Aylar içerisinde Kur’ân-ı Kerîm’de ismen zikredilen yegâne ay Ramazan ayıdır. Klasik kaynaklarda “ramazânü’l-muazzam” olarak da adlandırıldığı belirtilen bu ay arşivlerimizde genellikle “mübarek, şerif, mükerrem” gibi sıfatlarla birlikte yazılmıştır.
Sabır, ibadet, rahmet, mağfiret ve bereket ayı olarak kabul edilen, büyük bir coşku ve heyecanla ümmetçe karşıladığımız ramazan’ın diğer aylarda olmayan birtakım özellikleri vardır. Bunlardan birkaç özelliği şu şekilde sıralayabiliriz:
1. İhsanların bol olduğu aydır. Kur’ân-ı Kerîm bu ayda indirilmeye başlanmış olup âyet ve hadislerde bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen (Kadr /3) Kadir gecesi de bu ayda bulunmaktadır.
2. İslâm’ın beş şartından biri olan farz oruçlar bu ayda tutulur.
3. İbadetleri artırma ayıdır. Hz. Peygamber’in inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek kılan kişinin geçmiş günahlarının bağışlanacağını bildirdiği (Buhârî, Salâtü’t-terâviḥ) teravih namazı bu aya özel ibadetlerdendir.
4. Ramazan bir infak ayıdır. Malî bir ibadet olan fitre (fıtır sadakası)‘nin bu ayın sonunda ve bayramdan önce ödenmesi gerekir. Farz olan zekatların ramazan ayına denk getirilmesi gerekmemekle birlikte bu ayda yapılan yardımların öteki aylara göre daha sevap ve faziletli olduğundan dolayı müslümanlar zekâtlarını bu ayda ödemeyi âdet haline getirmişlerdir.
5. Uzlet ve tefekkür zamanıdır. Bu ayın sonunda uygun yerlerde itikâfa girmek sünnettir. Resûl-i Ekrem’in ramazanın son on gününde itikâfa girdiği ve bu âdetini vefatına kadar devam ettirdiği (Buhârî, İʿtikâf) haber verilmektedir.
6. Umre’nin en güzel anıdır. Bu ayda umre yapanın hac sevabı alacağı ifade edilir. (Buhârî, Umre,4)
7. Tilavet ayırdır. Ramazan ayında çokça Kur’an okuyup tefekkür etmek müstehap kabul edilmiştir. Hz. Peygamber’in Cebrâil ile karşılıklı Kur’an okumasına dayanan mukabele uygulaması da bu aya mahsus olup asırlardır devam edegelen geleneklerdendir.
Bu derece kıymetli olan Mubarek Ramazan ayının başladığının göstergesi “..Hilâli görünce oruca başlayın, onu tekrar görünce iftar (bayram) edin” hadisi ile şevvalden sonraki hilalin görülmesine bağlanmıştır. Ayın gökyüzündeki düzenli hareketinin insanlar için vakit ölçüleri olduğu (Bakara 189), göklerin ve yerin yaratıldığı zaman ayın hareketinin on iki ayı meydana gelecek şekilde düzenlendiği (Tevbe 36) bildirilmektedir.
Günümüzde islam ülkelerinin aynı günde oruca başlayamamasının sebebi işte bu hilalin tercihen çıplak gözle veya astronomik hesaplarla tespit edilmesinden kaynaklanmaktadır. Ülkemiz ile bazı ülkeler sapma imkanı olmadığından dolayı astronomik verileri geçerli kabul ederken, diğer ülkeler ise hadisteki gözle görme ifadesini baz alıp gözlemleyerek ramazanı başlatmaktadır. Görülen yerde ki aynı meridyen üzerinde olanları bağlayıcı olup olmaması da ayrı bir ihtilaf konusudur. Tek bir beden gibi olması gereken islam aleminin bu konuda da beraber ortak bir karar alması en büyük çaba ve temennilerimiz arasındadır.
2023 / 1444 Yılı Ramazan ayının tüm islam alemi adına bereketli geçmesi temennisiyle.