“Görme engelli bir insana yol göstermen sadakadır. Güçsüz birine yardım etmen sadakadır. Konuşmakta güçlük çekenin meramını ifade etmen sadaka- dır.” (İbn Hanbel, V, 152)
Cenâb-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Biz, insanı ger-çekten en güzel biçimde yarattık. “Andolsun biz insanoğlunu şerefli kıl-dık.” [2]
Bu ayet-i kerimeler bize insanın en güzel şekilde yaratıldığını haber vermektedir. Onun canlılar arasında saygın bir yere sahip olduğunu hatırlatmaktadır. Ancak, insanın saygınlığı, bedenî özellikle-rinde, makam ve şöhretinde, mal ve mülkünün çokluğunda değildir. Dinin emir ve tavsiyelerine uyma, haram ve günahlardan kaçınma hususunda gösterdiği sorumluluk bilincinde, yani takvasındadır. Nitekim Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en çok sakınanınızdır…” [3]
İslam’a göre fiziksel açıdan sağlıklı olmak bir üstünlük vesilesi değildir. İnsanların doğuştan gelen ya da sonradan karşılaştıkları engellilik durumları, onların saygınlığına asla zarar vermez. Allah Resûlü (s.a.s) bu hakikati şöyle ifade etmektedir: “Allah, sizin görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz, O ancak kalplerinize ve amellerinize ba-kar.” [4]
Bütün insanlara olduğu gibi engelli insanlarımıza karşı da sevgi, saygı ve sorumluluk bilinciyle davranmak hepimizin görevidir. Engelli kardeşlerimizin ve ailelerinin kalbine bir damla sevinç taşımak en faziletli amellerdendir. Engelli kardeşleri-mizin yanlarında olmak, onlara haya-tı kolaylaştırmak dini ve insani bir sorumluluktur.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), engelli sahabileri hayatın dışında bırakmamış, onlara yeteneklerine uygun görevler vermiş-tir. Ortopedik engelli Muâz b. Cebel’i Yemen’e vali olarak tayin etmiştir. Görme engelli Abdullah b. Ümmü Mektûm’u Mescid-i Nebe-vî’nin müezzinliği ile şereflendir-miş, Medine dışına çıktığında yeri- ne yönetici olarak bırakmıştır.
Resûl-i Ekrem (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyuruyor: “Kim, kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyacını giderir.” [5] O halde geliniz, engelli kardeşleri-mizin hayata dört elle sarılmaları ve geleceğe umutla bakabilmeleri için sorumluluklarımızın idrakinde olalım. Engelleri nedeniyle, fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan zorluklar yaşayan kardeşlerimizle içten ve samimi bir yakınlık kuralım. Engelli kardeşlerimizin hayatlarını zorlaştıran bütün engelleri hep birlikte ortadan kaldı-ralım. Onlara hayatı kolaylaştıralım. Yollarımızı, sokaklarımızı, binalarımızı ve bütün hayat alanlarımızı engelli kardeşlerimizin kullanabileceği şekil-de planlamaya özen gösterelim. Engelli rampalarını ve kaldırımlarda bulunan yürüyüş bantlarını işgal etmekten kaçınalım. Engellilere ayrılan otoparklara araçlarımızı park etme-yelim. Onlara zorluklar yaşatan kimseler olmayalım. Unutmayalım ki insan olma açısından engelli olmak ve olmamak diye bir fark yoktur. Engelli kardeşlerimiz, eşit kimseler olarak onların farkında olmamızı, insan onuruna yakışır şekilde davranmamızı beklemektedir.
Konumuzu Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in şu hadis-i şerifiyle bitirelim: “Görme engelli bir insana yol göstermen sadakadır. Güçsüz birine yardım etmen sadakadır. Konuşmakta güçlük çekenin meramını ifade etmen sadakadır.” [6]
Kaynaklar:
[1] Tîn, 95/4.
[2] İsrâ, 17/70.
[3] Hucûrât 49/13.
[4] Müslim, Birr, 34.
[5] Müslim, Birr, 58.
[6] İbn Hanbel, V, 152.