Dinimizde kalp temizliği elbette çok önemlidir. Allah kalplerin gizlediklerini bilir (Al-i İmran [3] 119). Allah’a ancak temiz kalple gelenler kurtulur. Temiz kalp ise, tevhid üzere şirk bulaştırmayan kalptir (Şuara [26] 89). Fakat Kur’an şu uyarıyı da yapar: “… O halde kendinizi temize çıkarmayın. O, korunup sakınan kimseyi en iyi bilendir.” (Necm [53] 32).
Unutmamalıdır ki kalbin temizliği yetmez. Dinin emirlerini de uygulamak gerekir. Kişi kalbinin temizliği ile yetinip imanın gerektirdiği davranışları yapmamışsa, hüsrana uğrayanlardan olacaktır: “… (Azaptan) daha önce iman etmemiş veya imanında bir hayır kazanmamış kimseye, imanı fayda sağlamaz …” (Enam [6] 158. Ayrıca Bakara [2] 177). Hatırlanacağı üzere Rasulullah ve diğer Mü’minler kalplerinin temiz-liği ile yetinmemiş, Allah’ın buyruklarını da yerine getirmişlerdir.
Sonuç olarak dinimizde kalp temizliği önemli olsa da yeterli değildir. Kur’an hırsızlık yapmamak, zina yapmamak, insan öldürmemek vs. gibi emirlerin yanında imana yönelik salât, infak, takva vs. gibi faaliyetler de talep etmektedir.
Çünkü iman ve imanın gereği olan faaliyetler bir bütündür. Sadece bir kısmının olması, yeterli değildir.
