İnsanı güçlü kılan sadece maddi varlığı olmayıp manevi değerleri de güçlü kılmaktadır.
İnsan bazen işi ile, bazen arkadaş çevresi, bazen düşünceleri ile güçlü olur.
İnsanı güçlü kılan, hayata tutunmayı sağlayan manevi değerlerin başında bayramları bizzat yaşamak geliyor. Nasıl gelmesin yüz yıllardır süregelen geleneklerimiz birbirimize bağlanmayı sağlamıştır.
Bayramlarda başta birinci derece akrabalar, sonrasında komşu eş ve dostlar ziyaret edilerek dertleşilir, sevinçler paylaşılır. Bilhassa çocukların gönlü kazanılır. Geleceğe yeni pencereler açılır.
Bayram günleri ibadet amacıyla kutlanırken, yapılan hayır, kurban paylaşımları, yoksulların ihtiyaçlarına katkıda bulunmak apayrı mutluluk kazandırmaktadır.
Bu kadar güzel hasletlerimizi yavaş yavaş dejenere ediyoruz. Bir kısmımız bayram günlerini tatil amacıyla değerlendiriyor. Diyeceksiniz ki biz bayramda dinleniyor, stres atıyoruz. Fırsat buldukça akrabalarımızı telefon ile arayıp bayramlarını kutluyoruz. Doğrudur.
Şunu unutmayalım ki vücutlar birbirine yakın olduğunda sıcaklık hissediyor. Akrabalar ile sene de bir iki defada olsa da beraber olmak kardeşliğimizin, akrabalığımızın gereği. Bilhassa çocuklarımız büyüklerin ellerinden öperek saygılarını gösteriyor, akrabalıkları pekiştiriyor. Büyüyünce de bu güzel davranışlarını devam ettire ceklerdir.
Dini bayramlar, insanın iç dünyasını huzura kavuşturan bayramlardır. Örneğin Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı gibi.
Ramazan Bayramı, büyük bir nefis mücadelesi ve muhasebesi sonunda nefse ve şeytana galip gelmenin zafer kutlamasıdır. Orucun tutulduğu, teravihlerin coşku ile kılındığı, ferdi ve toplumsal iftarların yapıldığı, gönül hoşluğu ile zekatların, fitrelerin, fidyenin (oruç tutamayan mazeretlilerin verdiği fitre) yanında hediyeler, sadakalar, iyilikler, her türlü yardımlar ve yardımlaş maların, hayır ve hasenatın yapılarak sevap kazanıldığı Ramazan Bayramı gibi, Kurban Bayramında da aynı sevinç ve mutluluğu taşımanın sevincini yaşamaktayız.
Bayramlar, toplumsal barışa katkı sağlayan, toplumsal sevgiye paha biçilemeyen günlerimizdir. Özellikle dini bayramlarımızı değerlendiren bayramın değerine değer katan paylaşımlarda bulunmalı, birbirimizi ziyaret ederek dostlukları perçinlemeyiz.
Geçtiğimiz günlerde idrak ettiğimiz Kurban bayramı, herkesin et yemesini amaçlayan bir bayram olmasının yanında kulluk görevimizi yerine getirme görevimizdir. Bu bayramda birileri tenceresinde et pişirirken, birisi dert pişiriyorsa, birileri haklı olarak bayramı tatil beldelerinde geçirirken, bazıları sıkıntıları ile boğuşuyorsa, o bayramda sevinçler azalmış demektir. Bayramların birinci özelliği toplumsal barışın fert ve aile ve aileler arasında sağlanması ve bayramın topluma huzur sağlamasıdır.
Bu nasıl olacaktır? Bunun için toplum fertlerinin toplumsal, ekonomik, hukuksal anlaşmazlıklar nedeni ile ortaya çıkan dargınlıkları, kırgınlıkları, anlaşmazlıkları sulh ile çözmek, hatalardan dönmek, günahlara tevbe etmek ve insanları suç ve kusurlarından dolayı kınamayıp hoşgörülü olmak, onlara sevgi ile yaklaşmak birçok sorunu çözecek, birbirimizde sevgi katacak, manevi güç verecek, akraba, dostluk ve arkadaşlıklar pekişecektir. Ülkemizin dirlik ve düzenliğine katkı sağlayacaktır.
Sağlık ve sıhhat içinde sevdiklerimizle nice bayramlarda beraber olmak dileğiyle.
14.07.2022
İsmail AKSOY
Em. Öğrt.