Yıllarca Şehir Sineması olarak hizmet veren yerde önceden zahire Loncası varmış. Oranın üst katı önce kilise imiş. Millî mücadeleden sonra mescit yapılmış, ancak yakınlarda cami olduğundan pek kullanılmamış. Cumhuriye-tin ilk yıllarında Evkaf Müdürlüğü ile sekiz yıl süren yazışmalardan sonra 115 liraya Cumhuri-yet Halk Fırkasına satılmış. Zaten Cumhuriyet Salonu olarak anılıyormuş. 1938 de Halkevi açılmasıyla Halkevine tahsis edilmiş. Bknz. "Cumhuriyetin İlk Yıllarında Demirci Kazası" Ferhat PARLAK sayfa: 87 - 92 arası.
Sonra yeniden yapılıp 1953 Belediye hizmet binası olmuş. Demirci Urayı (Belediyesi) 1953 yıllarına kadar şimdiki üretici pazarının (A101 önlerinde) olduğu yerdeymiş. Belediyenin arkası Demirciler Çarşısı, önü de Belediye Parkı. Bayram törenleri ilk yıllarda burada yapılırmış. Hatta Merhum Kamil TÜRKMEN hocanın kızla-rıyla evlenen Merhum Lütfü ve Behçet ÖZKUL beylerin düğün törenleri de bu parkta yapılmış. Kaymakam İbrahim Ethem AKINCI 2 Ekim 1922 ve Cumhurbaşkanı Celal BAYAR 26 Ağustos 1953 Demirci ziyaretlerinde bu parkta toplananlara belediye balkonundan hitap etmiştir.
***
* Millî mücadele yıllarında ve cumhuri-yetin ilk yıllarında T.C. Ziraat Bankasının yeri şimdiki Metin DOĞRAMACI'nın (Berber Metin) işyerinin olduğu yerde olduğunu...
* Bahçeler Mahallesinin 1950 yangının-dan sonra; imara açılmadan önce incir ağaçla-rının çok olmasından dolayı "Mehmet Arif'in Yemişliği" olduğunu. Hâlâ bahçelerden ve evlerin diplerinden incir ağacı fidanları fışkırır. "Oca-ğına incir ağacı dikmek" buradan mı geliyor acep?
* Hükümet Konağı (Adliye Sarayı) karşı-sından başlayıp Yukarı Kıran Şeyh-i İlahi camiisine kadar olan yerlerin eski mezarlık olduğunu, Cumhuriyetin ilk yıllarında karşıya taşındığını, de-desinin atasının mezar yerlerini bilenler kemikleri ve mezar taşlarını çuvallara koyup karşı mezara taşımışlar. İkinci ilkokul 1937 de (Ziya GÖKALP ) yapılınca bu civarlardan kemik ve kafatasları çık-mış, okulun alt katında depoda muhafaza edilmiş. Fen derslerinde dedelerimizin gerçek kafataslarıyla ve kemikleriyle ders işlenmiş. Sanki Tıp Fakültesi anatomi dersleri gibi.
Eski mezarlık olduğu unutulan Aşağı Kıran Yukarı Kıran arasındaki bölge yeni yerleşim yeri olmuş, evler, apartmanlar yapılmış... Buralardan geçerken bilenler bir fatiha... Bilmeyenler ise bastığı yerleri toprak diyerek geçmeyip, düşünse altındaki binlerce kefensiz yatanları... Kefen de-mişken... neyse oraya girmeyelim!.
Karşıya taşındıktan sonra 1960’lı yıllarda dolan ve artık kullanılmayan mezarlık ise Demirci Ortaokulu ve Demirci Lisesi öğrencileri yıllarca komşuluk etmiş, hiç tanımadıkları dedelerinin ve akrabalarının mezarları başında sigara içmiş, ders çalışmışlar, bahar aylarında guzugulağı yemişler, badem çağlası yemişler.
***
* Aşağı Kıran Sofular mahallesi civarların-da bir de "ECE" Mahallesi olmalıydı.. Adı da kendisi de kaybolmuş bir mahalle. Aşağı kırandan sağ tarafınıza Sinan Camisini alıp aşağıya doğru iner-seniz; sol tarafınız "ECE" Mahallesi. Diğer mahalle isimlerimiz de kaybolmasın, sahip çıkalım... Çünkü hepsi anlamlı... İsimler şehirlerin hafızalarıdır, tarihi isimlerle oynamayalım. Çereşe Çereşe'dir. Düven-önü Düvenönü'dür.
* Millî Mücadele den önce İlya adında bir yerli Rum vatandaşımız varmış. İlme ticareti, halı imâlatı yaparmış. Dürüst ve çalışkan olduğundan çok zengin olmuş. Demirci'ye faydası dokunmuş, halka yardım ve hizmetleriyle sevilen bir Rum imiş.
İstiklâl harbinden sonra buradan sürülmüş ve çok perişan olmuş. Salihli ve İzmir sokaklarında aç, susuz gezerken, Demircililer tarafından tanınarak tekrar memlekete getirilmiş, yardım ve ikramda bulunulmuş. Mevcut büyük servetinden elinde hiç malı mülkü kalmadığın-dan, Demirci'de daha fazla kalamayarak ortadan kaybolmuştur.
"Her yönü her şeyi İle DEMİRCİ" A. Sedat BOYACIOĞULLARI - Hasan ALAKESE sayfa : 99
Ya... İşte böyle... benim kadirşinaz, yardımsever, temiz kalpli Demircili hemşehrilerim.