Mustafa KAYA


PAZARTESİ SENDROMU

“Pazartesi sendromu, sosyete şımarıklığıdır .” der, Cahit ZARİFOĞLU. “ Ekmeğinin peşinde koşan için pazartesi besmeledir.” Diye zarifçe, tüm nezaketiyle ekmeği ve emeği kutsar Allah için...


                “Pazartesi sendromu, sosyete şımarıklığıdır .” der, Cahit ZARİFOĞLU. “ Ekmeğinin peşinde koşan için pazartesi besmeledir.” Diye zarifçe, tüm nezaketiyle ekmeği ve emeği kutsar Allah için.

           Neden sendromdur pazartesi? Son iki yüz yılın tembel Doğu Dünyasının tatil anlayışından tabii ki de. Biz genel olarak, her konudaki genelliğimizden daha genel olarak, her konuda anlaşamamanın tam zıddına, tatili sadece boş boş durmak olarak görüyoruz. Tatil anlayışımız konusunda yapılan anketlerde; insanlarımız tatili, öğleye kadar uyumak, geç kahvaltı, deniz, kum, güneş, televizyon izlemek olarak ifade etmişler. Son yıllarda cep telefonundaki sosyal medya bağımlılığı da eklendi ki buna, hepsinden daha tehlikeli. Biz tatili sadece boş olmaya, boş kalmaya sabitlemiş, tatilden eskilerin deyimiyle “avare avare dolaşmayı” anlamışız. Mütevazılık namına söylemeden bu yazının sahibi de genelden çok da farklı değil nokta.

            Fırfırlı dünya ve meşgalesi bizi yormuştur, yormaktadır. Vücudumuz olmasa da beynimiz çok yoruluyor. Çocuklarımız da bundan nasibini yetişkinlere göre daha fazla alıyor. Çocuklarımızın çantalarının ağırlığını dert ettiğimiz kadar, kafalarına, beyinlerine sokmaya çalıştığımız hedeflerin, yükümlüklerinin ağırlıklarını dert etmiyoruz. Çocuklarımızın çantalarını taşımak ne kadar anlamsız ve yanlış ise, kendimizin ulaşamadığı mevki, makamları çocuklarımıza hedef göstermek, yeteneği ve kabiliyetini önemsemeden o hedefe zorlamak o kadar yanlıştır.

          Karşımıza şu iki durum ortaya çıkıyor: Çocuğum kış boyu çalıştı, üç ay boş kalsın, çok uyusun, çok yesin, boş ve anlamsız gezsin, çok eğlensin hatta günün yarısını uyusun benim oğ lum, gezsin benim kızım   anlayışı birincisi. Ya da tam tersi; okul zamanı okumadı, çalışmadı öyleyse ezelim, çalıştıralım tütün işinde gecegündüz, kiraz ağacının tepesinden inmesin akşama, sıcağın karnında tarlada pişsin, inşaatta kaldıramayacağı çimento torbasını yüklensin de görsün hayatın zorluğunu  anlayışı da ikincisi ve onulmaz yaralar açan  tehlikelisi velilerdeki anlayışların.

         Önce muhtemel hata ve kusurlarımızı daha yukarıdaki  paragraflarda belirttiğimiz gibi tespit edelim. Üç aşağı beş yukarı bu ve benzer sorunlar toplumumuzun genelinde karşılaşılan sorunlar. Orta yol, dengeli metot bizim karakteristik anlayışımız bir türlü olamıyor. Sorunların çözümünde, geleceğimizin şekillendirilmesinde ya aşırıya kaçıyoruz ya da eksik kalıyoruz. Çocuğumuzun ya da gelecek nesillerimizin hakkını, hukukunu bir türlü kabullenmek istemiyoruz. Oynaması gezmesi eğlenmesi hakkı halbuki yeterli miktarda. Ya fazlaca şımartıyor ya da fazlaca üzerine gidiyoruz. Haftaya tatilde çocuklarımıza nasıl rota çizebiliriz  konusuyla devam edelim.

         Haftaya buradayız Allah nasip ederse. İrdeleyelim bugünkü gibi hep beraber… Tavsiyeli tatil olsun bu sefer haftaya başlığımız.

YAZARLAR