Bir Mü’min, insanların veya kurumların, örneğin para istemek veya ambulans çağırmak gibi, sıradan şeyler ile ilgili yardım isteyebilir. Çünkü Yüce Allah iyilik ve takvada yardımlaşmayı (“teavenu”) emretmektedir (Maide [5] 2). Yardımlaşma ile ilgili Kur’an’da şu örnekleri görebiliriz:
İsa Nebi havarilerden yardım istemiş: “İsa, onların küfrünü¹ sezince: “Bana, Allah yolunda kim yardımcı olacak?” dedi. Havariler: “Biz Allah'ın yardımcılarıyız, Allah'a iman ettik, bizim Müslümanlığımıza şahit ol.” dediler.” (Al-i İmran [3] 52). Yine Süleyman Nebi yanındakilerden (Neml [27] 38), insanlar Zülkarneyn’den Zülkarneyn de insanlardan yardım istemiştir (Kehf [18] 94-96). Zaten Yüce Allah, yardım edenlerin en hayırlısıdır (“hayrun-nasirin:” Al-i İmran [3] 150).
Fakat Allah’a has, ona özgü olan şeyleri başkalarından istemek şirktir:
Sıratı müstakim yani dosdoğru yolu göstermek (Fatiha [1] 6; Leyl [92] 12), sabr-ı cemil ve salât (Araf [7] 126, 128; Bakara 45, 153, 250; Enfal [8] 62; Yusuf [12] 18), menasik (kulluk etme yöntemleri: Bakara [2] 127-129), Allah’tan başkasının gücünün yetmeyeceği şeyler (meleklerle yardım: Enfal [8] 9) veya ölülerden yardım istemek (Ahkaf [46] 5).
Dolayısıyla şirk kapsamında olan yardım isteme sıradan şeyler ile ilgili değil, Allah’a özgü ve din ile ilgili olan şeylerdir.