İnsanlar arazide suyu bulunca.
Bağı, bahçesi, tarlası sulanınca.
Ürün alımında, verimi artınca.
Sevinirmiş, su sesini duyunca.
Oraya kuşlar, su içmeye gelirler.
Böcekler, yabani hayvan ile evciller.
Suyun sahibi ile oradaki işçiler.
Bize; bunun sevabı yeter derler.
İki amcaoğlu harmanda yorgun.
Taneler savrulup ayrılacak işler yoğun.
Rüzgar kısa süreli, beklerler çoğun.
Samanlar bir yanda, tanelerde dolgun.
Kumrular gelip kursaklarını doldurunca.
Birisi buğdaylar yeniyor, diye bağırınca.
Diğer amcaoğlu koşup onları taşlayınca.
Komşuları; nasiplerini alacaklar diye hayıflanınca.
Koyun bile kurttan korkarmış.
Değişik canlı görünce, çobana kaçarmış.
Sahibi ona bir zaman için bakarmış.
Sonra ya satar yada, etini doğrarmış.
Rabbimiz, ilmi isteyene verirmiş.
Zenginlikte ise istediğini seçermiş.
Mal, mülk de bakarsın gelip, geçermiş.
Her canlı da nasibi kadarını yerlermiş.
Dünyanın insanları, farklıdır elbet.
Eğitim ve terbiyelerle pekişen gayret.
Bu hallerdedir insanoğlundaki niyet.
Rızk denilen Allah’tandır, ona sabret.
Allah’ın verdiğini, halisane kullanmak.
Dünya ile ahireti, özünde yorumlamak.
Tüm bitki ve canlıları da hesaba katmak.
Bu olsa gerektir, yaratana bilerek durulmak.
Rıza ÇAKICI
15 Aralık 2023