Dr. Öğretim Üyesi İsmail Taşlı (Emekli)


KÜRESEL ISINMA VE İKLİM DEĞİŞKENLİKLERİ -1-


İklim, Latince Klimatoloji anlamına gelmektedir. Coğrafi çevrenin hava olaylarını ve bu olayların genel özelliklerini konu edinmektedir. Bunu yaparken de insan faaliyetlerinin bu olaylarla ilgisi de ortaya konulmaktadır. Hava olayları zaman ve fiziki çevre şartlarına bağlı olarak pek çok değişkenlikler göstermektedir Düzenli aralıklarla meydana gelen bu değişikliklere bağlı olarak bir yerin veya genişçe bir bölgenin iklim şartları belirmeye başlar. Güneşlenme, sıcaklık, hava basıncı, rüzgâr, nem ve yağış gibi iklim elemanı adını verdiğimiz unsurlarda meydana gelen bu değişmeleri çeşitli yöntemlerle incelenmektedir.

En az 30 yıllık incelemeler sonucunda elde edilen verilerin ortalamaları olarak iklim kavramı ortaya çıkmaktadır. İklim, fiziksel ortamın şekillenmesi ve insan hayatını yakından ilgilendirir. Gerek yıllık ve gerekse uzun süre içinde taşların ufalanmasından tutunda tabii bitki örtüsü, hayvan toplulukları, denizlerin tuzluluk derecesi, insanların giyim kuşamları, ortaya koydukları uygarlıklar vb. sayısız pek çok olay doğrudan ve dolaylı etkiler oluşturtur.  

Tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu bir bölgede alışılmış yağışlar kesilmişse bu durum ekim dikim ve hasada doğrudan etki yaptığı gibi ekonomideki arz ve talep dengesi üzerine de baskı oluşturur.

Bu bağlamda karşımıza 19. yy. sanayi devrimi ile birlikte gittikçe yoğunlaşan küresel ısınma ve iklim değişimi kavramları olumsuz etkileri ile ortaya çıkmaktadır. O halde küresel ısınma ve iklim değişimi nedir sorusu akla gelmektedir. Küresel ısınma, dünyanın ortalama sıcaklık değerlerindeki iklim değişikliğine yol açabilecek artışı ifade eder. İklim değişikliği ise belirli bölgedeki mevsimlik sıcaklık, yağış ve nem gibi iklim elemanlarının değerlerindeki değişimleri ifade etmektedir.

Küresel ısınmanın sebebi ise sera gazları olmaktadır. Sera gazları atmosferde doğal ve yapay yollarla oraya çıkaktadır. Bu yazıda yapay yollarla ortaya çıkan sera oluşumundan söz edilecektir. Sera Gazı, Karbon dioksit (CO2), Metan (CH4), Nitröz Oksit (N2O), Hidroflorür karbonlar (HFCs), Perfloro karbonlar (PFCs), Sülfürhekza florid (SF6) gibi gazlarından oluşan ve atmosferde ısı tutma özelliğine sahip bileşiklere verilen isimdir.

Güneşten gelen ısı enerjisi atmosferin dış yüzeyinde 2. gr kalori / cm2 olarak ifade edilir. Bu enerji atmosferin katmanlarını aşarken çeşitli eksilmelerle yere ulaşarak değişik radyasyon yasaları ile ifade edilen sıcaklığa dönüşür. / Şekil 1). Sıcaklık doğal olarak genleşir ve atmosfere doğru yükselir. Ancak bu yükselme sera engeli ile karşılaşarak tekrar yere döner. Bu yolla yer artı enerji almaya başlar ve sıcaklık artışlarına yol açar. Sera gazlarının bileşimin-de en yüksek pay %50 ile karbondioksite aittir. Diğer %50 yi halokarbonlar, metan, ozon, azot oksitler ile nem ve tozlar oluşturur.
 

Sera gazlarının en fazla etkili unsuru olan karbondioksit kömür, petrol doğal gaz işletmeleri kaynaklıdır. Halokarbonlar ise daha ziyade itici gazlar, buzdolapları, klima gibi cihazlar ile ilgili olmaktadır

Bataklıklar, çöp yığınları, hayvan gübreleri, pirinç tarlaları, egzoz gazları, azotlu gübreler, anız yakma gibi faktörler de metan gazı oluşumunda etkili olmaktadır.

Sera gazı oluşumunun sorumlusu kim denirse cevabı elbette insandır. Atmosferdeki karbondioksit gazı tabakası tıpkı bir “sera” gibi güneş ışınlarının içeri girmesine izin veriyor ancak ısının dışarı çıkmasına engel oluyor. Sanayi üretiminde kullanılan kömür, petrol ve doğal gaz karbondioksit miktarını sürekli artırıyor. Bu ve benzeri faktörler bir araya gelerek küresel ısınmayı hızlandırıyor.

 

DEVAM EDECEK

YAZARLAR