Prof. Dr. Süleyman Sami İLKER


ONDÖRT GÜNLÜK BÜYÜK İRAN GEZİSİ- 5

5. Bölüm 4.GÜN / 2.Bölüm ERDEBİL (7 Haziran 2023, Çarşamba) ASTARA


               Astara şehrine girmedik. Yol güzergâhımızin biraz dışında, epeyce kuzeyde kaldı. Ama o bölgedeyiz. 

 

               Astara bölgesinde pirinç, kivi, çay yetişiyor, gördük. Yol boyunca çeltik(pirinç) tarlaları, kivi bahçeleri, manolya ağaçları ve arkada çok yoğun yeşil ormanlar, denize doğru akan bir çok deresi ile bizdeki Karadeniz sanki. Dağlar ile Hazar denizi arasında çok geniş bir ovası var. Karadeniz'e böyle arazi, Çarşamba ovası dışında yok. 

 

               Pirinç satan üretici veya bakkallar var yol boyunca açık, müsteri bekliyor. Yerleşim yerleri birbirine bitişik. Satış yerlerinin cam ve levhalarında pirinç kelimesi Arap harfleri ile "birinc" olarak yazılı. (Meraklısına: Türkçedeki dudak bölgesinden çıkan iki yakın ses P ve B birbirine dönüşebiliyor)

 

               ENZELİ LİMANI /PEHLEVİ LİMANI

 

               Hazar Denizi kenarından ilk güzel manzaralar. (07.06.2023, 16.30) Tek katlı evlerin olduğu, kasaba hükmünde, balıkçılık da yapılan bir yerleşim yeri. Rüzgârın püfür püfür Hazar'dan karaya doğru estiği limanda doyasıya Hazar'ı hissediyoruz. Kokusuyla, rüzgârıyla, dalgalarının sesi ve hoş görüntüsü ile. 

 

               Yol boyunca yeşillikler içinde ve yerleşim yerlerine yakın, Tahran ve bölgenin zenginlerin konaklarını, evlerini görüyoruz. Dünyanın hemen her yerinde, imkânı olanların sahip olup yaşadıkları, olmayanların özlem duydukları, orta tabakanın azalması veya yok olmasıyla husumetlere de yol açan bir dünya ve düzeni. Türkülerde sitemli "felek" ifadesi ile de geçer bu mevzu. Vardır bir hikmeti desek de, itiraz edenler olabilecektir yine de.

 

               Tekrar otobüsteyiz. Yol uzun, zaman zaman geçtiğimiz yerleri veya bir sonraki yerin neresi olacağını arada soruyoruz rehberimize. Reşt üzerinden Lahican'a gidilecek. Ramsar'da geceleyeceğiz, diyor Rehberimiz Hamit bey.

 

               PİRİNÇ VE HAVYAR

               Gilan bölgesi pirinç tarlalarının görüntüsu pek hoş, arada camdan resimler alıyoruz. (17.45) Yol üzerindeki Mazenderan havyarı (Hazar denizi / Mersin balıği ) dünyaca meşhur imiş.

 

               Lahican'a doğru şimdi (18.30) yaklaşıyoruz denildi. Aynı adlı gölü ve dağı varmış. Etraf yeşillik. Hafif yağmur atıştırıyor. (18.42) 

 

               Lahican'ın merkezindeyiz. (18.55) Arkadaki yemyeşil dağın adı Şeytan dağı. Yakıştırma hikayelerini anlattı rehberimiz. Çay müzesine gittik akşam olmuştu ve kapalı idi. (19.34)

ELEKTRIK VE AKARYAKIT ÇOK UCUZ

               İşyerleri kapalı da olsa gece ışıkları ışıl ışıl. Tasarruf işareti hiç yok. Merakla soruyoruz, neden böyle diye. Rehberimizin evine gelen iki aylık elektrik ücreti Türk lirası ile 20 TL olduğunu söyledi. Anlaşıldı diyorum. Benzin ve mazot fiyatının da sudan ucuz olduğunu daha önce yazmıştım. Elektrik de çok ucuz bize göre. Ama gelirler de çok düşük olduğundan, hayat standartı zayıf.

Ramsar'a geldik. Safiyüddin Erdebil'in hocasının türbesini (Şeyh Sait Geylani) gece gördük. Şehrin sırtlarında, arabanızın gidemeyeceği bu yokuşu bir iki kişi dışında çıkıyoruz. Işıl ışıl ve temiz. 

Ramsar ilçesinde ( Mazenderan vilayeti / eyaleti ) Rüyayı Şirin Apart otelde kalıyoruz. Yarın İran'ın kuzeydoğu doğusunda, Hazar denizinin doğu sahillerinde yer alan Gülistan vilayeti/eyaletine bağlı Gürgan (Cürcan) şehrine doğru yol alacağız.

               Notlar:

               1. Kadir Tosun beyin gezi planında Hazar kıyılarını kara yolu ile geçiş ilk kez oluyormuş. Önceki turlar daha kısa olduğundan, Tebriz veya Erdebil'den Meşhet'e uçakla geçiliyormuş.

2. Tur otobüsümüzde erken gelen istediği yeri seçebiliyor ve o gün için o koltuğu kullanıyordu. "Emniyet kemeri dikkatim" olduğundan (kazalar, hekimlik) koltukların bazılarında kemerler var ve sağlam iken, bazılarında yok veya arızalı olduğunu gördüm. Rehberimiz Hamit beyi uyardım; bir daha araç kiralarken emniyet kemerlerinin sağlam ve eksiksiz olmasına dikkat edin. Bu sizi de yolcuları da korur dedim. Anlaştık.

YAZARLAR