ÖZLEM CANLI HALIKENT Bölge Gazetesi Yazı İşleri Md.


ÖRNEK HİKÂYELER / RÜYA


               RÜYA

               - Ya Rabbi, diyordu adam. Habibini, Peygamberler Peygamberini rüyada görmek, benim gibi günahkârın ne haddine? Ama Sen bağışlayıcı değil misin? Ve beni bağışlayıp,o şerefi nasip etmez misin?

               Aylaydır böyle dua ediyordu adam. Ayrıca bazen ilmihalleri, bazen de dua kitaplarını karıştırıyor ve O Zat’ı (S.A.V.) rüyasında görebilmenin yollarını araştırıyordu.

               Yakınları, onda bir gariplik olduğunu sezmişler ve hatta bunalım geçirdiğine hükmetmişlerdi.Kendisinden bahsederken:

               - Eşi öldükten sonra iyice tuhaflaştı, diyorlardı. Sabaha kadar uyku nedir bilmeden dolaşıyor.

               Adamın pek uyuyamadığı doğruydu.Ama iki küçük yavrusunu bakmak ve onlara annelerinin yokluğunu hissettirmemek için bu gerekli değil miydi?

               Adam, çocuklarını yan odada uyuttuktan sonra içinin burukluğunu çok daha fazla hissediyor ve onları sık sık kontrol etmeden yapamıyordu. Üstelik mevsim kış olduğu için her zamankinden fazla titizlik göstermeliydi. Bu yüzden  onların odasındaki gaz sobasını söndürmüyor ve:

               - Hasta olurlarsa ne yaparım? diye düşünüyordu. Hele Allah korusun biri biri ya…

               ‘Ya ölürse’ demeye bir türlü dili varmıyor, bu yüzden de gecenin geç saatlerine  kadar yaptığı ibadetlerde, onların sağlığı için  dua ediyordu. İşte O Zat’ı (S.A.V.) rüyada görebilmek de, bu gece ibadetleri sırasında en büyük gayesi olmuştu.

               - Ya Rabbi, diyordu. Bir görebilsem. Eğer varsa, ömründen on sene vermeye razıyım.

               O gece sabah namazını kılıp yattığında, hemen uyuyakaldı. Yorucu bir gün geçirmiş ve işten geldikten sonra da  birkaç tane gömlek yıkamıştı. Artık her zamanki gibi sütçünün kapıyı çalmasıyla uyanacaktı. Fakat adam, yarım saat kadar sonra aniden yatağından fırladı. Uykusunu henüz açamamış olmasına rağmen hiç durmadan:

               - Baş üstüne, diye tekrarlıyordu. Başüstüne, elbette giderim.

               Rüyasında ona, çocukların odasına gitmesi emredilmişti. Ve o emir, rüyasında görmek istediği kişiye (S.A.V.) aitti.

               Adam, rüyanın tesiriyle yan odaya koştuğunda, ciğerlerini kavuran bir dumanla karşılaştı. Kuruması için sobanın üstündeki tellere astığı gömlek düşmüş ve yanmaya başlamıştı. Yavrularını kucaklayıp balkona çıkartırken kont rol etti. Çok şükür ikisi de yaşıyordu.

               -Biraz daha gecikseydim ne olurdu? Diye düşünürken, gördüğü rüyayı hatırladı. 

               İliklerine kadar ürpermiş ve onların kimin kurtardığını anlamıştı. Yavrularına sarılmış vaziyette Allah’a şükrederken, eşinin ölümünden beri zaptettiği gözyaşları, artık emir dinlemiyordu.  *Yeni bir örnek hikâyemizde buluşmak dileğiyle hoşça kalınız.

YAZARLAR