İsmail AKSOY


Dünyamız Küçüldü mü?

"... Teknolojinin gelişmesi ile dünya insanları adeta içli dışlı oldu. Uyduların getirdiği İnternet denilen haberleşme aracı ile yeryüzündeki tüm insanlar birbirinden anlık haberleşir oldu. Sosyal medya haberleşmek için güzel bir araç olurken, sınırsız ve kontrolsüz yayınlar ile silah haline geldi. Gençlerimize sahip çıkmak için elimizden geleni yapmalıyız..."


Değerli okuyucu, zaman zaman bu köşede ağırlıklı olarak kültürel konularda sizlerle düşüncelerimi paylaşacağım. Bu haftaki yazımın başlığı:


Dünyamız Küçüldü mü?


Üzerimizde yaşadığımız dünyamızda yaklaşık 7 milyar insan yaşarken bunun yaklaşık 350 milyondan fazlasını Türk kökenli milletler oluşturuyor.


Teknolojinin gelişmesi ile dünya insanları adeta içli dışlı oldu. Uyduların getirdiği İnternet denilen haberleşme aracı ile yeryüzündeki tüm insanlar birbirinden anlık haberleşir oldu. Sosyal medya haberleşmek için güzel bir araç olurken, sınırsız ve kontrolsüz yayınlar ile silah haline geldi. Gençlerimize sahip çıkmak için elimizden geleni yapmalıyız.


Sosyal medya çok geniş, dünyanın her tarafı ile ilgili bilgi ve görsel görüntü elde etmek mümkün. Kültürel bilgilere, kurumsal bilgilere, teknolojik bilgilere, yeni ürünlere ulaşmak kolaylaştı. Sadece ulaşmak değil almakta mümkün. Yabancı satış sitelerinden istediğiniz ürünü almak mümkün oldu.


Dünyanın kültür varlığı apayrı bir zenginlik. Ülkelerin içindeki her topluluğun ayrı ayrı kültür varlığı var. Orta Asya her hali ile biz sürekli göz kırpıyor. İran içindeki Türklerin bilhassa Kaşkay Türkleri müzikleri ile adeta vücudumuzun parçası olduğunu anlıyoruz. Müzik aletlerimiz aynı, ezgilerimiz aynı… İran’lı soydaşların odalarını Türk bayrağı süslüyor. Bana Türkçe yazıyor, dergilerini bizim Osmanlı Türkçesine benzer bir lisan ile yazıyorlar. Bir başka alem….


Türk dünyası kültür zenginliğini gördükçe ne kadar büyük bir millet olduğumuzu ve hepsinin gözünün Türkiye üzerinde olduğunu anladım. Acaba sosyal medya Türk dünyasını bir araya toplar mı? Diye düşünce içine girdim. Neyse…


Sizler ile yaşadığım bir başka olayı paylaşacağım. Yaklaşık 4 - 5 yıl önce Facebook’ta gezinirken 12 imam logosu gördüm. Altına bir yorum yazdım. Sayfa sahibi yorumuma cevap yazdı. Onun cevabından sonra ara sıra yazışmaya başladım. Görüştüğüm kişi ile kişisel bilgilerimizi paylaştık. Onun emekli Iraklı bir Profesör olduğunu öğrendim. Kendimin de öğretmen olduğumu ona yazdım. Gel zaman git zaman İhsan hoca bizi Irak’a davet etti. Aradan üç beş ay geçtikten sonra eşim ile Irak’a gittik. Bizi Bağdat havaalanından aldılar. 4 gece 5 gün misafirleri olduk.


Yeme içmenin ötesinde kültürel zenginliklerine şahit oldum. Bağdat Irak’ın başkenti ve en büyük şehri son yıllarda yaşadığı savaş ve terör sebebiyle çok tahrip olmuş. Adım attığım her yerde ecdadımızın buralarda ömür tükettiği aklıma geldi. Bıraktıkları bazı eserler aradan yüzyıllar geçse de halen ayakta görmek beni mutlu etti.


İhsan bey bizi Bağdat’ta gezdirdi. İmam-ı Azam Ebu Hanife hazretlerinin kabrinin bulunduğu camiyi, Abdulkadir Geylani Camii, İmam Musa-i Kazım türbesi ve camilerini ilk gün ziyaret ettik. İkinci gün yine oniki imamlardan Hasan-ül Askeri hazretlerinin mezarının bulunduğu Samarra şehrine gittik. Dönüşte hocanın bir akrabasının misafiri olduk. Sağolsunlar çok ilgilendiler.


Üçüncü gün Peygamberimizin kucağına alıp sevip okşadığı Hazreti Hüseyin Efendimizin Kerbela’daki kabrini ziyarete gittik. Bambaşka duygular hissettim. Düşünün ki peygamber torunu dünya menfaati ve koltuğu için acımasızca katlediliyor. Onun katline sebep olanlar ahirette nasıl hesap verecek bakalım.


Kerbela’dan Necef’e gittik. Orada iki gece kaldık. İkinci gün Necef’te Hazreti Ali efendimizin türbesini ziyaret ettik. İslam’a hizmet yolunda ne acılar çektiklerini düşündüm. Türbenin olduğu yer aynı zamanda büyük bir cami. İçeride namaz kılan, Kur’an okuyan, dua eden, dinlenen ve gezinen insanlar ile dolu. Bir sonraki gün Bağdat’a geri döndük. Gündüz Bağdat fuar alanını gezdik, akşam hocanın kardeşi öğretmen Ali beyin misafiri olduk. Aynı gece Türkiye’ye geri döndük.


Şimdi kendi kendime soruyorum. Dünya küçüldü mü?


Hayır, fiziki olarak dünya küçülmedi ancak, insanlar internet ve ulaşım sayesinde bir her noktayı kendimize yakınlaştırdık. Dostluk, arkadaşlık çok güzel. Karşılıklı maddi beklenti olmaksızın.


Hoşça kalın, gönlünüzden sevgi ve saygıyı eksiltmeyin. Göreceksiniz yeni yeni kapılar açılacaktır.


28.06.2022


KURBAN Bayramınız Mübarek Olsun.

YAZARLAR