MCBÜ Demirci Eğitim Fakültesi Öğr. Gör. Şaban ÇETİN


“PROF. DR. MUSTAFA KAFALI HOCAM’IN ARDINDAN”

Hocalarımdan Prof. Dr. Mustafa Kafalı geçen hafta vefat etti.


Her ölüm erken ölümdür.

Ve her ölüm biriciktir.

Ama nedendir bilinmez.

Âlimin ölümü âlemin ölümüdür, derler ya, bir başka dokunur insana.

Hele bir de tanımışsan, hatıraların varsa.

Susarsın.

Film şeridi gibi geçip gider kirpiklerinin arasından.

 

 

1982-1986 yılları.

Her yerde 12 Eylül’ün iklimi hâkim.

Konya’da Üniversite öğrenciyiz.

Rahmetli Prof. Dr. Erol Güngör Selçuk Üniversitesi rektörü.

Köklü Üniversitelerden birçok değerli Hocayı Konya’ya getirdi.

Bölümleri güçlendirdi.

Bu vesileyle, birçok kıymetli Hoca tanıdık.

Büyük kampüslerimiz yoktu o zaman, normal binalarda okuduk.

Ama yürekleri kampüslerden büyük Hocalarımız vardı.

Mustafa Kafalı Hocamız da bunlardan biriydi.

Her biri nevi şahsına münhasırdı.

Tek tip değildi.

Karakteri, yöntemi ve tarihe bakış biçimiyle birbirinden çok farklıydı.

Keşfedilmesi gereken ayrı birer dünyaydılar.

Rahmetli Nejat Göyünç Hocamdan arşiv titizliğini, Mikail Bayram Hocamdan muhalif kaynakların tarihte kullanımını, Mahmut Şakiroğlu’ndan yabancı gözüyle bakmanın önemini, Şahin Uçar’dan tarihe felsefeyle, holistik yaklaşmayı, rahmetli Mehmet Bozbey’den kaynak okumalarında satır aralarına dikkat etmeyi, merhum Mustafa Kafalı Hocamdan da Türk tarihine, en dipden bu güne bir bütün olarak bakmayı öğrendik.

 

 

Merhum Hocamız, Zeki Velidi Togan ve İbrahim Kafesoğlu ekolündendi.

Tarih Metodolojisi ve İnkılap Tarihi derslerimize girmişti.

Bembeyaz saçlı, traşlı, uzun boyluydu.

Daima kumaş takım giyer, kravat takardı.

Vakurdu. Ciddi ve güvenilir bir yüz ifadesi vardı.

Kendine has ses tonuyla tane tane ders anlatırdı.

Hiç tanımayan birinde bile saygı uyandırırdı.

Ders aralarında koridordan geçerken istisnasız bütün öğrenciler saygıdan kendini toparlamaya çalışırdı.

O da mahcup, mütebessim geçip giderdi.

Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın ifade ettiği gibi tek kusuru “zincirleme sigara yakmasıydı.”

Daha o zamandan ellerinin titrediğini hatırlıyorum.

Öğrencilerini çok severdi. Şefkatli davranırdı.

Bize en önemli öğüdü şuydu:

“Kanunun size verdiği zaman süresinde çok çalışın, okulunuzu zamanında bitirin, dönem uzatıp ananıza babanıza yük olmayın, devlete yük olmayın.”

Türklerde “At kültürü” nü uzun uzun anlattıktan sonra, eski dönemlerdeki hız kavramının önemine dikkat çekerek; biz Türkler henüz at kültüründen motorlu araç kültürüne geçemedik. Hâla asfalt yollarda araba yaraştırıyoruz, derdi.

Aradan otuz altı sene sonra Hocamızın vefat haberi geldi.

Talebeleri sosyal medyada hızla yaydılar ve herkes haberdar oldu.

Üyesi olduğu Türk Tarih Kurumu onunla ilgili bir taziye mesajı yayımladı:

“ Türk Tarihi alanında çalışmalarıyla bilinen, kurumumuz üyesi değerli bilim adamı Prof. Dr. Mustafa Kafalı Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Kıymetli bilim adamının yapmış olduğu araştırma ve eserler, adını yaşatmaya devam edecektir.”

İlber Ortaylı Hoca da Hakkında yazmış olduğu bir yazıda, Onun Türk Dünyasına vukufiyetini şöyle dile getirir:

“Anadolu’daki aşiretler, bunların yerleşmesi ve Anadolu dışında Volga Boyları, güney Rusya ve Irak havalisi ve hatta Meveraünnehir’e kadar coğrafyayı ve yer adlarını çok iyi bilmekle tanınırdı.”

1934’de Konya’da başladı yolculuk.

Konya Lisesi,Ankara Üniversitesi Dil-tarih Coğrafya Fakültesi Tarih bölümü. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Umumi Türk Tarihi Kürsüsü.

Hocalık ve Akademisyenlik dönemi.

İstanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve Konya Selçuk Üniversitesi Tarih Bölümlerinde binlerce öğrenci yetiştirdi.

Siyasete katılma tekliflerini, çok sevdiği hocalığı dolayısıyla reddetti.

Altın-Orda ve Çağatay Hanlıkları, İlhanlılar Devleti, Timur ve Timurlular Tarihi, Tarih Metodu, İnkılap Tarihi ve Osmanlıca Metinler dersleri verdi. Ve geçen hafta seksen beş yaşında aramızdan ayrıldı.

Ebedi yurduna göçtü.

Türk tarihine, Türk milliyetçiliğine ve Eğitime adanan bir ömür…

30 Ağustos 2019.Ankara Kocatepe Camiinde Cuma namazı, ardından kılınan cenaze namazında binlerce seveni… Atatürk’e yakın olsun diye vasiyet ettiği Gölbaşı Mezarlığı’nda son görevini yapmaya çalışan binlerce öğrencisi…

Allah rahmet eylesin, mekânı (uçmağ) cennet olsun…

YAZARLAR