Necmi ÜNLÜ


RAMAZAN BAYRAMI

"...Bayramlar birlik ve beraberliğin en sağlam zemine oturduğu günlerdir. Bu sebeple birlik ve beraberliğimizi daim hale getirmeli, bozmak isteyenlere fırsat vermemeliyiz..."


                Hayatımızın en nadide, en güzel günlerinden olan bir Bayrama daha ulaşmış bulunmaktayız. Ramazan ayı, İbadetlerimizle maneviyatımızı zenginleştirdiğimiz, oruçlarımızla maddi ve manevi sıhhate kavuştuğumuz, teravihlerimizle namazlarımıza daha farklı bir boyut kattığımız, Kur’an-ı Kerim okumalarımızla gönlümüzü sükûnete erdirdiğimiz, ihtiyaç sahiplerine zekâtlarımızı ve fıtır sadakalarımızı ulaştırmakla kardeşlerimizin sıkıntısına derman olmaya çalıştığımız bir aydı. Böyle bir mübarek ayın feyiz ve bereketiyle hayat bulduktan sonra bayrama bizleri kavuşturan Yüce Rabbimize sonsuz şükrediyoruz.

                Bayramlar bizlerin en önemli sevinç günleridir. Bu sebeple bayram günlerinde, bu sevincimizi daim hale getirmek, mutlu ve huzurlu bir bayram geçirmek, hem kendimizin razı olacağı hem de sosyal hayatta beraber olduğumuz insanların razı olacağı bir hayatı sürdürmek için yapmamız gereken hususlar vardır. Bu hususları şöyle ifade edebiliriz:

                Bayramlar, aramızda bulunan soğuk ve gergin ilişkileri yumuşatma, kırgınlıkları, küslükleri bitirme zamanı olmalıdır. Hz. Peygamber (s.a.v.) Müslümanlar arasındaki dargınlığı hiç hoş karşılamamış ve şöyle buyurmuştur:

                “Birbirinize kin tutmayınız, haset etmeyiniz, sırt dönmeyiniz ve ilginizi kesmeyiniz. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Bir Müslüman’ın, din kardeşini üç günden fazla terk etmesi helâl değildir.” 1

                Bayramlarımız, aramızda bulunan kardeşliği, sevgiyi ve saygıyı, en ulvi seviyeye çıkarmamıza,  vesile olmalıdır. Çünkü bu güzel günlerde aramızda kaynaşma daha hızlı olduğu gibi, dostluklarımız daha ileriye gitmektedir. Yüce Rabbimizin de Kur’an-ı Kerimde zikrettiği; “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin” 2 buyruğunu unutmamalıyız.

                Bayramlarımızın bir başka güzelliği ise, Sılai Rahim’i daha sık gerçekleştirmemiz ve bu vesile ile büyüklerimizin dualarını almamızdır. Sıla-i Rahim Kur’an-ı Kerim’de emredilen ve Sevgili Peygamberimizin sünnetinde yer bulan bir husustur.

                Bugün özellikle şehirleşmenin ve maddeye önem vermenin getirmiş olduğu aileler arasındaki soğukluğu, hatta parçalanmaları ve akrabalar arasındaki bağların kopmasını düzeltmek için bayramları fırsat bilmeliyiz. Çünkü biz insanız. Sevinçlerimizi paylaşmakla çoğaltır, üzüntülerimizi paylaşmakla azaltırız. Bu sebeple Bayramın vermiş olduğu bu sıcak iklim çerçevesinde ana-babımızı, akrabalarımızı ve huzurevinde unuttuğumuz büyüklerimizi hatırlamalı onlara el uzatmalıyız.                                       

                Bayramlar sadece aile içi ziyaretlerinin yaşandığı bir zaman dilimi olmamalıdır. Hastanede hasta olarak yatan kardeşlerimizi unutmamalı, geçmiş olsun ziyaretlerine devam etmeli ve hayır dualarını almalıyız.

                Bizleri yetiştiren ve bizlerden önce ahiret yolculuğuna çıkmış olan başta aile büyüklerimiz olmak üzere yakınlarımızın ve Müslüman kardeşlerimizin kabirlerini ziyaret etmeli, hayır duada bulunmalı,  ibret almalıyız.

                Bayramlar, evimizin neşe kaynağı ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın unutulmadığı zaman dilimi olmalıdır. Nitekim hepimizin hayatında yer edinen en önemli izlerin başında çocukluğumuz gelmektedir. Nasıl ki, bizler çocukluğumuzda yaşadığımız ve özelliklede bayramda yaşadıklarımızı hiç unutmuyorsak, tatlı anıları heyecanla, sıkıntılı durumları ise üzüntüyle hatırlıyorsak, çocuklarımızın da sonradan hatırladıklarında üzülmeyecekleri bir bayramı onlara tattırmalıyız.

                Kendi evlatlarımıza yaklaştığımız gibi yetim ve öksüz kalan çocuklara yaklaşmalı, üstlerini giydirmeli ellerini hediyelerle doldurmalıyız.

Bizlere her husus da olduğu gibi çocuklara şefkat hususunda Sevgili Peygamberimiz en güzel örnekleri sunmuştur. O çocukları çok sever, onlara ilgi gösterir, selam verir, başlarını okşar, onlarla şakalaşır, kucağına alır devesine bindirir, hediyeler verir ve onlarla gülüşürdü.

                Hülasa; Bayramlar birlik ve beraberliğin en sağlam zemine oturduğu günlerdir. Bu sebeple birlik ve beraberliğimizi daim hale getirmeli, bozmak isteyenlere fırsat vermemeliyiz.

                Anne  babamız başta olmak yakın ve uzak akrabalarımızı, mahallede komşularımızı, apartman sakinlerini ziyaret etmeli birbirimizin hayır duasını almaya özen göstermeliyiz. Bayramlar birbirimizden ayrılıp, tatil yerlerine uzaklaşma zamanı değildir. Bayramlar mutluluğu paylaşma zamanıdır. Bayramlar hayatı paylaşabilme zamanıdır. Bu sebeple bayram için gidilebilecek en güzel yer ailemizin yanıdır. Eğer gitme imkânımız olmamış ise bir telefon açmalı, büyüklerimizin gönüllerini hoş etmeliyiz.  

                Ramazan bayramının çocuklar için ayrı bir yeri vardır. Kurban bayramı sanki büyüklerin bayramı, Ramazan bayramı ise daha çok küçüklerin bayramı gibidir. Kurban bayramında çocuk elbise istemeyebilir, ama Ramazan Bayramı başkadır. Bütün çocuklar bu bayramda azda olsa mutlaka bir şeyler isterler. Bu bayram çocuklarımızın hiç unutmayacağı bir bayram olsun.               

                Bu vesile ile sevinç, mutluluk ve huzur günü olan bayramın kendimize, memleketimize ve bütün İslâm âlemine hayırlar getirmesini Rabbimizden niyaz eder,

                Ramazan Bayramınızı tebrik ederim.

 

Dipnotlar:     1- Müslim,Birr,2324

                     2- Hucurat, 10

YAZARLAR