Uzman Dr. Umut OTLU


DÜNYA TUZA DİKKAT HAFTASI VE DÜNYA BÖBREK GÜNÜ

"...Dünya Sağlık Örgütü; hipertansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere obezite, diyabet ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını olumsuz etkilememek amacıyla günlük olarak tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gramdan az olarak önermektedir..."


                Böbrekler en temel ve basit anlamıyla vücudumuzun süzgeçleridir.  Damarlarımızdaki tüm kan böbreklerimizden günde yaklaşık 40 kez geçmekte ve tekrar tekrar süzülmektedir. Bu sırada böbrek hem vücudumuzdaki sıvı miktarını, hem de bu sıvının bileşenlerini belirler ve miktarlarını düzenler. Sonuç olarak kanın süzülmesi ile oluşan atıklar idrarı oluşturur.

                Tuzun gereğinden fazlası ise vücuda atık olarak girer. Ayrıca beraberinde su da tutacağı için, vücudumuzdaki sıvı miktarını artırır. Hem kalp daha fazla sıvıyı pompalamak için daha fazla çalışmak zorunda kalır, hem de böbreklerin bu atığı atmak için daha fazla çalışmasına ihtiyaç duyulur.

                Başlangıçta bu sıvı fazlası ve kalbin fazla çalışmak zorunda kalması nedeniyle tansiyon yükselir. Uzun vadede ise tuzun kalp ve damarlar üzerine etkisi, kendisini kalp yetmezliği olarak gösterir.

                Dünya Sağlık Örgütü; hipertansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere obezite, diyabet ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını olumsuz etkilememek amacıyla günlük olarak tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gramdan az olarak önermektedir.

                Yetişkinlerde hipertansiyon, kalp hastalıkları riski ve inmenin azaltılmasında tuz alımının azaltılması etkilidir. Tuz alımı ve kan basıncı arasında direk bir ilişki vardır. Tuz alımı azaltıldığında uzun dönemde inme riski ve kalp ve damar hastalıkları azalmaktadır.Tuz tüketimi günde 10 gr’dan 5 gr’a indirildiğinde inme geçirme hızı %23, kalp damar hastalıkları hızı %17 azalmaktadır.

                Sağlıklı yetişkinler için önerilen ortalama günlük tuz miktarı yaklaşık 5 gram iken Türkiye’deki günlük tuz alımı ortalaması kişi başı yaklaşık 15 gramdır. Ülkemizde tuz tüketimi önerilen değerlerin üç katı kadardır.

                5 gr günlük tuz yaklaşık tepeleme 1 çay kaşığıdır. Yemeklerimize hiç ek tuz eklemesek bile aldığımız gıdalarda hali hazırda bulunan tuz miktarı vücudun temel tuz ihtiyacını karşılamak için yeterlidir.

                Küresel COVID-19 Pandemisi nasıl yediğimiz de dahil olmak üzere birçok yönden hayatımızı değiştirdi. Tüm dünyada virüsün yayılmasını yavaşlatmaya yardımcı olmak için getirilen kısıtlamalar sosyalleşmek ve dışarda zaman geçirmek için harcadığımız süreyi azaltıyor. Evde geçirdiğimiz zamandaki artış ile birlikte daha fazla yemek pişirmek ve en sevdiğimiz tarifleri yapmak ve hatta mutfakta yeni tarifler ve tatlarla yaratıcı olmak fırsatı geldi.

                Ev yapımı yemeklere lezzet katmanın tek yolu büyük bir tutam tuz gibi görünebilir, ancak yiyeceklerinizin daha fazla lezzetli olmasını sağlamanın pek çok başka yolu var. Bu seneki Tuza Dikkat Haftasında daha az tuz kullanmanıza yardımcı olacak basit ipuçları sunacağız.

                Örneğin:

                * Yemeklerde tuz yerine; limon, maydanoz, dereotu, soğan, sarımsak, sirke ve çeşitli baharatlar gibi diğer lezzet arttırıcıları kullanmak

                * Salamura ürünlerin tuz içeriğinin azaltılması için suda yıkama ve bekletme gibi işlemler uygulamak

                * Yüksek miktarda tuz içeren besinleri daha az tüketmek

                * Yemekleri hazırlarken, pişirirken ve tüketirken daha az tuz kullanmak  Ayrıca  bütün tuzlar aynıdır ve aynı içeriğe sahiptir (deniz tuzu, kaya tuzu ve pembe tuz). Tuz, besinlerin doğal bileşiminde bulunduğu gibi, deniz tuzu (deniz suyunun buharlaştırılması ile elde edilir) ve kaya tuzu (halite, göl yataklarından veya toprak altından elde edilir, kurutulur) olarak da elde edilir.

         Genel olarak tuz sodyum ve klorürden oluşur. Sodyum klorür içeriği tüm tuzlarda (kaya, deniz, sofra tuzu) yaklaşık olarak aynıdır. Bu yılki Tuza Dikkat Haftasında; kültürümüzü ve toplumumuzu şekillendiren yemekleri, ev yemeklerini hazırlarken daha az tuz kullanmamız gerektiğini vurguluyor ve “Daha Fazla Lezzet, Daha Az Tuz” diyoruz.

YAZARLAR