Mustafa KAYA


DEMİRCİ’YE İZ BIRAKANLAR


 

"Bir İz Bir Yürek Mezun ve Kurucularla Geçmişi Anmak" adıyla düzenlenen Demirci Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu’nun programından, düzenleyenlerin dilinden bir yazı ile bahsetmiştim. Ayrıntılarını ve duygularımı da bugün ekleyeceğim.

Fazla şatafatlı, gösterişi bol, teatral ve sanal ile gerçek arası programlar insanları sıkar oldu. Amacı "yapılmış olmak için yapılan" programların, gerçekleşmesi de "yapılsın geçilsin" tarzında olunca, izleyenler, dinleyenler ve katılım sağlayanlar da "bakılsın geçilsin" ile programı değerlendiriyor. Böylece zamanı öldürmekten, emeği boşa harcamaktan başka işe yaramıyor.  Sonuçta  fotoğraflar çekilip sosyal medyada paylaşılıyor. Netice itibariyle bu programlar, sosyal medyada bakanlara bile zaman kaybettirmekten başka bir işe yaramıyor.

Başta girişini yaptığım program, hakikaten güzel bir programdı. Sade idi ama dopdolu idi. Amatörce bir görüntü var idi ama profesyonellik apaçıktı. Sanal bir tarafı yoktu ve insanın içine, ruhuna dokunan bir tarafı vardı. Hem duygu dünyamızı köklere indirdi hem de gele-ceğimize yön veren saatler yaşattı. Şimdi diyeceksiniz ki bu programı düzenleyenler dahi böyle plânlamamıştı. Hatta böyle bir sonucun farkında bile değillerdi. Ben de derim ki; "güzeli görmek için güzel görmek ve güzel bir göz lazım. " 
      
Peki; programda ne vardı, bizi bu kadar etkileyen. Bana göre programın en etkilisi şeref konuğu, Ali Aksoy idi. Demirci'nin en eski müftülerinden Ali Aksoy. Zamanında Demirci’nin din-diyanet adına kuruluşunda büyük bir özveri ile çalışmış aksiyon adamı.  Demirci İmam Hatip Lisesi'nin bina olarak da yapımında büyük emek sarf eden halkımız ile beraber süreci yönlendiren, baş tutarlık yapan güzel insan. "Ne var bunda" diye soranlara cevap vereyim: 

6 ayda, halkın parası ile halkın işçiliği ile zamanın 600 kişilik okulunu yapmak, bugünkü teknoloji ile bile zorlanılacak mesele olduğu için emeğin takdiri açısından anlam oluşturmuştur diye düşünüyorum.

Kıskançlık, hasetlik veya ideolojik düşmanlık adına yapılanı hor görme, yapılanı çarpıtma veya hiç görmeme hastalığından mustarip insanların çokluğundan ve bu durumdan çokça şikâyet eder olduk. Takdir etme ve kıymet bilme ender rastlanan bir durum oldu. Olay çok geçmişte yaşan-mışsa hatırlamak bile istemez olduk. Ama o gün orada dinlemeye gelen 200 kişinin hepsi gerçekten duygulu anlar yaşadı. Ve hepimiz yapılanı büyük bir minnetle hatırlamaktan mutluluk duyduk.

Demirci’nin eskimez müftüsü Ali Aksoy'un hafızasının 86 yaşında olmasına rağmen berraklığı, kendisine hayran bıraktı bizi. O günlerin hatıralarını anlatırken isim - soy isimlerini bile hatırlamasına şaşırdık. Dile kolay, 53 - 55 yıllık olayları, 86 yaşında olmasına rağmen net bir şekilde hatırlıyor.

Demirci İmam Hatip Lisesi Türkiye'deki ilçeler içerisinde İmam Hatip Lisesi olarak açılan 2. İmam Hatip Lisesi olma özelliğini taşıyor.

Açılış hikâyesini anlatacağım ama sosyolojik bir gerçekten de bahsetmek isterim. Bu bölgedeki her ilden, her ilçeden, her köyden bir mezunu hâlâ yaşıyordur Demirci İmam Hatip Lisesi mezunu olarak.

İlçenin mezunları ile birlikte on binlerce mezun vermiştir, bu okul. Onun için zamanında böyle bir değeri var, aynı Demirci Eğitim Fakültesinin değeri gibi.

Fakültemiz hâlâ Türkiye'nin değeri olmaya devam ediyor. İmam Hatip Lisesi dar alanı temsil etse de proje İmam Hatip Lisesi olarak nitelikli bir okul olmayı sürdürüyor. Fen Lisesi ile beraber inşallah bu memleketin garip çocuklarına, geleceğin mimarları olarak yetiştirilmesi için vesile olacaktır, bu okullar.

Okulun açılış hikâyesine gelince… Özcan Darıcı müdürümün liderliğinde kısa ama etkili bir şekilde tiyatrolaştırılmış okul sunumuyla açılış hikâyesini biz de yeni öğrenmiş olduk.

Resmi olarak ilçelerde halkın yaptığı okullara izin verilmiyormuş o zamanlar. Müftü Ali AKSOY Başbakan DEMİREL’in Demirci’ye gele-ceğini öğrenmiş. Bunu fırsat bilip hemşerisi DEMİREL’e durumu anlatıp açtırmak istemiş okulu. Gelgelelim kendisine ulaşamamış. Eşi Nazmiye Hanıma ulaşırsam dolaylı olarak ulaşırım belki Süleyman DEMİREL’e diye düşünmüş. Sonunda Nazmiye Hanıma ulaşmış. O da Ankara’ ya gelmesini ve işi halledemez ise kendisine müracaat etmesini istemiş. Nitekim Ankara da okulu açmak istememişler. İl merkezlerinde bile olmayan İmam Hatip Lisesini ilçeye hiç açamayacaklarını söylemişler.

Çaresiz kalan Ali AKSOY müftümüz, Nazmiye Hanım’a gitmiş. Nazmiye Hanım zamanın Milli Eğitim Bakanını aramış ve okul açılmış. Kısaca özetlediğim bu olaydan sonra ilçeye haber Ali AKSOY gelmeden ulaşmış. Ve kadirşinas Demirci halkı hemen kutlamalara başlamış ve sevinç gösterileri düzenlemişler.   
Hem tiyatrosu güzeldi hem de Ali AKSOY müftümüzün tatlı anlatımı çok güzeldi. Programı düzenleyen okul müdürü Mehmet DAĞLAR’ a ve emeği geçenlere minnet ederim. Nice müstefit (faydalanılan) programlara diyorum…

Hadi kolay gelsin işimiz, gücümüz. Önümüzdeki günler kolaylıklar getirsin hepimize.
 

YAZARLAR