Ahmet İNCE


NUMAN YILMAZ!!

"... Hüzünlüydüm; Türk milleti emin, muttaki bir dervişini kaybetmişti..."


               Salihli’nin mümbit topraklarında kök salmıştı. Yalnızca Salihli’nin değil, civar ilçe, kasaba ve köylerin de ulu bir çınarıydı. Gölgesine sığınılacak, havasıyla nefes alınıp verilecek ulu bir çınar.

               40 yıla yakın ahbaplık, yarenlik yaptığım, her dem gölgesinde serinlediğim, bunaldığımda nefes alıp verdiğim, emin bir dostumdu.

               O, ‘emin’ bir insandı.

               Muhammed Aleyhisselamın en bariz vasfı neydi? ‘Emin’ olmasıydı. Muhammed Aleyhisselamın örnekliği, ‘emin’ olmakla başlar. Bugün kaç Müslüman, onun eminliğini kendine hayat rehberi yapabilmiştir.

               Birkaç isim say deseler, en başa Numan Yılmaz’ı yazarım.

               Aile hayatında, iş hayatında, cemiyet hayatında, siyaset hayatında ‘emin’ bir insan olarak yaşadı. Sözüne güvenilir, vaadine sadık, mütevazı ve merhametliydi. “Kazanıp azıtanlardan” değil, “kazanıp dağıtanlardandı.”

               İnanmak ve iman, aslında çetin bir iştir. Yakıcılığına ve kavuruculuğuna inat, başarmak marifet ister. Numan Yılmaz’ın imanını, yıllarca büyük bir temaşayla takip ettim. Onunkisi pazarlıksız, acabasız, zamanın şartlarından vareste bir imandı.

               İman ettiği biçimde yaşadı ve yaşattı.

               İnsanı dinlendiren bir ses tonu, zarif bir üslubu vardı. Onunla konuşurken rahatlardınız. Eminliğini, imanını konuşmasının her kelimesinde teneffüs ederdiniz. Size bir şey mi anlatıyor? “Güzel kardeşim” hitabıyla başlardı. Hal hatır mı soruyorsunuz? “Allah bugünümüzü aratmasın” diyerek karşılık verirdi.

               Kur’an, ‘muttakilerden’ övgüyle bahseder. Ne yazık ki günümüzde, Kur’an’ın övgüyle işaret ettiği o muttakilerden çok az kaldı. Ama ben bir şey gördüm. Eminliği, imanı ve yaşayışıyla Numan Yılmaz, “muttaki” olmanın hakikatini, son nefesine kadar parıldattı.

               Anadolu’yu vatan yapan, birliğimizi ve dirliğimizi ayakta tutan nedir? Yalnızca ordularımız, uçaklarımız, maddi imkânlarımızı değil elbette. Müstevlilerin bütün taarruzlarına rağmen, yıkılmaz bir kale gibi duran Türk İrfanıdır.

               Fütuhat asırlarında; Kolonizatör Türk Dervişlerinin icra ettiği görevi üstlenen, günümüz Türk Dervişlerinin varlığından haberdar mıyız acaba? Sevgisiyle, merhametiyle topluma nefes aldıran; Hayırseverliği ile yaralara merhem olan, yaşayışıyla her kesime örneklik sergileyen onlardır.

               Sayıları az olsa da, keyfiyetleri toplumu dimdik ayakta tutar.

                Kolonizatör Türk Dervişlerinden intikal, bugün Anadolu’da Türk İrfanını yaşayan ve yaşatan, Numan Yılmaz gibi Türk Dervişlerinden kaç kişi kalmıştır?

               Uzun yıllardır, Kur’an, Din ve Fıtrat araştırmaları üzerine çalışıyorum. Yazılarımı onunla paylaşırken; son zamanlarda ahbaplığımız, kalbi bir yönelişe doğru yol almaya başladı. Konular, meraklı sorular, saatlerce telefon görüşmeleri, bazen kendisini ziyaretim, farklı bir iklime girmiştik.

               Hastaneye kaldırıldığı, o talihsiz günden bir hafta önceydi.

               Üst üste gecelerde, rüyalarımda hep o vardı.

               Bugün, yarın derken, onu aramam gecikti. Bir akşam saatinde numarayı çevirdim. Oh dedim. Abi sağlığın, sıhhatin nasıl diye sordum. Aynı imanla cevap verdi: “Allah bugünümüzü aratmasın.”

               Araçta olduğunu fark ettim. İstersen, sonra arayayım dedim. Hayır, olmaz diye itiraz etti. Yarım saati geçti bu konuşma. 2 gün sonra, hastaneye kaldırıldı haberiyle sarsıldım.

               Temellerini attığı Cumhuriyet Camisindeki cenazesinde, muazzam bir kalabalık vardı. Kadınlı erkekli bu muhteşem kalabalık, onun için gözyaşı döküyordu.

               Ben bir kenarda, rüyalarımın tazyikiyle, onun musalla taşındaki naaşına hüzünle ve gıptayla nazar ediyordum.

               Kalbi yönelişler anlatılmaz yaşanır.

               Hüzünlüydüm; Türk milleti emin, muttaki bir dervişini kaybetmişti.

               Gıptayla baktım; Gördüğüm; Bir insan, bu kadar güzel bir makam üzere ruhunu teslim edebilirdi.

               Dualarım, fatihalarım seninle Numan Ağabey….

YAZARLAR