Dr. Nurullah ABALI


Elçiler (Rasuller) / Nebiler Arasında Ayrım ve Üstünlük

"...Kimi meallerde bazı ayetlere göre elçiler / nebiler (peygamberler) arasında ayrım yapılmadığı belirtilir (Al-i İmran [3] 84; Bakara [2] 136, 285). Buna karşın başka ayetlerde de bazı elçilerin / nebilerin bazılarına üstün kılındığı (faddalna) ifade edilir (Bakara [2] 253; İsra [17] 55). Bu iki farklı anlam haklı olarak bir çelişki olarak sunulmaktadır. Kur’an’ın bütününe bakarak bunun aslında bir çelişki olmadığını kolayca anlayabiliriz..."


Kimi meallerde bazı ayetlere göre elçiler / nebiler (peygamberler) arasında ayrım yapılmadığı belirtilir (Al-i İmran [3] 84; Bakara [2] 136, 285). Buna karşın başka ayetlerde de bazı elçilerin / nebilerin bazılarına üstün kılındığı (faddalna) ifade edilir (Bakara [2] 253; İsra [17] 55). Bu iki farklı anlam haklı olarak bir çelişki olarak sunulmaktadır. Kur’an’ın bütününe bakarak bunun aslında bir çelişki olmadığını kolayca anlayabiliriz.

Ayetlerde “üstünlük” olarak çevrilen kelime, tafdildir   تَفْضِيل   . Elçi / nebilerden bahseden ayetlerdeki (Bakara [2] 253; İsra [17] 55) faddalna fiiline genelde “üstün tuttuk” şeklinde anlam verilmiştir. Oysaki bu kelimenin bu ayetlerdeki kullanımı, “farklı kılmak” anlamındadır. Çünkü çalışılarak değil, Yüce Allah’ın seçip ihsan ederek görevlendirdiği, güvendiği, hepsinin hidayet üzere olduğunu söylediği nebi / rasuller birbirlerine nasıl üstün kılınmış olabilirler ki? Çünkü “…onlar arasında hiçbir ayırım yapmayız…” ayetleri bu konuda ayrım yapılmamasını öngörmektedir (Al-i İmran [3] 84; Bakara [2] 136, 285).

Nebiler birbirlerinden belli noktalarda farklıdırlar. Farklılıkları bazen Musa Nebi’de olduğu gibi Allah’ın kendisine konuşması, İsa Nebi’de olduğu gibi bazen çeşitli mucizelere sahip kılınmak ve Ruhul-Kudüs’le desteklenmek, Davud Nebi’de olduğu gibi kendisine Zebur’un verilmesi, Rasulullah gibi kendisine mucize olan Kur’an’ın verilmesi olarak şekillenmiştir. Yine kim Nuh Nebi’nin yaşadıklarını hafife alabilir ki? Kim İsa Nebi’nin yaşadıklarını görmezden gelebilir? Kimin cesareti İsmail Nebi’yi hafif görmeye yetebilir? Bundan dolayı elçiler / nebiler sadece söz konusu hususlarda diğerlerinden üstün ola bilirler; ancak bu üstünlük mutlak anlamda, bütünüyle veya risalette değildir.

Nebiler gibi Rad [13] 4’deki meyve ve bağlar da genelde “birbirinden üstün (nufaddilu)” şeklinde çevrilmektedir. Oysaki meyveler, bağlar biri diğerinden niye üstün veya faziletli olsun ki? Bir meyve bir yönüyle diğerinden farklıdır. Her meyvenin kendine özgü özellikleri vardır. Bu nedenle buradaki doğru çeviri de “üstün tutmak” değil, “farklı” olmaktır.

Sonuç olarak tafdil/faddale fiili çoğu meallerde, ayetlerin bütünlüğü ve bağlamları dikkate alınmadığı için hatalı çevrilmiştir. Bu bilgileri göz önünde bulundurarak diyebiliriz ki, elçilere / nebilere çeşitli farklı üstünlükler verilmiştir. Fakat bu farklılıklar mutlak anlamda, bütünüyle veya risalet yani elçilikle ilgili değildir. Dolayısıyla Bakara [2] 253’ün çevirisi Kur’an’ın bütünlüğü açısından şu şekilde daha anlamlıdır: “Söz konusu elçilerden her birine diğerinden farklı meziyetler bahşettik…”

YAZARLAR