Çocukluktaki unutulmazdır anılarım.
Bazılarını bayağı iyi de hatırlarım.
Şöminelerde yemek yapma hem ısınmalarım.
Televizyondan önce, radyodandı duyduklarım.
Evlerde elektrik, su her yerinde yoktu.
Kişisel ihtiyaçlar, bazı evlerde sorunluydu.
Mevcut imkanlarla kullanmak da zorunluydu.
Yılların getirdiği imkanlardan faydalanıyordu.
Bayramlar yaklaştığında, halı dokuma biter.
Arafelerde ekmek, çamaşır ve temizlikler.
Bayramda kabir ve büyüklere ziyaretler.
Akraba ve dostlarla sırasıyla yemekli davetler.
İkramlar itina ile misafirlere hazırlanırdı.
Kalaylı tabaklarla tek olarak sofradaydı.
Gelenek ve imkânlar ağır basan yandaydı.
Eşyalar çok olmasa da hepsi faydalıydı.
Evde kalabalıkla beraber herkese iş vardı.
Çocuklar bile üzerinde bireylik taşırlardı.
Odun taşıma, ip dolama ve hayvanları sulardı.
Yorgunlukları unutturan sanki mutluluklarıydı.
Sokaklar her yaştaki çocuklarla dolu.
Oyunların çeşitliliği gruplarla kızı, oğlu.
Saklambaç, dokuz kiremit, misketi voleybolu.
Gün gelir uçurtması, tel arabası, çemberlik yolu.
Oyunlarda mızıkçılık, hoş değil kurallar var.
Beceri, güç ve kabiliyetlerini denk kullananlar.
Yenilip üzülenlerle, hırsıyla da kazananlar.
Yarın için hatalarını düzeltmeye hazırlananlar.
Belki de bunlar bizi hayata hazırlardı.
Yek vücut olmaktaki amaç arkadaşlardı.
Zorluklar, kolaylıklar olsa da unutulmazlıklardı.
Yıllardan beri yaşayan o güzel hatıralardı.
Saygı, sevgiyle yardım, yumağıydı mahalleler.
Gerektiğinde sünnet, düğün ve canazeler.
Fırın, harman ile üzüm sergisindeler.
Üzüntü, sevinç ile dayanışmada örnekti bu haller.
Şimdilerde standartımız arttı gibi gözükse de.
İnsani ilişkilerle, yardımlaşmada da eksilsede.
Bu durum çağın gerekliliğidir denilsede.
Okyanusta gezer gibiyiz, sebebi bilinmesede.
Önce kendi konumumuzu düşünür olduk.
Sanki dünyadan başka alemi tanımıyorduk.
İşi, parayı, makamı önceliğimize koyduk.
Dünyaya daldıkça Allah’tan da uzaklaşıyorduk.
07 Şubat 2024
Rıza ÇAKICI