Mustafa KAYA

Tarih: 07.08.2024 00:18

BERLİN

Facebook Twitter Linked-in

               Almanya gezime devam etme düşüncesindeyim yine. Bu arada hassas olduğum konuda yazamıyor olmam unuttuğumu zannettirmesin sizi. Müslüman dünyanın Abdülhamit Han öldüğünden beri kanayan bir coğrafya olduğunu hepimiz biliyoruz. Sadece Filistin, Gazze gibi kanayan yaraları görsek de, aslında İslam coğrafyasında türlü silahlar kullanılarak Müslümanların çilesinin sürdürüldüğünü görmemiz lazım. Amasız fakatsız ve lakinsiz hepimiz üzülmeliyiz ve dua etmeliyiz. Aslında beddua etmeliyiz. Kahrolsun zulmedenler ve zulme alkış tutanlar. 

               

               Almanya’nın başkenti Berlin şehrini bilirsiniz herhalde. Eskiler daha iyi bilirler: Doğu Berlin, Batı Berlin… Doğusu ile batısı arasında oldukça büyük farklar bulunan halkı aynı ama yönetenlerinin farklı olduğu koca bir imparatorluk şehriydi 1960’dan 1990’lara kadar. 

               İnanın aklıma, hep Berlin’in ikiye bölünmüş hali düştükçe birinci dünya savaşından sonra; “İstanbul ikiye bölünseydi ne yapardık?” Sorusu düşüyor. Doğu İstanbul, Batı İstanbul… Belki de; Anadolu İstanbul, Avrupa İstanbul diye adlandırılacaktı. Allah muhafaza etti, Allah ilelebet muhafaza etsin inşallah. 

               

               Mümkün olduğunca gideceğim yerler ile ilgili önceden hazırlık yaparım. En çok da gideceğim şehirde gezilecek on yer, yirmi yerin daha önceden bilgilerini almaya çalışırım internetten. Berlin’de de gezilecek görülecek on yeri listeleyeyim. Sonra bakarız duruma: 

               1- Berlin duvarı, 

               2- Brandenburg Kapısı, 

               3- Alexsander Meydanı, 

               4- Kreuzberg, 

               5- Spree Nehri, 

               6- Doğu yakası galerisi, 

               7- Parlamento Binası, 

               8- Prenzlauer Berg,

               9- Berlin Katedrali, 

               10- Tiergarten.

 

               Öncelikle şunu söyleyeyim: 

               1- Seri halinde sadece bir yerden bahsetmeyeceğim. Berlin gezimi bu yazıyla özetleyeceğim.

               2- Aynı anda iki isteğimiz gerçekleşemiyor. Yola çıkarken iki isteğimiz vardı. Avrupa kupası turnuvası ve Almanya gezisi… Türk Milli takımını Avrupa’da izleyecek, çocuklarımıza verdiğimiz sözü tutacaktık. Maçlara gidemedik. Ekonomik maliyeti bütçemizi katladığı için stat kenarında beklemekle yetinebildik. Ama bununla beraber Berlin’deki maç sebebi ile özellikle tarihi binalar korumaya alınmış. Bir çoğuna giriş çıkış izni verilmedi. Aynı anda iki isteğimizi bırakın, birini bile tam olarak gerçekleştirememiş olduk. Ama maç havası ile mahzun mahzun tarihi binalara bakışımız bile bizi mutlu etti. 

               Facebook’taki paylaşımımda da belirttiğim gibi, eski Doğu Almanya bölgesinde gördüğüm en güzel şey yeşil ve yeşillik. Yeşillikler hem korunmuş hem de hala yeşilliğe yer açılıyor. Berlin içinde de orman büyüklüğünde bir ağaçlık vardı insana nefes aldırıyordu. 

               Berlin, belki de nüfus olarak Almanya’nın en kozmopolit şehri. Tabirim caiz ise; yetmiş iki buçuk milleti yetmiş iki buçuk metrekarede görebileceğimiz bir şehir. M. Akif Ersoy’un dediği gibi; “çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.” Durumu yani. 

               Gezebildiğimiz yerler ile ilgili kısa anekdotlar paylaşarak bitirelim bu yazıyı da. Berlin duvarı; yanına yaklaşamayıp el sallamakta yetindik. Ama uzaktan da dev bir yapıydı. Durduğumuz yer altmış – yetmiş metre civarı yakınlıktaydı duvara. Aynı zamanda Doğu Berlin’den, Batı Berlin’e kaçmak isteyenlerin yakalandığı, vurulduğu ve mezarlık oluşturulduğu yerdeydik. Bizim gibi tüm turistler Berlin duvarına ulaşamamanın üzüntüsünü yaşadı. 

               Aleksander Meydanı; çok hoş bir mekândı. Almanya’daki her şehirde böyle bir meydan var. Etrafı modern yapılardan korunduğu gibi eski yapıların korunmasına da önem verilmiş. Ancak biraz uzaklaşınca etrafta alışveriş için lüks mekanlar açılmış. Buralar tam bir kapital merkez.

               Spree Nehrinde küçük motorlarla geziyi tavsiye ederim. Şehrin en önemli ve en eski yapıları nehrin etrafında. Bir başından diğer başına kadar gezdiriyorlar. Çok turist bindiği için İngilizce teyp – kasetten bilgilendirme yapılıyor. Ben birazını anlasam da büyük oğlum çoğunluğunun tercümesini yaptı. İngilizce kesinlikle lazımmış.

               Parlamento binası da korunma altındaydı. Yanına kadar gittik ama içine giremedik. Bayağı bayağı yeşilliklerle bezenmiş çevresiyle mükemmel bir konumda gözüküyordu. 

               Kısaca tavsiyede bulunayım da bitireyim yazıyı. Berlin olsun başka şehir olsun Almanya’da gideceğiniz şehirler için en az iki gün ayırın. Önceden gezeceğiniz şehirde herhangi bir organizasyon var mı diye de iyice bakın. Biz bu yüzden Berlin’de gezmemiz gereken özellikle mü zeler dahil birçok bölgeyi gezemedik. Size nasip olsun isteriz. 

               Yine devam ederiz, hadi kalın sağlıcakla…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —