Kadirşinas Demirci'liler
( -Bu hitap; Kaymakam İbrahim Ethem AKINCI'nın 2 Ekim 1922'de Belediye balkonundan zaferden sonra Demirci'lilere hitabıdır. Bknz: Demirci Akıncıları sayfa : 400 ve montajlı fotoğraf.-)
Türkkızılay kurumuna "efendim çadır sattı" diye kızarak; apayrı bir kurum olan Kan merkezinden öfke çıkartmayın. Hastaneye işiniz düşünce, " bir ünite kan bul " deyince, başka kapı YOK.. En güzel hasletlerimizden olan; karşılıksız iyilik yapmayı yitirmeyelim. Yüz elli yıllık Hilâl-i Ahmer Cemiyetinin yönetimsel olarak inişleri çıkışları olabilir amma, ATATÜRK'ün 1935 de ismini Kızılay olarak değiştirdiği bu kurum; en sonunda bizim kurumumuz...
"Cumhuriyetin ilk yıllarında dindarlarla Cumhuriyetin arası açıktı" diyenlere inanmayın. Bazı işgüzar uygulamalar olmuştur belki .. ancak Kur'an-ı Kerim ne Cumhuriyet döneminde, ne öncesinde, ne sonrasında bu topraklarda hiç yasaklanmadı... ATATÜRK, Türk milletinin Kur'an- ı Kerim’in manasını bilmeden okuduğunu görmüş ve bu kutsal kitabımızın içeriğinden heberdar olunmasını istemiştir. Bu amaçla dönemin büyük islâm alimi Elmalı'lı Muhammed Hamdi YAZIR'a Kur'an-ı Kerimin Türkçe mealini ve tefsirini yaptırmıştır. ATATÜRK'ün 1925’te yaptırdığı tefsir ve meal en güvenilir kaynaklar olarak halen kütüphaneler de durmaktadır. Bknz. Demirci'nin "o an" ları, sayfa: 150 ve 1944 Çapraz Hoca’nın Kur’an Kursu fotoğrafı
"Çocukken maç yaparken çaktırmadan kale direkleri küçültülebilirdi.." diyenlere inanmayın. Benim çocukluğumda böyle hileler bilinmezdi. Nasıl kuşak yetiştirmişiz?. Suçluyuz. Ama yeni yetişen "Z" kuşağından (ikibin sonrası doğanlardan) çok umutluyum. Pırıl, pırıl. Yeter ki onlara yaşanabilir bir memleket bırakalım.
Köy muhtarlarının hayır işlerine karışmayın!.. Biraz masraf olsa da muhtarların para harcama düzenlemesi yapması lazım.. Ayran yoksa, su içmeye gidersiniz. (-Burada ironi var, son cümleye tahterevalli ekiyle-)
Düğünlerde müzisyen kardeşlerimize ; düğünün son zamanlarına doğru "volümü biraz kısar mısınız?" dediğinizde; "tamam efendim kısayım" derse; inanmayın.! Daha da açarlar. İleriki yıllarda KBB mütehassıslarına hasta hazırlamak için. (Burada acı bir tebessüm)
Annelerimiz "Benim nedek pek dayı oldu, gaymak gibi" derse; inanmayın.! Son üç yıldır ev yapımı salçalara memleketin tozu, toprağı iğne deliğinde bile geçerek girmiştir.
Sevgili temiz kalpli, kadirşinas Demirci’liler;
Daha çok doktor gelsin diye; " Hastanenin yüz yataklı olması gerekli" diyenlere inanmayın!. İsterse on yataklı olsun, getirebilirsen; üç tane cerrah, üç tane kardiyolog olabilir. Nasıl getirilir? Onu sonra anlatırım.
"Eski hastane yıkılması gerekliydi, çünkü hastane mikrobu binanın duvarlarında elli yıl etkili olurdu". diyenlere inanmayın ! Netekim yıktılar.
"Demirci'ye deniz getireceğiz ama, memleketin altı delik, su tutmaz" diyenlere inanmayın!.. Ne güzel plajımız olur yazında turist gelir. Son yirmi yıldır yolunu şaşıran turist bile gelmedi. (Burada gülünecek)
"Tren yolu getireceğiz ama, Demirci'ye doğru çook rampa var, tren çıkamaz" diyenlere inanmayın! Sadece Salihli'ye inerken kullanıveririz. (Burada da gülünecek)
"Havaalanı yapacak düz alan yok" diyenlere inanmayın.! Elli yıl kadar önce Türk Hava Kurumu'nun uçakları Demirci semalarında Demirci'lilere 175 kuruşa havada tur attırmışlardı. (Lunaparkta dönme dolaba biner gibi) hatta; gazete bayii Rafet EVRENSEL amca Demirci'den uçağa binip, direk Ankara'ya giden ilk ve tek sivil yolcumuzdur. Kendisi sağ olup, çarşıda denk gelirse sorabilirsiniz...
Gavur değirmenin ordaki "atıksu arıtma tesisi bitti" diyenlere inanmayın. Çok koordinatörler, çok müteahhitler gelir, geçer. Bitse bile tad vermez.
Sevgili temiz kalpli, Demircice konuşan, kurban olduğum, kadirşinas Demircili'ler
Ankara ve ve Manisa'dan Demirci'ye yapılacak hizmetler, yatırımlar, ihaleler konusunda bakış açısı hep şöyle olmuş; Olursa; Olur Suyu, Olmazsa; Hamur Suyu... (açıklama : 0 555 465 0909 arayabilirsiniz.)
Buraya Nazım'dan "memleket" şiiri yaz mıştım ama onu bir dahaki haftalarda yazayım dedim. Bu şiirde Cahit Sıtkı TARANCI'dan
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.