyük bir tehlikedir ki, kumar oynamak için günümüzde kumarhaneye gitmeye dahi gerek yoktur. Nite-kim kumar, cep telefonlarından bilgi- sayar oyunlarına kadar hayatımızın her alalına sızmıştır. Bu bağımlılık, göz ardı edilemeyecek ciddi bir sağ-lık sorunudur ve mutlaka tedavi edilmelidir.
Özellikle genç kardeşlerime bir hocanın yanısıra bir abi ve bir kardeş olarak seslenmek istiyorum: Kardeşlerim! Akıl ve ruh sağlığınızı önemseyin. Sizi arkadaş-larınız yanlış yönlendiyor ise, onlardan uzak durun. ‘Bir kereden bir şey olmaz’ demeyin! Kendinizi mahvetmeyin, geleceğinizi karartmayın. Bu tür bağımlılık hastalıklarından kurtulmak için uzman desteği almayı ihmal etmeyin. Boş vakitlerinizi fay-dalı şekilde değerlendirin. Spor ya-pın, kitap okuyun, sosyal sorumluluk projelerine katılın, camilerde yapılan gençlik faaliyetlerine katılın. Kayıpların en büyüğü, Yüce Allah'ın sevgi-sini kaybetmektir. Üç günlük dünya hayatına kapılıp, sonsuz ahiret ha-yatını kaybetmeyin!
Şu an hayattaysak tevbe kapısı hala açık demektir. Hiç vakit kaybetmeden hemen, şimdi burada günahlarımıza samimi tevbe edelim. Rabbimizden affımızı talep edelim ve bir daha aynı yanlışa düşmemek için kararlı olalım. Yüce Rabbimizin şu sözünü de asla unutmayalım: “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.” [5]
..................................
[1] Mülk, 67/14.
[2] Maide, 5/90-91.
[3] Müslim, Eşribe, 74.
[4] Tirmizî, Eşribe, 3.
[5] Zümer, 39/53.
