Ağlayarak doğmuşum çilenin içine,
Çöktü omuzlarıma oniki yaşım bitince
Geçim derdi güç bir yaşam kavgası
Koca oldum, baba oldum yoruldum.
Zorluklar içinde seksen yılımı doldurdum.
Kolay olmadı ömrün zirvesine ulaşmak.
Gitti gencecik tükendi takat, kalmadı derman.
Şimdi ara sıra yanar ağlar oldum halime.
Koşar adım gidiyorum, geldim yolun sonuna
Finiş gözüküyor, bilmem çıkar mıyım yarına.
Bakıyorum geriye geçen seksen yılıma.
Tüketmişim ömrümü, bir lokma, bir hırka uğruna.
Kapılmışım dünyanın gizemli tuzağına.
Gördüklerim hep aynı, hırs ve doyumsuzluk.
Değişmeyen tek gerçek yaşamak ve ölmek.
Ömür boyu hiç bitmeyen koşuşturma.
Hep O!... tek düze yaşam sabah öyle akşam
Uğraş belli, yemek içmek yatmak, kalkmak
Doğuşum çırılçıplak, gidişimde olacak çıplak.
Seksen yılı tüketmişim, bu yıl, gelecek yıl derken
Sonuç yıpranmış bir beden yorulmuş bir kalp.
Yolcuyum hazırım her an kalkabilir tren.
Eller üstünde çırılçıplak, olacağım giden.
Yolun sonuna yaklaştık, oyun bitti.
İnsanlar toplanmış kefen, tabut tamam
Malzemelerin tahta, mertek birde hasır.
Son bineğin ayaksız at, seni götürmeye hazır.
Gidiyorsun mezara, topraktan evine
Bekleyenlerin var, böce börtü, yılan çıyan.
Sarılacak boynuna geldiğini duyan
Sana teşekkür edecek karnı doyan.
Veli KARAKOÇ