Mustafa BAŞARAN


KARDEŞLER AYNI AİLEDE BÜYÜSELER BİLE NEDEN BİRBİRİNDEN KARAKTER OLARAK FARKLIDIR?


               Yıllar öncesinden bir söz söyler Heraklitos: Bir nehirde iki kere yıkanılmaz… 

               Aslında insan hayatı için de durum bundan farklı değildir. Daha da sınırlandıracak olursak anne ve babalar için de bu durum geçerlidir. İlk çocuklarını kucaklarına aldıklarında kendi kişisel gelişimlerinin herhangi bir döneminde olan ebeveynler, ikinci çocuk ve daha sonraki çocuklara sahip olduklarında da farklı bir dönemde olabilmektedirler. Bununla birlikte çocukların doğ dukları ortam birbirinden çok fazla değişkenlik gösterebilmektedir. 

               Anne ve babalar ilk çocuklarını kucaklarına aldıklarında ebeveynliği yeni deneyimlerken ilk evlat evin biricik çocuğu olmanın ruh halini yaşayacaktır. Sahip olunan ilk evlat olduğu için sınırsız ilgi ve muhtemelen de tecrübesizliklerle büyüyen çocuk, kardeşi olduğunda ise görmüş olduğu ilgiyi paylaşmak zorunda kalmanın acısını yaşayacak. Bununla kalmayıp evde kendisini rakip olarak görecek bir aile üyesine sahip olacaktır. Kardeşiyle girdiği çatışmalarda “sen büyüksün, sen ona uyma” gibi sözlerle negatif ayrımcılığı yaşayabilecek olup Alfred Adler’in deyimiyle “tahtını yitiren kral’’ halini alabilecektir. 

               İlk çocuklarını büyütmeyle tecrübe kazanan anne babalar ikinci çocuklarını yetiştirirken tecrübelerini kullanıp karşılaştıkları problemlere karşı daha kolay çözüm yolları geliştirebilmektedir. Anne ve babalar küçük çocuklarına karşı daha sempatik davranabilirler ve bu çocuklar anne ve babalarına daha sevecen olarak gelebilmektedir. Küçük çocuklar doğduğu anda ailede kendisini rakip olarak görebilecek ya da model alabilecekleri bir büyüğe sahiptirler. 

               Ortanca çocuklar büyük ve küçük çocuklara göre zor bir durumdadır.  Ortanca çocuklarda ne büyüğün saygınlığı ve ağırlığı ne de küçük çocuğun sempatikliği ve tatlılığı vardır.

               Kardeş sırası ve anne babanın deneyim farklılıklarının yanına kişiliğin doğuştan gelen yönü olan mizaç ve değişken bir yapıya sahip sosyal çevre ve olaylar eklenince aynı evde yaşayan, kişilik olarak birbirinden çok farklı kardeşlerle karşılaşmak mümkündür. “İkisini de biz büyüttük ama neden bu kadar farklı bizim çocuklar’’ diye düşünen anne babalar çocuklarını anlamak için yukarıdaki değişkenler ışığında çocuklarının hayatına bakmaları gerek mektedir.

YAZARLAR