Dr. Nurullah ABALI


Kur'an'ın Nahl (Dişi Bal Arısı) Hakkında Verdiği İlginç Bilgiler

"...Arıyı Yaratan, arıyı bütün özellikleriyle beraber yaratmıştır..."


               Yüce Allah'ın üç çeşit kitabı vardır: İndirdiği kitaplar, insan kitabı ve kâinat kitabı (Fussilet [41] 53). Kur'an kâinattaki her şeyin okunmak suretiyle bize yaratıcısı hakkında bilgi verebileceğini belirtir. Kur'an'ın kâinat kitabından verdiği örneklerden birisi de Nahl ile ilgilidir.               

               “Rabbin bal arısına, “Dağlardan, ağaçlardan ve kurulmuş kovanlardan yuvalar edin, sonra da her türlü üründen ye de, Rabbinin yollarından yürü!” diye vahyetti. Karınlarından, insanlara şifa olan türlü türlü renkte içecek çıkar. Düşünen topluma bunda bir ders vardır.” (Kur’an, Nahl [16] 68-69).               

               Nahl, arı demektir. Arapçada arının erili ve dişisi aynı şekilde, yani Nahl olarak yazılır. Ancak Kur'an arıya yapılan vahyi ve arının yaptıklarını anlatırken fiilin dişil formlarını  kullanır.  Çünkü Arapçada fiiller, dişil ve eril olma durumlarına göre farklı yazılırlar. Nahl suresi 68-69. ayetlerde ilgili Arapça kelimeler dişil olarak kullanılmıştır: "İttahizi" (edin), "kuli" (ye), "üslüki" (koyul) ve "ha" (onun) olması gerekirdi. Fakat ilgili ayetlerde eğer söz konusu olan eril arılar olsaydı, sözü geçen kelimelerin eril formları kullanılması gerekirdi: "İttahiz""kul""üslük" ve "hu". Dolayısıyla kovanın inşa edilmesi, bal özünü toplamak için her türlü meyvelerden yenilmesi, yollara koyulması ve şifalı özellikler bulunan balı karından çıkarılması dişi bal arılar tarafından yapılmaktadır.               

               Olaya bilimsel açıdan baktığımızda görülmektedir ki, Kur'an'ın saymış olduğu bütün faaliyetleri dişi arı olan işçi arılar gerçekleştirmektedirler. Erkek arılar bu faaliyetlere hiç karışmazlar. Kur'an'ın 14 asır önce verdiği bilgi ile bilimin yakın zamanda keşfettiği bu gerçek birbiriyle örtüşmektedir. Kur'an'ın nazil olduğu dönemde insanlar kovan içindeki iş bölümünü bilmiyorlardı. O asrın insanları işçi arıların dişi olduğunu, kovanı inşa etmek, bal özü toplamak ve bal yapmak gibi faaliyetlerin de dişi işçi arılar tarafından yapıldığını bilmiyorlardı. Ama Kur'an’ın haber verdiği tüm bilgiler aynen doğru çıktı. Çünkü Kur'an, dişi arıyı yaratan ve ona vahyeden Yaratıcının kitabıdır.               

               Ayrıca ayette arıya vahyedildiğinin belirtilmesi de çok önemlidir. Arıya vahyedilmesi, ona yaratılış amacının yüklenilmesi demektir. Arının programı Allah tarafından yazılmıştır. Bu mükemmel yazılım sayesinde arılar milyonlarca yıldır kapkaranlık petek içinde bir matematik dehası gerektiren altıgen petek inşa edebiliyorlar. Altıgen petek, diğer birçok geometrik şekle göre en çok miktarda bal depolarken, yapılması için en az balmumu gerektiren şekildir. İşçi arıları peteğin yapımına birkaç farklı noktadan başlarlar. İş ilerledikçe peteğin gözenekleri orta yerde birleşir. Bu işçi arıların peteğin yapımına rastgele koyulmadıklarını, başlangıç ve bitiş noktaları arasındaki uzaklıkları, arkadaşları olan diğer işçi arılarının pozisyonlarını önceden çok ince bir şekilde mükemmel olarak hesapladıklarını ortaya koyar. Altı hafta yaşayabilen arılar tüm bu hesapları ve uygulamaları Allah'ın "vahyetmesi" yani programlaması ve düzenlemesi sonucunda ortaya koyabilmektedirler. Arıyı Yaratan, arıyı bütün özellikleriyle beraber yaratmıştır.               

               Gerek Kur’an, gerekse insan ve kâinatın her bir özelliğinde Yüce Rabbimizin nice Yaratılış harikasını görebiliriz. Çünkü hepsini yaratan aynıdır. Rabbimizin varlığı hakkında deliller sayısızdır. Yeter ki bakalım, okuyalım, düşünelim, inceleyelim.

YAZARLAR