ALİ ÖZKAHRAMAN Demirci Akıncıları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ( Foto Özkahraman)


BENİM ÖĞRETMENİM Ahmet ÇARK


               Salihli - Kapanca Köyü 04.08.1951 -21.05.1994

               İlkokulu Kapanca’da, ortaokulu İstanbul’da bitirdi. Manisa İmam Hatip Lisesi’nde okurken Manisa güreş müsabakalarında 2 yıl boyunca birincilikleri kimseye vermemiş. Ahmet ÇARK minderde hakemin başlama düdüğünü çalmasıyla daha ne oldu, ne olacak demeden tuşla güreşi alıp, salonu ayağa kaldırırmış. Erzurum Atatürk Üniversitesi İslami Bilimler Fakültesi öğrenimini sürdürürken 1980 öncesinde Mili Türk Talebe Birliği’nde arkadaş grubu tarafından daima saygı gördü. Felsefe kitapları çok okurdu. Fakültenin Kelam bölümünü bitirdi. 

               07 Nisan 1980 Demirci İmam Hatip Lisesi Din Bilgisi Öğretmeni olarak göreve başladı. 1981’de Demirci Öğretmen Lisesi’nde derslere girmiş. Lise son da öğrenciliğe tekrar dönünce benim de öğretmenim olmuştu. Herkes O’nu İmam Hatip Lisesi müdürü olarak anımsar ancak ilk önce benim öğretmenimdi. 

               Din dersi, Ahlâk, Felsefe, Mantık, Psikoloji gibi beş derste öğretmenimizdi. Bir gün beni öğretmenler odasına çağırdı. Çekindim aslında.. Gittim; “Ali Bey, şu konulara çalışın yarın sizi sözlü yapayım arkadaşlarınıza mahcup olmayın.” dedi. İşte fethetme buydu. Aslında hepimizin altyapısı sağlamdı.

               Tüm ortaokul boyunca Tecelli ARI’nın öğrencileriydik. Notlarım düşük mü ya da yüksek mi inanın hatırlamıyorum. Bir defasında “Ali Bey, siz Cuma namazına gidiyor musunuz?” dedi. Ben “Hayır gitmiyorum.” dedim. Bana sadece “Gidiniz.” dedi. Gittim. Dükkânımızın karşısındaki Hacıhasan Camiine gittim. Tam yanıma da okul müdürümüz İbrahim ÖZKAN denk geldi… ALLAHU EKBER.

               07.01.1985’de İmam Hatip Lisesi Müdürlüğü başlıyor. İHL Müdürü olduğu zamanlarda beni yıl sonunda mezunların fotoğraflarını çekmeye çağırır, iş yaptırır, eski öğrencisine ticaret olanakları sunardı. Ahmet Hoca dünürlük işleri ile haşır neşir olurken, çiçek getir götür işlerinde taksici olduğu için Ali Rıza İŞÇİ’yi çağırırmış. Eşi Kadriye Hanım’la düğünü de çok mütevazı, tantanasız oldu diye anlatıyor Ali Rıza abi. Sonraki yıllarda futboldan anladığımdan İmam Hatip Lisesi futbol takımını çalıştırmamı da istemişti. Dedim ki “Hocam ben söverim size uymaz bu durum.” dedim. O da “Ben size güveniyorum.” diye cevap vermiş. Çocuklara bir kere bile sövdürmedi. Çok disiplinli çalışma yaptık ve şampiyon olduk diye bahsetti Ali Rıza Abi. Ahmet Hoca göremedi vefat etti o sene diye de ekledi.

               Demirci Spor Kulübü olarak amatör küme maçlarına Salihli Kapanca’ya gittiğimizde ve Kapanca‘lılar Demirci’ye geldiğinde; Ahmet ÇARK sayesinde çok iyi ilişkilerimiz olmuştur.

               Metin ÇETİN anlattı : “Abimle birlikte bayram arefelerinde belediyenin önünde  bir limon sandığı, ayakkabı boyası birde sünger  bulup ayakkabı boyardık. Ahmet ÇARK geldi baktı çoğu kendisinin öğrencileri.. Gitti Hulusi EMETLİ’den herkese  en iyisinden birer ayakkabı fırçası aldı, dağıttı”. 

               Aylıkla ödüllendirmeler, teşekkürler, takdirlerle dolu müdürlük kariyeri olmuş. Güreş takımı kurmuş, İmam Hatip Lisesinin Üniversite sınavlarındaki başarısı zirveye çıkmış.

               Çocukları Saadet 1987’de ve Serdar 1990’da doğmuş.

               94 Nisan’ında sağlık sorunlarıyla evde yatarken çok emek verdiği İmam Hatip Lisesi Mehter Takımı evinin sokağına gelmiş ve konser vermiş. Hocam evin balkonuna çıkarak gözyaşlarıyla izlemiş konseri.

               Bunu duyduğum zaman Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün 10 Kasım 1938‘den 12 gün önce 29 Ekim’de Dolmabahçe Sarayı’nda Harp Okulu öğrencilerini pencereden selamlaması aklıma geldi. Her ikisi de çok gururlanmış olmalılar.

               Mehter takımı Demirci’de uzun aradan sonra ihya edilmiş, 23 Nisan’da bayram için aşağı top sahasına giderken (Kaymakam İbrahim Ethem Akıncı Stadyumu) birçok Demirci’liyi peşine takmış, bayram kutlamalarında tören alanının yıldızı olmuştu. 70’ li yıllarda Ziya Gökalp İlkokulu’nun da Mehter Takımı vardı değil mi?

               Ahmet Hocam vefat ettiğinde Kurban Bayramı’nın birinci günüydü. Cenaze defin işleri sırasında yaşanan zorluklar unutulmamış, birkaç yıl sonra Demirci Belediye Başkanlığı’nca cenaze yıkama aracı alınmasına karar verilir. Böylece bu hizmetler Demirci İlçesi için kâbus olmaktan çıkar.

               Kayınpederi rahmetli Kemal ERŞAHİN akşamları Kızılay lokaline gelirdi. Benim de 1992 yılından sonra Kızılay’da görevli olduğumdan Kemal amca ile ahbaplığımız olurdu. Geçmişten hiç konuşmazdık. Onun gözlerinde yıllarca hep hüzün görmüşümdür.

               “İnsan yüreğinin iklimi, yüzde yansırmış; insan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplarmış.”

               Hocam; Dokunduğunuz yüzlerce öğrencileriniz sizi hep güler yüzlü hatırlıyor. Azimli, çalışkan, mütevazi, nüktedan, hızlı yürüyen, güzel giyinen sizin kazandığınız meziyetleriniz..

               Bir neslin lideri, önderi, ağabeyi oldunuz.

               En güzeli ise “naif” olduğunuzu anlatan sözcük. Asıl olan size olan saygı ve hürmetin her daim yeşermesi. Kıymetli hocam seni andığımda sağ elim sol göğsümün üzerine gider, kontrol ederim

               “Orda mısın?” diye. Evet, hep “Oradasın.” İnsan; ardında unutulmayacak saygın izler bırakıyor ve yüreklerde yaşatılıyorsa eğer, hiç ölmemiş olurmuş, adını anan son insan ölene kadar.

Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber...

Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?

               Demirci Belediyesi meclis kararıyla; AKDEMİR’lerin yaptırdığı 112 İstasyonunda başlayan, Tecelli ARI Parkı önünden, İmam Hatip Lisesine doğru giden yol, Akıncılar Düğün Salonu ile Akarsu Eczanesi önünden Akdere caddesine kadar olan caddeye “Ahmet ÇARK Caddesi” adı verilmiş. Çok güzel olmuş.

               Ayrıca 1993’de hayallerini kurduğu İmam Hatip Lisesi binaları 2020’de tamamlandığında spor salonunun adını da “Ahmet ÇARK Spor Salonu’’ olarak vermişler.

               Bu değerbilir - vefa örneği, duyarlılık örneği isabetli kararların, emekleriyle iz bırakan, kişilikleriyle onurlandığımız tüm öğretmenlerimizin adlarının caddelerimize, sokaklarımıza, parklarımıza vb. yerlere verilmesini temenni ediyorum.                                             ..Hayâl bu ya…

               Demirci AKINCILARI Üniversitesi, Şevket Raşit HATİPOĞLU Fakültesi, Şehir Güzelleştirme Öğrenci Yurdu, Seyfi ERTEM Sokağı, Hüsamettin GÖNENÇ Koruluğu, Ahmet KARAKUZU Kantini, Erdinç BAŞOĞLU Atatürk Köşesi, Nergis ÜNAL Futbol Sahası, Ömer ÖZEL Bilgisayar Salonu, Coşkun SÜNER Fen Laboratuvarı, Enver ÇİÇEK Ağaçlandırması, Zeki ÇAKIR Yerleşkesi, Ahmet KOL Spor Salonu, Piri ATALI Müzik Salonu, Şevket YAVUZ Fizik Laboratuvarı, Abdülkerim SAMANGÜL Çeşmesi, Mine KIRDAR Kütüphanesi, Gülşen SAĞRA Çiçek Bahçesi, Zümrüt BAKKALBAŞIOĞLU Yatakhanesi, Yıldız ELMAS

Parkı, Hacer ÖZEL Gözlemevi, Necati ÖZTÜRK Salonu, Zuhal KİPER Sağlık Ocağı, Saadet ŞAHİN Resim Atölyesi, Zekeriya ÖZDEŞ Lokali, Ramazan GÜVEN Güreş Turnuvası, İrfan CAN Şiir Günleri, Bayram ÇETİN Camisi, Ayla SOMYÜREK İş Atölyesi, Rasih ERKUL Okuma Salonu, Latif ÇELİK Sergi Salonu, Hamza ILGAZ Dersliği, Işık ŞENTÜRK Yabancı Dil Salonu, Halil DEMİREL Edebiyat Ödülleri, Raif TOMBUL Fen Laboratuvarı, Yıldız DEMİRSÖZ Müzik Günleri, Arif Kamil ÖNDER Resim Yarışması, Öner SAĞRA Kimya Laboratuvarı, Haldun CEZAYİRLİOĞLU Misafirhanesi...

               “Bazı insanlar, birbirine armağandır.”

               Bazen tek bir doğru insan, hayatı yeniden yazar; senden bir şey almadan sana binlerce şey katar.

               İşte, o öğretmenlerdir ki kitaptan değil, yürekten öğretirler.

               Birileri bugün gölgede oturuyorsa, uzun zaman önce birileri ağaç diktiği içindir.

               “Makam, mevki, rütbe, ünvan… Bunların hepsi cekettir. Ceketi asar, bir yere gideriz. Arkada, sadece insanlığımız kalır…”

               Bir şeyler yapmak, yaptığını bilmek; geleceğe kendinden bir ses, bir çizgi bırakmak…

               İşte, ölüm denen gerçeğe karşı insanın zaferi…   Ne güzel şey hatırlamak sizi.

               Ölenler nur içinde yatsınlar, kalanlara sağlıklar dilerim. Yaşasın Öğretmenlerim...

YAZARLAR