Dr. Nurullah ABALI


Hidayet Allah’tan, Tercih Kuldan


 • “… (Allah) kendisine yönelen kimseye doğru yolu gösterir…” (Kur’an, Şûra [42] 13).
• “… Kim Allah’a iman ederse, Allah, onun kalbini doğruya hidayet eder / yöneltir…” (Kur’an, Teğabun [64] 11).

• “Kim hidayete gelirse /doğru yolda olursa, ancak kendi iyiliği için doğru yolda olur. Kim de saparsa ancak kendi kötülüğü için sapmış olur…” (Kur’an, İsra [17] 15).

• “…Ne zaman ki onlar eğrildiler, Allah da onların kalplerini eğriltti…” (Kur’an, Saff [61] 5).

Hidayet, doğru yolu göstermek, rehberlik etmek demektir (İbn Manzur, Lisanul-Arab, H-D-Y mad.). Nasıl ki Allah doğru yolu gösteriyorsa aynı şekilde şeytan da yanlışı gösterir (Kur’an, Hac [22] 4).

Kullarına doğru yolu gösterdiği için Allah’ın bir ismi de “el-Hâdi”dir.
Kur’an’ın bir adı da “Hüda’dır.” Yani doğru yol rehberi.

“İhtida” ise, Allah’ın gösterdiği yolu bulmak, kavuşmak, yaşamak demektir. “Mühtedi” ise, Allah’ın gösterdiği dosdoğru yolu yaşayan kişidir. Doğru veya yanlışı seçmek insanın tercihine bırakılmıştır. Allah sonucu, kulun seçip seçmemesine göre tayin eder.
Kişi yanlışta kaldığı sürece Allah onu tutup hidayete getirmez. Allah örneğin kâfirleri, zalimleri, fâsıkları (hak yoldan, Allah’ın emirlerinden çıkanları) yola getirmez. Ama kişi yanlışları terk edip imanı seçerse işte o zaman Allah o kişiye doğruyu gösterip hidayetini kabul eder.
Bir kişi doğruyu seçse de doğru üzerinde kalmayabilir. Bunun için o yolun gereğini yapmalı, doğruda kalmak için çaba göstermelidir.

Dolayısıyla tercih etmek ise kuldan, hidayet etmek Allah’tandır. 

YAZARLAR