İlknur BURSALI


Perihan KARAYEL


               İlçemize; Demirci V. Astsubay Hazırlık Ortaokulu’ndan sonra 02 Aralık 1964 tarihinde Demirci İlköğretmen Okulu açılıyor. 1’i müdür 8 öğretmenden oluşan okulda 60 öğrenci eğitime  başlıyor. 

               DİOMEDER Derneği Başkanı Haldun CEZAYİRLİOĞLU ve yönetim kurulu üyeleri bu sene açılışının 60. yılını kutladığımız Demirci İlköğretmen Okulu ilk mezunlarını, o yıllarda görev alan öğretmenlerini 18 Mayıs 2024 Cumartesi günü hasret giderdikleri bir programda buluşturuyorlar. Bizler de bu eşsiz güne tanıklık ederken; 1967 yılında Demirci İlköğretmen Okulu ilk mezunlarından Perihan KARAYEL ile aynı mekânda kesintisiz 60 yıldır başka bir deyişle; yarım yüzyılı aşkın bir süreden beri öğretmen yetiştirmeye devam eden okulumuzun ilk açıldığı günlere uzanan bir söyleşi gerçekleştiriyoruz. Böylesine özel ve kıymetli bir söyleşiyi Demirci İlköğretmen Okulunun kuruluşunun 60. Yılında gazetemizde yayımlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz.

               PERİHAN KARAYEL 

               1949 Salihli doğumlu. 1967 yılında Demirci İlköğretmen Okulunu bitirdi. Okulun ilk mezunlarından. 1967 yılında öğretmenliğe başlayan öğretmenimiz 1975 yılında başladığı Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Türk Dili Edebiyatı bölümünü 1978 yılında ikinci öğretim şeklinde okuyarak bitirdi. 1993 yılına kadar Salihli Lisesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak çalıştıktan sonra emekli oldu. Emeklilik sonrasında 12 yıl özel okul ve dershanelerde öğretmenlik yapmaya devam eden Perihan öğret menimiz şu anda İzmir Karşıyaka’da yaşıyor. 

               Demirci İlköğretmen Okulu’na başladığınız yıllarda okulunuzdan bahsedelim okuma şartlarınız nasıldı bizimle paylaşır mısınız?

               Şimdi sizlerden 1964 yılını düşünmenizi istiyorum. 60 yıl önce… Zaman tüneli gibi işte o tünelin başlangıcında biz vardık. 30 kız 30 erkek öğrenci lise 1. sınıftaydık. Her sınıfta 10 yatılı kız, 10 yatılı erkek, 5 gündüzlü kız, 5 gündüzlü erkek öğrenci vardı. Aynı şekilde orta 1. Sınıflarda 3 şube idi.

               Okulumuz modern bir yapıydı. Günün koşullarında oldukça iyi sayılırdı. Kaloriferli, sıcak sulu, yemekhanesinde kocaman basınçlı tencereler, kocaman fırın ve bulaşık makinesi vardı. O dönemlerde evlerimizde buzdolabı büyük lüks sayılırdı. Kalorifer büyük lüks… Sobayla ısınıyorduk. Hele çamaşır makinesini hayal bile edemezdik.

               Okula ilk geldiğiniz gün neler yaşandı duygularınızı öğrenebilir miyiz?

               Okula ilk geldiğimiz günlerde herkes birbirini tanımaya çalışıyor, kendisine en yakın bulduğu arkadaşıyla vakit geçiriyordu. Ailelerimiz bizi öğretmenlerimize ve birbirimize emanet etmişti. Okula 11 - 12 yaşında gelen kardeşlerimiz vardı. Biz ise 14 - 15 yaşında ve onların da ağabeyi ve ablasıydık. Bu böyle devam etti.

               Öğretmenlerimiz bize okulun yatakhane, banyo, yemekhanesini tanıttı. Öğretmen olma umuduyla burada yepyeni bir yaşama merhaba demiştik. Hepimiz ürkek, dikkatli ve saygılıydık. Sonra birbirimize dayandık.

               Okulunuzu bize biraz anlatır mısınız ne gibi çalışmalarınız oluyordu?

               Sabah 6.30’da zil ile uyanıyorduk. Heyecan, telaş ve uykulu gözlerle hazırlanıp 7.00’da etütte olurduk. 7.00- 8.00 arası etüt saatimizdi. 8.00’da yemekhaneye iner kahvaltımızı yapardık. Tabi bu saatler zil ile belirlenirdi. Bizim için “zil” li yaşam başlamıştı. Öğretmen olma sorumluluğu ile 9.00’da derslerimize girerdik.12.30 - 13.30 arası öğle tatiliydi. 4 ders saatinden sonra 16.30 - 18.30 arası serbesttik. Arkadaşlarımız ve öğretmenlerimizle kurduğumuz sohbetler bizi şekillendirmeye başlamıştı. Öğretmenlerimizin yaşamı da bizden çok farklı değildi. Okulda kalan öğretmenlerimiz de bizim gibi yaşardı. Daha sonra uzun aralarda müzik kolu arkadaşlarımız bize klasik müzik dinletirdi. Melodika, mandolin, flüt ve okulun piyanosunda tuşlu çalgıyı öğrenince bu aletlerden bir tuşlu, bir telli çalgıyı çalmak zorundaydık. Aralarda bir köşede bu müzik aletini çalışanlar olurdu.

               Verilen eğitimlerden ve uygulamalardan bahsedebilir misiniz?

               Okulumuza MEB Hasan Ali YÜCEL döneminde çevirisi yapılan klasiklerden bir kütüphane kurduk. 1 yıl sonra kütüphanemizi şimdiki idare binasının üst salonuna taşıdık. Böylece okuma salonumuz da olmuştu. Kitaplarımız da çoğalmıştı. Sırasıyla bu kitapları okurduk. Alt salonda ise pinpon masamız vardı. İlgi duyanlar aralarda pinpon maçı yapardı.

               Yemekhanede ve yatakhanede nöbetçiler olurdu. Yemekhanede yemek servisleri, masa yerleştirip toplama, ufak tefek temizlik görevi nöbetçilere aitti. Pazar günleri, öğleden sonra sabah banyo saatlerimiz vardı.15 dakikada zille sıra belirlenirdi. Önce kız öğrenciler çıkar banyo temizlendikten sonra erkek öğrenciler girerdi.

               Okulunuzun ilk açıldığı yıllarda bozkırın ortasında kalan bir bina olarak görüyoruz. Etrafında hiçbir ağaç bulunmayan … İlk fidanları sizler dikmişsiniz değil mi?

               Tarım öğretmenimiz ağaç dikimine uygun zamanlarda hafta sonları bizi çam ormanına götürürdü. Öğrendiğimiz fidan çıkarma yöntemleriyle çam fidanlarını çıkarıp okulumuzun çevresine dikerdik. Erkek arkadaşlarımız fidan dikerken biz taşıma ve sulama işlerini yapardık. Birlikte o çamların daha büyüdüğünü hayal ederdik. Bugün bir kez daha o mutluluğu yaşıyoruz. 57 - 60 yıl öncesini anımsayarak.

               Daha sonra okulumuza bir kümes yaptık. Temel kazdık, beton döktük, duvar ördük. Çatısını erkek arkadaşlarımız yaparken kız öğrenciler de badana işini üstlendiler. Sonuçta tavuğumuz ve yumurtamızı da üretiyorduk. Tabii kümes nöbetçiliği de yaptık. 

               Yaz dönemlerinde okula geliyor muydunuz? Yaz döneminde hangi çalışmaları yapıyordunuz?

               Yaz tatilinde okul yine açıktı. Sözünü ettiğim işlerden kışın hafta sonu yapılmayanları yaz döneminde yapardık. Kümeste yaz dönemi çalışmalarımızdandı. Yaz döneminde öğrenciler ikiye ayrılır. Bir aylık dönemlerde okulda çalışırdık. Yaz çalışmalarında kışın yiyeceğimiz turşu, reçel, salça yapardık. Böylece yiyeceklerimizin bir kısmını kendimiz üretiyorduk. Bütün bunlar bize büyük bir heyecan zevk verirdi.

               Orta 1’e gelen kardeşlerimiz 11 - 12 yaşında oldukları için onlara sorunlarında yardımcı olurduk. Bunların sonucunda kendine yetebilmek, özgüven, öğretmenlik bilinci, dayanışma gibi konularda gelişmiştik. Öğretmen olma bilincini kazanmıştık. Birbirimiz ile etkileşim içinde ve kardeştik. 3 yıl boyunca geçtiğimiz pek çok elemeden sonra öğretmendik.

               60. yıl kutlama etkinliklerinde sizleri tanımak, kısıtlı zamanları unutulmaz anılara dönüştürmek çok güzeldi. Okuyucularımızla duygularınızı paylaşır mısınız neler hissediyorsunuz?

               60 yılın sonunda aynı heyecanla buradayız. Bu duyguları sizlerle yaşadığım için mutluyum. Okulumuzun açılışının 60. yıl törenlerinde okulumda olmak, hele akşam yemeğini aynı yemekhanede yemek beni çok mutlu etti. İnanın 5 yıldızlı bir otelde yemek yesek bu kadar mutlu olamazdım. Benim için çok değerli çok güzel zamanlardı. Bizler çok memnun ve mutluyuz. Harika vakit geçirdik İlknur’cuğum, güzel branşdaşım. 

               DİOMEDER 60. Yıl buluşmasında emek veren, bizleri bir araya getiren hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Celal Bayar Üniversitesi Demirci Eğitim Fakültesi’nde okuyan genç arkadaşlarımıza da heyecanlarının hiç sönmemesi dileğiyle başarılar diliyorum. Ayrıca; size ve Halıkent Bölge Gazetesine yayın hayatında başarılar diliyorum.

               Anadolu’nun her köşesinde bilgi saçan, umut taşıyan, her yerde öğreten, öğretmeye adanan hayatlar. Okumak istiyorum diyen çocuğun sesindeki özlemi duyan, hayatına dokunan, her çocuğun yüreğindeki sevgiyle donanan, eğitimin ışığıyla karanlığı aydınlatan, öğretmek için bir ömür harcayan değerli İköğretmen mezunu öğretmenlerimiz…

               Yeşerttiğiniz umutlar, ne müthiş serüvendir. Hala ışık oluyor bize, ilçemize…

               Demirci İlköğretmen Mezunlarının diktiği ağaçların yaprağı gür; kökü güçlü… Kökler ve yapraklar aynı ölçüde yetişiyor. Gölgesinde sığınak oluyor gençlere. Onlar da eğitim hayatlarında sizden aldıkları güç ve özenle doğru mevsimde çiçekler açıyor, umut taşıyor geleceğe… 

               Demirci İlköğretim Okulu hâlâ ilk günün  ışığıyla parlıyor ve MCBÜ Demirci Eğitim Fakültesi olarak  parlamaya devam edecek. Nice 60. yıllara eğitimin, bilginin ışığında …

İlknur BURSALI

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

Halıkent Müstakil Bölge Gazetesi 

Sevgi Köprüsü

YAZARLAR