İlknur BURSALI


KARAOKLAR EKOLOJİK HAYAT ÇİFTLİĞİ ‘DEMİRCİ TÜRKİYE DE ORGANİK TARIMIN BAŞKENTİ OLACAK’ - 3- ( GEÇEN SAYIDAN DEVAM )

"...Türkiye’nin her yerinden, gece gidiyorum alıyorum sabaha dikiyoruz. Bir haftada diktik domatesi. Bir domates oldu aklınız durur. Bizim domatesin salçasının hikâyesi böyle başladı. Teyzeler diyor ki, Demirci’nin Mahmutlar Köyünde kar yağıyor, artık bu domates nasıl oluyor şaşırıyorlar. Bir yıl sonra Türkiye’nin en iyi organik tarım çiftliği seçildik. Ödül için H. Amcayı davet ettim. H. Amca ödül alıyoruz, İzmir Fuarında bizi bekliyorlar. Almanlar bize ödül gönderecekler. Bu ödülü en çok sen hak ediyorsun. Bu çiftlik bu işletme varsa senin o günkü gelişinle oldu, gel bu ödülü sen al. Böyle yani bu çiftliğin hikâyesi. Her şey dört dörtlük gitmedi. Her problemin içinde gizli fırsatlar vardır. 9 Haziran 2014 bizim dönüm noktamız oldu."


                Girişimcilik Kampı yaptık

                Çocuklara girişimciliği, ülke sevgisini anlattık. Nasıl anlattık? Bugün okullarda dört duvar arasında girişimcilik anlatılıyor, biz biraz farklı yaptık. Çocuklara dalından vişne toplattık, alanında uzman kişiler geldi çiftliğe. Beş grupta 20 çocuk vardı. Vişneyi topladılar, vişneyi çekirdeğinden ayırdılar, bizim çocuklar vişnenin suyunu sıktılar, vişne suyu oluşturdular kavanoza koydular. Sonra marka tasarladılar. “İsmini ne koymak istiyorsunuz?’’ diye sordular kendi isimlerini buldular. “Vişnesil” adında bir ürün tasarladılar. Etiket bilgilerini yazdılar. Logo tasarladılar, markayı buldular son kullanma tarihini belirttiler, kavanozun üzerine yapıştırdılar. Bizim internet sitesinden sattılar, para kazandılar.

 

                Bizler eğitimin sonunda dedik ki ne öğrendiniz?

                Bizim bahçedeki vişneyi İstanbul’daki ablalara sattık, para kazandık dediler. Gidip muhtardan arazi istemişler. Bize arazi ver biz çiftlik kuracağız, üreteceğiz para kazanacağız diye.

                İşte bu çocukların hayal gücüne ve başarısına öz güveni de sizler kazandırmış sınız ne kadar güzel.

                Çiftlik kurulum aşamasında sizi derinden etkileyen bir olay yaşandı mı bizimle paylaşır mısınız?

                Çiftliği kurmaya karar verdik, o zaman kadrolu bir çalışanımız yok, aidiyet duygumuz yok yani.  Rahime Hanım burayı benim kadar sahipleniyor şu anda ama o dönem yevmiyeli insanlar çalışıyor burada. Bademin de uzun vadede olan bir ürün olduğunu biliyoruz en az beş yılda geri dönecek, sürekli cepten harcıyoruz işletmeye. Hocaya dedim ki “Kısa vadede bize gelir getirecek ne önerirsiniz?’’

 

                Analizlere bakarak sizin bölgede domates yetişir, domates ekin, salça yapın, satarak masraflarınızın bir kısmını karşılayabilirsiniz. Ben o zaman burada çalışan arkadaşlara dedim ki arkadaşlar domates ekeceğiz salça yapacağız. Bizimle çalışan bir amca var. H. Amca dedi ki “Komutan burada domates yetişmez.’’ dedi. Ama benim danışman hocam olur dedi, ben hocaya inanacağım. “10 dönüm parseli ayırın, ben orayı işleyeceğim.’’ dedim. Yazılı olarak oraya başvurumuzu yaptık. Yalova Bahçe Bitkileri Araştırma Enstitüsü’nden on beş bin kök organik sertifikalı domates fidesi, on bin kök de organik sertifikalı kapya biber istedik. 20 Mayıs 2014’da ilk fideler geldi. Çiftliği kurduğumuzun ilk beşinci ayı çok deneyimsiziz. Bahçeyi kurduk, benim o yurt dışında gördüğüm modele göre damla sulama sistemi kurduk, başlarına etiketler eklendi. Tedarik edildiği bölge, tahmini üretim tarihi şu, cinsi şu, tahmini şu kadar ürün alınacak, hepsini yazdım, bir de selfi çektim. 28 Mayıs 2014 tarihinde diktik. 9 Haziran 2014’te bir sel geldi, hiç unutmam ağaçlara bir şey olmadı ama, domates bahçemin yanına gittim, bir tane kök kalmamış, damla sulama, her şeyi almış, dereye götürmüş. Bahçenin kenarına diz çöktüm ve konuştum ben Allah’la. “Pes ettim, insanlar olmaz diyorlar bir sebebi varmış olmaz denmesinin, İlgililerimiz ve çevredeki herkes olmaz dedi. Ben konuştum, cidden dördüncü ayda niye bana bunu yaptın, içimizi biliyorsun, biz burada kötü bir şey yapmak için yola çıkmadık ki. Ülkeye değer katmak istedik, herkes haklıymış pes ediyorum.’’

 

                Sonra sizi ne tekrar toparladı o anda?

                H. Amca geldi, tekrar omzuma dokundu. Bana dedi ki “Ben sana olmaz demedim mi komutan.’’ Yok iyi ki dedi, bu çiftliği ben değil H. Amca kurdu kesinlikle. O kurdu şu anda 72 yaşında. Onun söylediği o cümle beni öyle bir ayağa kaldırdı ki ben asker adamım pes etmiştim, çok koydu bana H. Amcanın söyledikleri. ‘’Ya dedim H. Amca. Babam yaşındasın, bana söyleyeceğin en son şey bu olsun. Git buradan, kalbini kırmak istemiyorum. Bir daha da buraya gelme.’’ dedim. H. Amca gitti ben dışarıya çıktım. Bu işletmeyi yeniden kuracağım. H. Amca en zor anımda bana bunu yaptı ya dedim. Ben H. Amcaya burada domates olduğunu ispatlayacağım. Danışman hocamı aradım, hem ağlıyorum, hem anlatıyorum, sel geldi dedim, olanları anlattım.      

                Akademisyenlerin bilge ve olgununa denk gelirseniz hatalarını kabul ediyorlar.  “Benim hatam.’’ dedi. “Sebze parseli yapıyoruz, Haziran ayında orada sel olacağını, kuvvetli yağış olacağını hiç hesaba katmadık. Hiç drenaj yapmadık. Sen doğayı tarıma açıyorsan ona yol açacaksın, gideceği yolu göstereceksin. O sebze parselinin başına drenaj kanalları oluştursaydık hiçbir zarar görmezdik.’’ dedi.

                Hocam dedim. “Ben bu bahçeyi yeniden kuracağım.’’ “Bu saatte fideleri nereden bulacaksın, tohum bulamazsın, tohum bulsan fide bulamazsın zaten yetişmez.’’ dedi. Bir işi yaparken fizibilite çalışması çok önemli. Yurt dışından geldikten sonra Türkiye’de 200 işletmeyi dolaştım. Yapmak istediğimiz şey ticari bir işletme değil, bölge halkını kalkındırmak, üretimi canlandırmak. Bize inanan üreticileri biliyordum. İzmir Alaçatı’da Yeşiller Organik diye organik sertifikalı üretim yapan Sedat ATALAY adında emekli bir  öğretmen var.  Onu aradım, hem ağladım, hem anlattım. Bana domates fidesi gerekiyor dedim. Parseli yeniden ayağa kaldırmak istiyorum. Benden ne istiyorsan üreteyim, ispatlayayım, canımı iste vereyim, yani o kadar koydu bana bu laf. Paydaşların sana inandıysa destek veriyorlar. “Orhan gel kardeşim, ben iki gün önce fideyi seraya diktirdim, hepsini sana vereceğim.’’ Bakın 50 kuruş para almadı. Serasındaki 5000 fideyi söktürdü bana verdi. Ertesi gün yine yevmiyeli çalışıyorlar, söktürdüm yeniden kazın burayı, gübreleyin ben size fideleri bulacağım tekrar dikeceğiz buraya. Hemen drenaj kanallarını kazdırdık, o gün oradan 5000 fideyi getirdim. Serdar İZBELİ var Kastamonu’da. İzbeli Çiftliği oradan 2000 tane kapya biberi aldım. Adıyaman’da bir işletmeden 1000 tane aldım. Türkiye’nin her yerinden, gece gidiyorum alıyorum sabaha dikiyoruz. Bir haftada diktik domatesi. Bir domates oldu aklınız durur. Bizim domatesin salçasının hikâyesi böyle başladı. Teyzeler diyor ki, Demirci’nin Mahmutlar Köyünde kar yağıyor, artık bu domates nasıl oluyor şaşırıyorlar. Bir yıl sonra Türkiye’nin en iyi organik tarım çiftliği seçildik. Ödül için H. Amcayı davet ettim. H. Amca ödül alıyoruz, İzmir Fuarında bizi bekliyorlar. Almanlar bize ödül gönderecekler. Bu ödülü en çok sen hak ediyorsun. Bu çiftlik bu işletme varsa senin o günkü gelişinle oldu, gel bu ödülü sen al. Böyle yani bu çiftliğin hikâyesi. Her şey dört dörtlük gitmedi. Her problemin içinde gizli fırsatlar vardır. 9 Haziran 2014 bizim dönüm noktamız oldu.

 

                Çiftlikte kaç kişi çalışıyor?

                On tane daimi çalışanımız var. Bir Gıda Mühendisi istihdam etmek istiyoruz, düşünen Demircili varsa alabiliriz. Kalıcı bir aile istiyoruz, tercihimiz üretimden anlayan karı koca çalışabilecek, eşi mutfak işlerine bakabilecek, gelen misafirlerin oda işleri ile ilgilenebilecek, kendisi üretimin içerisinde yer alabilecek bir çift arıyoruz. Uygun ailemiz bizimle bağlantıya geçebilir.

                Başarı hikâyenizi sizden dinlemek ve ilçemizde böylesine anlamlı çalışmaların yapıldığına dair okuyucumuza bu bilgileri aktarabilecek olmanın heyecanı yaşıyoruz. Bizlere zaman ayırdığınız bu anlamlı çalışmada bizleri kırmadığınız için de ayrıca teşekkür ediyorum.

                Sizlere ve Halıkent Müstakil Bölge Gazetesine yayın hayatında başarılar diliyorum. Yapacağımız eğitim ve faaliyetlerimizde yeniden görüşmek dileğiyle teşekkür ediyorum. Tüm çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.

                               lknurbursali@hotmail.com

                               0541 864 49 68

YAZARLAR