Ayten ERKUL


ÇOCUKLARINIZI KORKUTMAYIN


               Çocukları bizim meslekle yada  bizimle korkuturlar  Seni polis amcana seni polis teyzene seni polise veririm diye. İşte o zaman başlar bizim hikâyemiz. Sonrada bazı zorluklarla birlikte muhabbetler arasında amann gece gündüz hırsızların arkasından nasıl koşuyorsunuz günah değil mi size? Bu kadar soğukta sabaha kadar nöbet ne zor yarabbim. Bu karda kışda ve ne tehlikeli aman Allahım. Allahım kolaylık versin, dualarımız sizlerle der arkadan yanakları al al ton ton teyzem.                               Kimisi de benim ödediğim vergilerle maaş alıyorsunuz der. Görev başında sicilini ver çabuk seni sürdüreceğim. Türkiye’nin bir ucuna der yada derler daha neler neler...   Biz bu meslekte neler gördük  nolduki iş yapacak çalışan meslektaşlarım ve ben bunların hiç birini duymaz ve görmez, görevimize dahada aşkla bağlanarak devam ederiz. zorluklar yıldırmaz dahada bağlar bizi mesleğimize. Çünkü mesleğine aşıktır. 

               O meslek aşkı öyledir ki hiçbir şeye benzemez Bayrağın dalgalandığı her yer bizim için değerli ve bir o kadarda kutsaldır. Bizim hiç yerleşik bir düzenimiz olmaz plan yapamazsınız tam alışırsınız tayin gittiğiniz memlekete. Şark göreviniz çıkar. Eşyalarınız yüklersiniz kamyona ya eşinizle yada tek başınıza ve eşinizi çocuğunuzu bırakıp gidersiniz gurbet ellere. Lojmanda oturursunuz belkide kirada. Lojmanın çocuklarının sesleri kulaklarınızda çınlar. Çünkü evladınız yanınızda yoktur. 3 yaşında bir çocuğun tam annesine ihtiyacı varken bırakır gidersiniz kimsenizin olmadığı bir yere. Fotoğraflarıyla avunursunuz. şark görevinde alışırsınız yine ortama memlekete yada alışmaya çalışırsınız o güzel zorluklara şark göreviniz biter öyle böyle derken saçlarınızda gümüş teller yüreğinizde tatlı yorgunluklar oluşur. 

               İzne ayrılırsınız gelirsiniz ailenizin yanına izin hemen anında biter anlamazsınız bile. Çocuğunuz anne gitmesen olmaz mı? demesi içindeki fırtınaları biraz daha alevlendirirken göz pınarlarından akan yaşlarla birlikte annem gidip gelcem az kaldı demenin ızdıraplı yaralarıda hâlâ yüreğimde on üç sene geçmesine rağmen. Aldırırmısınız kesinlikle aldırmazsınız canınız canımız sağolsundur. Onca çekilen güzel zorluklara karşı kavuşma umudunu hiç kaybetmeden beklemektir. Üç seneyi beş seneyi azimle şevkle çoğu zaman o kadar zorlukta saç telinin beyazlaması nedirki devede kulak misali. 

               Nasıl oluyor da başlıyorsunuz bazen çalışma saatleri çok zor 12-24 - 12-36- 4-5 gün uyku bile uyumadan gözünü kırpmadan aç susuz görev yaptığımız zamanlar anlamıyorsunuz bile  bazı şeyleri. Yemek yemeğe bile vaktimiz olmaz. Bırakın sosyal hayatı eğlenmeyi. Evinize uğrayamadığınız gibi çoluğa çocuğa sevdiklerinize hasreti. Yaradanım öyle bir güç kuvvet veriyor ki arkamızda dağ gibi ana baba kardeş eşimizin sevdiklerimizin  evlatlarımızın bizi seven herkesin duaları var üzerimizde. 

               Ramazan ayında Oruç olupta akşam ezanında orucunu açamayan gecikmeli açan arkadaşımı abimi abilerimi bilirim ben. Yani görevimizi aşkla yaptığımızdan dolayı vijdanen hep rahat olmuşuzdur çok önemli bir nokta vijdannnnn. Herşeyden önce gelir ve kul hakkı. Bizim alnımızın teriyle aldığımız maaşlarımızda tüyü bitmeyen yetimin hakkı olduğu ve alınan duaların yapılan işlerin mucizelerle dolup taşan duaları. Bazen inanamazsınız o kadar zorlu görevlerde operasyonlarda tereyağından kıl çeker gibi çabucak bitiriveririz tabiki dua önemli kesinlikle ve mesleki tecrübelerimizin yanında çok çok önemli ilk önce tevekkül edip dua edip sevdiklerimizle helalleşip görevlerimizin başına gider kazasız zorsuz olsun inşallah deyip başlarız bizler. Her yeni gün yoğunluğa güzelliklere iyiliklere ve bir o kadarda zorluklara gebedir. 

               Mesleğin zorluğu bize neler öğretir neler. Acı tatlı Tecrübe ve tecrübeler. Acı tatlı Tecrübeler acısı hiç unutulmaz. Tatlısıda ama şuda bir gerçekki severek yaptığınız bir işten zorluklarda olsa hep başarı elde edersiniz. Bizler gecenin ayazında yazın sıcağında sabahın erken saatlerinde hiç fark etmez 7 - 24 görevdeyiz. 

               Sizlerin destekleride çok büyük çözülemeyen işlerde bile o dualar bazen o kadar öne geliyorki saniyesi bile kıymetli görev hayatımızda. Zamanımızda mucize oluveriyor. Kaybolan bir çocuğu ailesine teslim etmek uyuşturucunun müptelası olmuş bir genci o bataklıktan kurtarmak size hem mutluluk hemde daha fazla kendine güven ve destek veriyor. Çok şükür bir günümüzü daha kazasız zorsuz bitirdik demenin hazzını her zaman yaşamak nasip etsin yaradan mevlam. Rabbim tüm meslek büyüklerime abilerime ablalarıma kardeşlerime. Yaş kemale erincede (52) emekliliği 8 sene geçmiş birisi olarak emeklilik lafını duyunca hem seviniyorum hem üzülüyorum. 8 sene geçmiş ve 24 - 25 sene olmuş mesleğe gireli.

               Düşünüyorum da daha dün gibi ben illaki polis olacaktım. İllaki Rabbime binlerce kez şükürler olsun. İstediğim aşık olduğum bu mesleği bana nasip ettiği için. O üniformanın asilliği ve asaletide tartışılamaz benim için kesinlikle. Üniformalarımızda sol tarafımızda taşıdığımız onca Şehitlerimizin kanlarıyla boyanmış bayrağımızın onuruda bambaşka tabiki. Şehitlerimizin emaneti. Mekânları cennet olsun emanetleri emanetimizdir.         Ne zaman üniformalı birisini görsem içim cız ederdi acaba bana ne zaman nasip olacak nasip edecek derdim. Yaradanım ve nasip olalı 25 sene olmuş polis okuluyla birlikte. Öyle bir sevdadırki polis olmak bülbülün güle sevdası gibidir. 

               Bülbül ayağına dikenlerinin batacağını bile sevdalı olan gülün dallarındadır. Diyeceğim o ki canınızı dişinize takarak çalışırsınız azimle aşkla. Yani belkide Allahım korusun öleceğinizi bile bile çalışmaktır bir kör kurşuna. 

               İşte bu sevda değilde nedir o kadar duygu yüklü günler aylar yıllar geçirdimki anlatamam sizlere. Ve yine yeniden  polis Bayramı 178 yılını kutladığımız 10 Nisan Polis Bayramı Teşkilâtımızın nice nice güzel yılları yarınları olsun inşallah Allahım nicelerini nasip etsin Vatanı Milleti Devleti Bayrağı Ezanı için çalışan herkese...

YAZARLAR