Bir insan için öğrenilebilecek en güzel bilgi, Yüce Allah’ın bilgisidir. Rabbini tanıyan, O'na güvenir, O’nu sever ve O'na kayıtsız şartsız teslim olur. Rabbini tanıyan, hayatın anlamını bulur. Rabbine güvenen, korktuklarından emin, umduklarına nail olur. Rabbini seven, O'nun sevgisini kaybetmemek için son derece dikkatli olur.
Rabbimizi tanımanın yollarından biri, “Esmâü’l Hüsnâ” denilen Allah’ın en güzel isimlerini öğrenmekle mümkündür. Esmâü’l Hüsnâ, Yüce Allah’ın nasıl bir ilah olduğunu öğreten “en güzel nitelikleri” anlamına gelir. Ayette Yüce Rabbimiz, kendisinden başka ilah olmadığını, en mükemmel özelliklerin de zatına ait olduğunu vurgulamaktadır. [1]
Yüce Allah'ın her bir ismini doğru anlamak ve bu niteliklere uygun bir hayat yaşamaya çalışmak, kulu cennete ulaştıran en güvenilir pusuladır. Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadisinde, “Allah’ın, doksan dokuz ismi vardır. Kim bu isimleri öğrenip gereği gibi amel ederek sayarsa cennete girer” [2] buyurarak Allah’ın isimleriyle amel etmenin önemine işaret etmiştir.
Allah’ın güzel isimleriyle amel etmek iki şekilde gerçekleşir. Bunlardan birincisi, Yüce Allah’ın sadece kendi zatına özel olan ve başka varlıklarda bulunması mümkün olmayan sıfatlarına iman edip teslim olmaktır. Allah’ın güzel isimleriyle amel etmenin ikinci yolu ise, bu güzellikleri kendi hayatımızda yaşanır hale getirmek ve Allah’ın bu özelliklerinin yeryüzündeki birer yansıması olmaya çalışmaktır.
Allah’ın “er-Rahmân ve er-Rahîm [3] ” isimlerinin yeryüzündeki bir yansıması olmak isteyen kul, başta insan olmak üzere tüm canlılara karşı merhametle yaklaşmalı; merhamet etmeyene merhamet edil-meyeceğinin [4] şuurunda olmalıdır. Allah’ın “er-Rezzâk [5] ” isminin tecellisi olmak isteyen kul, rızkını helal yollardan kazanmalı, çalıştırdığı işçilerin hakkını teslim ederek onların rızkına vesile olmalıdır. Allah’ın “el-Mü’min [6] ” ismini yaşantısına aktarmak isteyen kul, söz ve davranışlarıyla herkese güven vermeli; dürüstlükten asla ayrılmamalıdır. Allah’ın, “el-Gaffâr [7] ” isminden pay almak isteyen kul, kendisinden özür dileyenleri affetme erdemini kuşanmalıdır. Allah'ın “el-Melik [8] ” isminin manasını kavrayan kul, sahip olduğu nimetlerin bir mülkiyet değil, hesabı sorulacak [9] bir emanet olduğunun bilinciyle yaşamalıdır. Allah'ın “el-Hamîd [10] ” ismini kendine ilke edinmek isteyen kul, işini sağlam ve düzgün yaparak övgüye layık olmalı; Allah'ın “el-Vedûd [11] ” isminin yansıması olmak isteyen kul, tüm insanlara karşı sevgiyle yaklaşmalıdır.
Rabbim bizleri, o en güzel isimleriyle amel eden güzel kullarından eylesin. Rabbim, zatını doğru tanıyanlardan, tanıdıkça sevenlerden eylesin.
Kaynaklar:
[1] Taha, 20/8.
[2] Tirmizî, De’avât, 83.
[3] Fatiha, 1/3.
[4] Buhârî, Edeb 18.
[5] Zariyat, 51/58.[6] Haşr, 59/23.
[7] Nuh, 71/10.
[8] Haşr, 59/23.
[9] Tekasür, 102/8.
[10] Lokman, 31/25.
[11] Buruc, 85/14.