Ahmet İNCE


GECE KİRPİKLİ KADIN

Sanatkârlık, böyle bir ustalık işte. Gece Kirpikli Kadın, güfte olarak zirvede yer alıyor. Muhayyer Kürdi makamıyla, zirvenin zirvesine çıkıyor.


Duyduğumda, hemen dikkat kesildim. Sözleri büyüleyiciydi. Makam müthişti. Söz ve beste ahengi, bu kadar mı birbirine denk düşerdi. Ne bu şarkının adı, kim bestelemiş merakı içinde, kulağımı olabildiğince açtım.

Araçtayım, TRT Nağme’de okunan şarkının büyüsü içindeyim. Bin bir güçlükle güfte ve bestesinin Zeki Müren’e ait olduğunu öğrenebildim. İlk defa duyuyorum bu şarkıyı. Beni hayrete düşüren; şimdiye kadar niye hiç dinlemedim.

Bu kadar hayret niye diyebilirsiniz. Anlatmak istiyorum.

Gençlik yıllarımız hareketli geçti. Kültürümüze ve sanatımıza âşık bir atmosferde yetiştik. Türkülerimiz, şarkılarımız bizim için vazgeçilmez tutkuydu. Ben özellikle, Türk Sanat Musikisine sevdalıydım.

Müziğe karşı kabiliyetim sıfırdır. Fakat şarkılara olan tutkuma not biçilmez. Şüphesiz edebiyatçı yönümden dolayı, şarkılarda önce güfte çeker beni kendine. Aynı arzuyla besteye sarılırım.

Liseyi bitirdiğimde, yüzlerce şarkıdan oluşan bir liste yapmıştım. Şarkının sözleri, güfte ve bestecisinin ismi yazılıydı. Her şarkının makamını, özellikle not ederdim. O zamanlar bant, kaset derken, bu şarkıları seçer ve dinlerdim.

Şarkıları dinleye dinleye, makamlarını da kavramaya başladım. Artık her okunan şarkının, hangi makamda olduğunu rahatlıkla söyleyebiliyordum. Hamiyet Yüceses’i, Safiye Ayla’yı, Müzeyyen Senar’ı, Zeki Müren’i dinleyerek büyüdüm.

Bugün hâlâ, o şarkılarla yaşıyorum. Türk Musikisinde birbiri ardınca gelen bestekârları, yorumcuları titizlikle takip ediyorum. Bu yüzden, yüzlerce şarkının sözlerini ezbere söyleyebilirim.

Bu kadar ihtimama rağmen, ben o şarkıyı niye duymadım bugüne kadar. Kendime kızmadım dersem, yalan söylemiş olurum. Aynı günün akşamı, sisteme girdim. Zeki Müren bestelerini didikledim.

Hayret ve heyecandan, şarkının sözlerini beynime kaydememişim. Sonra o müthiş nakaratı hatırladım: “Zaten yakanlar yakmış”. Hemen yazdım ve karşıma şarkının adı çıktı: “Gece Kirpikli Kadın.”

Şarkı 2010’lu yıllardan sonra popüler olmaya başlamış. TRT programlarında icra edilmiş. Zeki Müren hem sözlerini yazmış, hem bestelemiş. Muhtemelen biraz beklemiş. Pek çok beste gibi, belki de sonradan keşfedilmiş.

Son 10 yılda, şarkı bir milyonunun üzerinde tıklanmış. Demek ki ben geç kalmışım.

Türkçeyi en güzel kullanan Zeki Müren, bu bestesinde Türkçeye ne kadar hâkim olduğunu da göstermiş. Bin sayfaya yetmeyecek duygular, birkaç mısraya nasıl sığdırılabilir? Bu Zeki Müren’in Türkçe kudreti kadar, Türkçenin de bizzat muhteşemliği değil midir?

Birkaç mısraya birden fazla edebi sanat yerleştirmek, hünerin ötesinde bir şey olmalı diye düşünüyorum. Bu güfte; ancak Muhayyer Kürdi makamla bestelenirse, bu kadar harika olabilirdi diyor insan.

Sanatkârlık, böyle bir ustalık işte. Gece Kirpikli Kadın, güfte olarak zirvede yer alıyor. Muhayyer Kürdi makamıyla, zirvenin zirvesine çıkıyor.

İsterseniz şarkının sözlerini paylaşayım sizinle.

 

 

 (Ayşen BİRGÖR)

Gece kirpikli kadın

Aşkıma siyah bakma

Zaten yakanlar yakmış

Bir alev de sen yakma

 

Beyaz papatyalar tak

At o siyah gülleri

Sensiz nefes alamam

Beni bana bırakma

 

Zaten yakanlar yakmış

Bir alev de sen yakma.

 

Bu şarkıyı okumak, daha doğrusu hakkını vermek ses ister. Çok sayıda sanatçıdan dinledim şarkıyı. Özellikle son devrin müstesna sesi Ayşen Birgör, eseri mükemmel icra etmiş.

Hani bazı şarkılar vardır, bazı sanatçılar tarafından okunur. Gece Kirpikli Kadın şarkısını da, ancak Ayşen Birgör okur demekten kendimi alamadım. Duyarak, hissederek ve yaşayarak icra ediyor besteyi.

Arkadaşlarım ve dostlarımla paylaştım bu ölümsüz besteyi. İlgilenen okuyucularıma tavsiye ederim. Gece Kirpikli Kadın şarkısını bir defa dinleyin….

YAZARLAR