Mustafa KAYA


ANILARLA SEÇİM 2024


               99 seçimleri idi bir köyde vekil öğretmenlik yapıyordum. Seçim sathı mahalline girilmişti. Rahmetli babam ilkokul mezunu olmasına rağmen, o zamanki bütün tecrübeliler gibi güngörmüş bir adamdı. Seçim yaklaştığında yemek sofrasında bana: “sakın oğlum, muhtar adaylarından herhangi birine taraf olma! Onlar yarın barışırlar da sen düşman kalırsın!”. Gerçekten de karışmamaya çalıştım. Köyün sandık başkanı ben olmam ile beraber, başkan dan sonraki yetkili köyün imamı idi. Ve imam, hem parti konusunda hem de muhtar adayı noktasında taraf oldu. Yaşı da bizden büyük olduğu için bir şey diyemedim. Seçim yaklaştıkça gerilim arttı. Muhtar adayları bana birbirlerini şikâyet ederlerken imamı da diğer aday iki de bir şikâyet ediyordu. Yaşımız daha 25 idi ve gençti. Gönlü müzde bir taraf olmasına rağmen, tarafsız kalmayı başardım. Seçimden önce son Cumartesi gecesi saat : 02.00 civarı evimizin kapısı çaldı. Annem babam ile ben korkuyla kapıya koştuk. Muhtar adaylarından biri, imamın rakip gördüğü ve üstüne akrabası olan muhtar adayı, kapımda idi. İmamın kendisine, bastırmış olduğu oy pusulasının geçerli olmayacağını, fotokopide siyah küçük noktaların olduğu ve bunun işaret sayılabileceğini söylemiş. Ve bana “Hocam eğer kabul edilmeyecekse oylarımız bundan dolayı iptal edilecekse, matbaayı açtırıp tekrar fotokopi çektireceğiz. Bizim seçmenimizde cahil çok. Eliyle yaza  mazlar.” dedi. Bende ; “ rahat olun! Bu bir işaret değil. Çünkü tüm seçmenler aynı kâğıttaki aynı işareti, kendilerini belli etme noktasında kullanamazlar. Siz imama bakmayın başkan benim”. Öbür gün imam biraz mırın kırın etti. Ama ben aynı gerekçe ile muhtara verilen oyları kabul ettim. Daha başka mırın kırın oldu ise de seçimi imamın rakip gördüğü aday kazandı.

 

               Yine 99 seçimlerinden İsmail Özdağlar ile ilgili bir anımızı hatırlayalım mı? O zamanki anlatılanlar doğru ise; İsmail bey, uçaktan kendi reklamını gösteren seçim broşürlerini attırmıştı. Halkımızın, ona oy veren büyük bir kısmı, o broşürleri oy pusulasının içlerine koymuş ve oylar geçersiz sayılmıştı. Sırf bu yüzden seçimleri kaybettiği konuşulmuştu. O seçimlerde sabaha kadar süren tartışmalar olmuş biz sandıklarımızı sabah saat: 10.00’da ancak teslim edebilmiştik. Bu arada o zaman görevli olduğum imam ile yeni seçilen muhtar, birbirlerini seçim sathı mahallinde sevmemelerine rağmen seçimden bir iki ay sonra, kan kardeş oldular. Aynı seçimde belediye başkanı olan kişi ile seçimi kaybeden kişiler ile sonra yine kardeş oldular. Babamın dediği gibi rakipler kardeş olurken, alt tabaka, gerçekten kardeş olanlar dahi düşman oldular, düşman kaldılar. 

 

               Müsaade edin de çok hoşlandığım bu özel kelimeyi kullanayım: Hülasai kelam. Hülasai kelam; mecliste tv ekranında kavga eden milletvekillerin, lokalde ve yemekhane de şen şakrak muhabbet ettikleri söylenir ya biz seçmenler seçme konusunda taraf olalım da; birbirimizi yıpratma, birbirimize zarar verme konuşlarında taraf olmayalım. Demokratik hakkımız; en iyi belirleme hakkımız, ideolojimizin geriye isteme hakkımız olsun da yıpratma, çamur atma, birbirimize zarar ve nefret tohumları ekme hakkımız olmasın!

               Seçime daha yeni başlıyoruz. Başlarken uyarayım sizi. Sizde, bizi ve birbirimizi uyarsın isterim. En sonunda halka hizmet eden ve halka hizmeti hakka hizmet bilen kazansın!

               Hadi kalın sağlıcakla.

YAZARLAR