İlknur BURSALI


CUMHURİYETİMİZİN 100.YILINA ÖZEL İLYAS KALAY ÖĞRETMENİMİZ İLE “KÖY ENSTİTÜLERİ VE EĞİTİMİN GÜCÜ” SÖYLEŞİ -2-


               BÖLÜM 4

               

               ÇERKEZ ETHEM OLAYI

               Mustafa Kemal, İstanbul’dan Ordu Mü-fettişi olarak Samsun’a hareket etti. 15 Mayıs 1919 günü, Rauf ORBAY ve Bekir SAMİ de İstanbul’dan Bandırmaya geldiler. Orda Çerkez Ethem’i buldular. “Arkadaş, Yunanlılar İzmir’i işgal etti. Senin gibi kahraman bu felâketi kabul eder mi? Haydi hazırlan hep beraber Salihli’ye gideceğiz, düşmanın önünü kese-ceğiz.” Salihli’de daha evvel tanıdıkları, Çerkez Kuşçu Başı Eşref’in yanına geldiler. Orda ilçenin silah deposu vardı. Bütün şehir ve köylere haber saldılar. “Vatanını seven, atıyla, silahıyla gelsin” dediler. Bu haber Salihli ve etrafta yan-kılandı. Kısa zamanda Salihli’de 500 atlı hazırdı. İlk zamanda Ahmetli’ye kadar gelen düşman ora-da durduruldu. Gerilla Savaşı yapılarak yunan-lılara büyük kayıplar verdirildi.

               O gün Orta Anadolu’da Kolordu’nun başında Ali Fuat Paşa vardı. Doğuda Kazım Karabekir Paşa vardı. Ege’de 17. Kol Ordu başında Bekir Sami AYDIN ve Denizli’de Refet Paşa kuvvetleri vardı. Bu birlikler çok zayıftı. 23 Nisan 1920’de B. M. Meclisi kurulduğu zaman, meclisi koruyacak muhafız alayı bile yoktu.

               Konya’da Deli Başlı, Marmara Bölgesi’nde Anzavur Ahmet, Pontus Rumları, Ermeni-lerle birleşip devlet kurmak için isyandaydı. Padişah ve taraftarları hilâfet ve din elden gidiyor diye İngilizlerin desteğini sağlayarak Mustafa Kemal’e karşı savaş halindeydi. Düzce ve Yozgat’ta da Çapanoğulları, Mustafa Kemal’e düşmandılar, padişahın yanında yer alarak şeriatı korumak için isyan halindeydiler. Mustafa Kemal, o gün için en güçlü olan Çerkez Ethem kuvvetlerinden yardım ister. Padişah tarafında ise Anzavur Ahmet’e Balıkesir Valiliği ve “paşa” unvanı verildi. İngiliz-lerde bir heybelik sarı lira vererek yardım etti.

               Padişah taraftarları, Mustafa Kemal’i yok etmek için ve halifeliği kurtarmak, şeriata devam etmek, verilen altınlarla Marmara Bölge’sinde büyük bir güç oluşturuyordu. Mustafa Kemal’in isteğini kabul eden Çerkez Ethem 500 atlıyla Sa-lihli’den hareket edip Akhisar, Sındırgı, Balıkesir’e vardı. Oradaki asi kuvvetleri ile karşılaştı. Büyük başarılar elde etti. Anzavur, ölmemek için cep-heden kaçar, birliği darmadağın olur. Çoğu da Çerkez Ethem’in kuvvetlerine katılır. Bu olaydan sonra diğer isyanları bastırmak için yoluna devam eder.

               Bursa, Adapazarı, Hendek, Düzce, Yozgat’a kadar asileri, isyan edenleri, elebaşlarını asmak suretiyle idam ederler. Her vardığı yerde, Mustafa Kemal’e karşı gelenleri tespit edip soruşturma yapmadan öldürmüştür. İdam edilenlerin sayısı 200 kişinin üzerindedir. Sıra Yozgat Bölge’sindeki Çapanoğlu Ayaklanmasına gelir. Onları da büyük bir başarı ile teslim alır. İsyanı durdurur. Ethem’in şöhreti Türkiye sınırlarını aşmış ve haklı bir gurura kapılmıştır. Ethem, her hareketinden sonra kuvveti büyütmektedir. Çünkü, asilerden ve yakalanan asker kaçaklarından kişiler ona katılmak suretiyle hem affa uğramakta hem de iyi bir geçim yolu bulmaktadır.

               Çerkez Ethem, Ankara’ya geldiğinde bü-yük bir coşkuyla karşılanır. Mustafa Kemal’in, 15 gün misafiri olur, sonra birliğinin başına geçer. Mustafa Kemal’in, bu başıbozuk güçlerle vatanı kurtarmasının olanağı yoktur. Onun düşüncesi, disiplini bir askeri güç yaratmaktı. Bunun hazır-lıklarını bir yıldan beri yapmaktaydı. Düzenli ordunun başına Albay İsmet’i getirdi. Batı Cephe’sin de yunanlılara karşı savaşacaktı. Rütbesi küçük olduğu halde Batı Cephe’sine İsmet Beyin tayini, bazı kişilerin hoşuna gitmedi. Albay İsmet’in Batı Cephe’sinin başına getirilmesi, başta Çerkez Ethem ve kardeşlerinin, bir de o gün rütbesi yüksek olan paşaların hiç hoşuna gitmedi ve yadır-gadılar.

               Çerkez Ethem’in Reşit isminde milletvekili olan kardeşi vardı. Diğer kardeşi Tevfik, yüzbaşı rütbesi ile birliğinde müfreze komutanı olarak Ethem’in en yakın yardımcısıydı. Esasen Mustafa Kemal ve arkadaşlarının düşüncesi, Çerkez Ethem ve Demirci Mehmet Efe’yi zorla silah kullanarak tasfiye etmek değil, onların kuvvetleri ile Milli Ordu’nun içinde disiplinli görev almalarını sağlamaktı. Fakat onlar bu isteğe uymadılar.

               Çerkez Ethem ve Demirci Mehmet Efe, Nizami Ordu’yla savaşmayı göze aldılar. Kurtuluş Savaşı’nın yazgısında, insanı, bir heyecandan diğerine düşüren bir hayli maceralar vardır. Daha düne kadar, yan yana, iç ve dış düşmanlar karşı dövüşen insanların birbirine kurşun atması, kötü bir kaderin ötesinde insana acı ve üzüntü veriyordu.

               İsmet Beyin kuvvetleri, Yunan ve Çerkez Ethem’in kuvvetlerinin arasında kalmıştı. Her taraf-tan sarılmış, dünyada yalnız kalmış Anadolu Tür-küne; dış düşmanlar vuruyor, Padişah yanlıları vuruyor, kandırılan halk vuruyor hatta o da yetmiyor, bu seferinde kendi bünyesindeki Kuvay-ı  Milliye vuruyordu.

               Mehmetçik her iki cephede direndi. 11 Ocak 1921’de 1. İnönü Savaşı kazanılmıştır. Bu zafer, Mustafa Kemal’in içte ve dışta itibarını arttırmış çok büyük güven kazandırmıştır. Bundan sonra Milli Ordu, gücünü, Çerkez Ethem’e karşı kullanmıştı. 10 gün süren savaşta Çerkez Ethem kuvvetleri geri çekilerek, yenilgiyi kabul etmiştir.

               Çerkez Ethem; Gördes’in Tavşan Alanı mevkiinde etrafına hitaben, “Arkadaşlar, büyük hata yaptık, kendi askerimize kurşun attık. Benim suçum idamdır, onun için ben Yunan-lılara katılıyorum, isteyen benimle gelsin, gel-meyen de evlerine gitsin” der. Müfreze komu- tanları, Ethem’in bu isteğine çok sert tepki verir. Hatta Halil Efe, silahını çekip Ethem’i vurmak ister, Parti Pehlivan mani olur.

               Çerkez Ethem’in büyük bir itibarı vardı. Birçok kahramanlıkları vardır. Mustafa Kemal’e düşman, yerli şeriat düşkünü kişilerin hepsini te- mizledi amma sonunda ihanet eti, vatan haini oldu.

               Sonra Ürdün’deki Çerkezlerin yanına sığındı, mezarı oradadır. Kardeşleri Reşit ve Tevfik, onun bu yanlış yola girmesine sebep olmuş-lardır.

               Çerkezlerde bir kural vardır. Büyüklerinin isteği itiraz etmeden kabul edilir. Başta Milli Hükü-metle pazarlık yapan abisi Reşit’tir. O kardeşinin, Batı Cephesi komutanı olmasını ister, İsmet Pa-şa’nın emrinde kalmasını istemez. Hatta Kula’da Yunan paşaları ile pazarlığa girer, Ege Bölge’sinin ayrılarak kardeşinin eyalet bakanı olması sözünü alır.

               KAYNAK       : İLYAS KALAY

                                            İLKNUR BURSALI 

                                            SEVGİ KÖPRÜSÜ 

                       DEVAMI GELECEK SAYIMIZDA

YAZARLAR