ALİ ÖZKAHRAMAN Demirci Akıncıları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ( Foto Özkahraman)


RÜYALARIM, HAYÂLLERİM, BİRAZ GÜLELİM


               Demirci Akıncıları Üniversitesi olsa, Eğitim Fakültesi gelişim alanı içinde; İmam Hatip Proje Okulu: "İlahiyat Fakültesi" olsa,

 

               İmam Hatip Ortaokulu; "Din Dersi Ahlak Bilgisi Öğretmenliği" olsa,

 

               Bu Okullara Necip Fazıl KISAKÜREK Fen Lisesi taraflarında yeni yeni binalar yapılsa, Fen Lisesine komşu olsalar…

 

               İlçe Jandarma Komutanlığı: "Üniversite Güvenlik Merkezi" olsa, Düşler Diyarı Bölgesine yolun altından köprü olsa, (Mithatpaşa mahallesindeki köprü gibi) veya üstgeçit olsa... O bölgeye Olimpik Yüzme Havuzu yapılıp, "Beden Eğitimi Öğretmenliği"  Bölümü açılsa..,

 

               Eski Şakra şimdiki İlim Yayma Cemiyeti: "Üniversite Öğretim Görevlilerinin Lokali" olsa…

 

               Hükümet Konağı; çarşıdaki yıkılan Mehmet Arif Hanıyla birlikte, Faik Çetin ve Barışık'ların mülkiyeti olan yerde yeniden yapılsa, Eğitim Fakültesi karşısındaki yeni hükümet konağı da Demirci Akıncıları Üniversitesinin "Rektörlük binası" olsa…

 

               Adliye de bir an önce yeni binalarına kavuşsa, Bizler de İbrahim Ethem AKINCI’nın Cumhuriyetin ilk yıllarında kaymakamlık yaptığı o muhteşem binada “Kent müzesi" ne kavuşsak,

 

               Yeniden süper lüks öğretim görevlisi  lojmanları yapılsa.. Gene de öğretim görevlilerini günlük taşımak için Üniversiteye "helikopter" alınsa…

               Bağ arasında petrol bulunsa, Akdere tarafında bor madeni bulunsa,  Anavere deresinde zengin gümüş yatakları  bulunsa, Hisar Kaplıcasında yeni "sıcak su" bulunsa, Demirci’ye pompalansa...

Her yıl Mayıs ayında köyler ve mahalleler arasında en temiz umumi tuvalet yarışması yapılsa, dereceye giren mahallenin veya köyün tüm hanelerine "sağılır inek" hediye edilse…

 

               Dört kattan fazla yapılan binalar deprem kontrolünden geçirilse, zayıf olan binaların  dört kattan fazlası yıktırılsa,

 

               Tüm üç harfli marketler  on yıl içinde 'şehir dışına' çıksa… Öğretmen Okulunu altmış yıl önce Şehrin bir kenarına, Fen Lisesini yirmi yıl önce şehrin dışına, cezaevini  on yıl önce şehrin öteki kıyısına, Hastaneyi  şehrin dışına yapıyoruz… Amma üç harfli marketleri hep bir araya toplama çabası neden?.. 

 

               Sokak lambaları hava kararınca yanıp, hava aydınlanınca sönse , böyle olunca sağlanan tasarruf ile Demirci – Simav arasında Akdere sırtlarından “tünel" açılsa.. Adıda: “TÜRKMEN  GEÇİDİ” olsa… (- Bir zamanlar İsmail ERKÖYLÜ ‘de bu tünelden sözederdi- ) Tünel çalışmaları sırasında su kaynağına rast gelinirse, Demirci’ye cazibe ile su gelse.. önümüzdeki elli yıl su derdimiz olmasa…

 

               Demirci “ il ” olmasa.. (İl olmayı hayal bile edemiyoruz artık !), Uşak veya Kütahya İline bağlansa, Manisa Büyükşehir’den ayrılsa, Demirci kendi yağıyla kavrulsa, ödediği su paraları ve vergiler başka ilçelerin asfaltlarına, köprülerine harcanmasa...

 

               Demirci –Salihli yolundan ayrılıp Tekeler Mahallesine giden  iki kilometrelik  yolun sağına ve soluna "çınar ağaçları" dikilse, Tekeler deki ikibin yıllık çınar ağacının yanlarına "ırgat Osman ‘la şehit Ayşe’nin" temsili mezar taşları konulsa, ortalarına da mermer sütun üzerine Nazım HİKMET’in “Vasiyet” şiiri yazılsa.. Böylece  Nazım HİKMET’in  Anadolu’da bir köy mezarlığında "temsili mezarı"  olsa… Biliyorsunuz; " Irgat Osman’la, şehit Ayşe" Demirci’li... (Demirci’nin “o an” ları sayfa:12) 

 

               Benim sessiz komşulara gelince, Şehit Ayşe’yle Irgat Osman çektiler büyük hasreti sağlıklarında  belki de farkında bile olmadan. 

 

               Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani, – öyle gibi de görünüyor –

               Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni

               Ve de uyarına gelirse, tepemde bir de çınar olursa

               Taş maş da istemez hani…

 

               Halıkent Müstakil Bölge Gazetesinde aynı yazıda hem Nazım’dan, hem de Necip Fazıl’dan şiirler yazılsa...

               Bütün Dünya buna inansa, bir inansa, hayat bayram olsa

 

               İnsanlar el ele tutuşsa, birlik olsa, dirlik olsa, uzansak sonsuza.

 

               Tohum saç, bitmezse toprak utansın! 

               Hedefe varmayan mızrak utansın!

               Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen! 

               Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

               Eski çınar şimdi Noel ağacı; 

               Dallarda iğreti yaprak utansın!

               Ustada kalırsa bu öksüz yapı, 

               Onu sürdürmeyen çırak utansın!

               Ölümden ilerde varış dediğin, 

               Geride ne varsa bırak utansın!

               Ey binbir tanede solmayan tek renk; 

               Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!

 

               İşte böyle … ben söylerim, daha çok şeyler de yazarım..  olursa olur..

Olmazsa ................ utansın.    Noktalı yerleri siz doldurun gari...

YAZARLAR