Uzman Dr. Umut OTLU


OTİZM’İ FARKEDİN

"...Otizm birden çok etkenin bir araya gelmesiyle meydana gelen oldukça karmaşık bir durumdur. Erkeklerde kızlara oranla 4 kat daha fazla görülür. Fakat genelde kızlarda daha ağır seyreder. Otizmli bireylerin % 70′inde zeka geriliği görülmektedir. % 30′u normal ve bu %30′luk dilimin %10′u üstün zekaya sahiptirler..."


                2 Nisan, Birleşmiş Milletler tarafından otizm konusunda farkındalık yaratmak ve otizm ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan edilmiştir. 2 Nisan’da başlayan “Otizm Farkındalık Ayı” çerçevesinde dünyada otizmle ilgili araştırmaların teşvik edilmesi, bu konudaki farkındalığın artırılması ile erken teşhis ve tedavinin yaygınlaştırılması hedeflenmiştir.

                Otizm; üç yaşından önce başlayan, ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan, beynin gelişimini engelleyen yaygın gelişimsel bir bozukluktur. Otizm kelimesinin anlamı ‘’kendine dönük’’ demektir. Otizmin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Genetik nedenler araştırılmaktadır ancak otizm tek bir nedene bağlı değildir.

                Otizm birden çok etkenin bir araya gelmesiyle meydana gelen oldukça karmaşık bir durumdur. Erkeklerde kızlara oranla 4 kat daha fazla görülür. Fakat genelde kızlarda daha ağır seyreder. Otizmli bireylerin % 70′inde zeka geriliği görülmektedir. % 30′u normal ve bu %30′luk dilimin %10′u üstün zekaya sahiptirler.

                Otizmin Belirtileri

                Bu çocuklarda göz kontağı çok azdır ya da hiç yoktur. Çevresine karşı ilgisizdirler. Adına tepki vermezler. Aşırı hareketli ya da hareketsiz olabilirler. İnsanlarla fiziksel temastan, kucağa alınmaktan, öpülmekten, sarılmaktan pek hoşlanmazlar. Çoğunlukla insanları değil cansız varlıkları tercih ederler. Sosyal ve duygusal açıdan kendilerini izole ederler. Kalabalık ortamlardan pek hoşlanmazlar. Hayali oyun oynamazlar. Sürekli aynı oyunları oynamayı tercih ederler. İşaret et mezler, ihtiyaçlarını yetişkinin elini kullanarak ifade ederler.

                Konuşma birçoğunda gelişmemiştir. Konuşma gelişse bile bunu iletişim aracı olarak kullanmazlar. Diğer çocuklarla iletişim kurmakta zorluk çekerler. Her şeyin aynı olmasını isterler. Değişikliklere aşırı tepki verirler. Sebepsiz gülmeleri, ağlamaları ve çığlıkları vardır. Acıya ve tehlikelere karşı duyarsızdırlar. Yalnız kalmayı tercih ederler. Genellikle tek başına oynamayı tercih ederler.

                Cevap vermek yerine, kendisine söylenenleri papağan gibi tekrar ederler. Dönen objelere ilgi duyarlar; araba tekerleği, tencere kapağı, çamaşır makinesi, topaç gibi. Nesne takıntıları vardır. Objelere gereksiz yere bağlanırlar. İhtiyaçlarını belirtmekte zorluk çekerler. İhtiyaçlarını konuşma yerine hareketlerle ifade etmeye çalışırlar. Motor hareket gelişiminde düzensizlik vardır. Topa vuramazlar ama küpleri üst üste dizebilirler.

                Tekrarlayan davranışlar: ellerini çırpma, kuş gibi kanat çırpma, nesneleri çevirme, kendi etrafında dönme, parmak ucunda yürüme, zıplama, olduğu yerde sallanma gibi… yemek yeme bozuklukları vardır. Bazıları kendine, çevresindekilere ve eşyalara zarar verebilir. Bazıları aşırı inatçıdır. Oyuncaklarla gerektiği gibi oynamazlar. Arabaları dizerler, topu çevirirler.

                Otizme Erken Tanı Nasıl Konur?

                Otizmin kesin tanısı için kullanılan belirli bir yöntem yoktur. Gözleme dayanarak ve aileden alınan bilgilere göre tanı konur. Otizmin ne yazık ki anne karnındayken teşhisi mümkün değildir. Ayrıca belirtilerin tamamının bir çocukta görülmesi şart değildir. Belirtilerin bazıları zaman içinde kaybolup, bazıları da yine zaman içinde ortaya çıkabilir. Bu işaretlerden biri yada birkaçının ortaya çıkması çocuğun çocuk psikiyatristleri ve çocuk nörologları tarafından değerlendirilmesini gerektirir.

                Sessiz, içine kapanık, nasılsa konuşur gibi bazı yanlış inanışlar ya da toplum tarafından damgalanma kaygıları otizmli çocukların tanı ve tedavisinde gecikmelere yol açabilmektedir. Unutulmamalıdır ki Otizm, ne kadar erken yaşta tanınır ve uygun bir şekilde yönlendirilirse, tedavisinde o kadar olumlu sonuçlar alınan bir bozukluktur.

                Tarama testlerinin bazıları ebeveyn cevaplarına, bazıları da yapılan gözlemlere dayanmaktadır.

                Otizmin Tedavisi Var Mıdır?

                Tek tedavi “Çocuğun ihtiyaçlarına göre planlanmış özel eğitim” dir. Özel eğitim bir ekip çalışmasını gerektirir. Bu ekipte çocuğun kendi doktoru, özel eğitimcisi, dil  konuşma terapisti, çocuk gelişimi uzmanı, çocuk psikiyatrı ve çocuk nöroloğu mutlaka bulunmalıdır.

                Otizmli çocuklarda kullanılan ilaçlar otizmi değil; eşlik eden semptomları kontrol altına almaya ve tedavi etmeye yardımcıdır. Örneğin: hiperaktivite, epilepsi, kendine zarar verme, dikkat problemleri, depresyon gibi.

                Ailelerin Yaşadığı Süreçler

                Yetersizlikleri olan bir çocuğa sahip olmak, ailelerin kendi için seçtikleri bir rol değildir. Bununla birlikte genelde normal olanı kabul etme eğilimindeki bir toplumla mücadele etmek durumundadırlar. Hem çocuklarının sorunlarıyla uğraşacak hem de toplumun kendilerinden beklediği diğer görevleri yerine getireceklerdir. Çocuğuna teşhis konulduktan sonra aile fertleri bu durumu kabullenme sürecinde bazı evreler yaşarlar. Bu evreler her aile ferdi için farklı uzunluk ve yoğunlukta yaşanır. Başlangıçta kuvvetli bir şok yaşarlar. Bazıları bu gerçekten kaçarlar ve bu durumu inkar ederler. Bu dönemde bir depresyon süreci yaşanabilir. Ebeveynler sıklıkla birbirlerini suçlarlar. Çocuklarının engelli olmasına neden olduklarına ya da geçmişteki bir hataları yüzünden cezalandırıldıklarına inanabilirler. Bu süreçleri yaşarken bu duyguların kaynağının engel durumu olduğunu anlamaları için rehberliğe ihtiyaç duyacaklardır. Kabullenme ve uyum süreci ; ailelerin mevcut durumu sindirip şimdi ben ne yapabilirim dedikleri süreçtir. Bu süreçle birlikte harekete geçip çocukları ve kendileri için yapması gerekenlere yoğunlaşabilirler.

YAZARLAR