Necmi ÜNLÜ


SAHUR

""...Sahurda aranan en kârlı ticaret manevi olanıdır. Fırsat bulduğu takdirde o saatlerde ibadetle meşgul olup, Kur’an okuyabilirse fani dakikaları bakileştirebilmektedir. ..."


                Ramazan Ayı’nın girmesiyle birlikte oruç tuttuğumuz günlerde, iki önemli vakit vardır: sahur ve iftar. O günkü orucun başlangıcına ve hazırlık devresine “sahur” denilirken, günlük ibadetin son vaktine de “iftar” denilmektedir. Tan yeri ağarmadan önceki zamana “seher vakti” denildiği gibi, o anda yiyip içmeye de “sahur" denilmektedir.               

                Orucumuzu gün boyunca sıkıntı çekmeden tutabilmemiz için, sahur yemeğinin yenilmesi gerekir. Sahura kalkmadan veya kalkıldığı halde bir şey yiyip içmeden de oruç tutmak mümkün olmakla beraber, sahurdaki manevi haz ve rızıktaki bereket kaçırılmış olur.

                Peygamber Efendimiz (a.s.m.), “Seher vaktinde yiyiniz ve içiniz. Çünkü sahurda bereket vardır” 1 buyurarak ümmetini sahur yemeğine teşvik etmektedir. Sahurun bir yudum suyla dahi olsa bırakılmamasını ve manevi ecrini bildiren Resul-ü Ekrem  (a.s.m.) bir başka hadislerinde şöyle buyurmaktadır: “Sahur yemeğini yemek berekete sebeptir. Sizden biriniz bir yudum su içmekle de olsa sahuru terk etmesin. Çünkü sahura kalkıp, yiyip içene Allah rahmet etmekte, melekler de istiğfar okumaktadırlar.” 2

                Sahura kalkmak nafile bir ibadettir. Kişinin sahurda yediklerinden hesaba çekilmeyeceğini Şu hadis-i şeriften anlamaktayız: “Üç şeyden dolayı kul hesaba çekilmez, sahurda yiyip içtiklerinden, iftarda yediği nimetlerden ve din kardeşiyle beraber yediklerinden.” 3

                Kişi sahura kalkmakla sünnet bir ibadet ediyor, bu hareketiyle Allah Resulünü taklit ederek, Hıristiyan ve Yahudilere muhalefet etmiş oluyor. Nitekim bir hadisinde Peygamber Efendimiz (a.s.m.), “Bizim orucumuzla ehl-i kitabın arasındaki fark sahur yemeğidir” 4 buyurmaktadır.

                Sahura kalkan mü’min bu hareketiyle aynı zamanda oruca niyet etmiş olmaktadır. Duaların ekseriyetle kabul edildiği vakitlerden biri de seher vaktidir. Bu vakitte uyanık olan mü’min dua ve zikir yapma imkânı bulur. En önemlisi de sabah namazını kaçırmamış olur.

                Sahurda aranan en kârlı ticaret manevi olanıdır. Fırsat bulduğu takdirde o saatlerde ibadetle meşgul olup, Kur’an okuyabilirse fani dakikaları bakileştirebilmektedir. Seher vaktini uyanık geçirenleri Cenab-ı Hak da methedip, onların takva ehli olduklarını şöyle belirtmektedir:

                “O takva sahipleri taat ve musibetlere sabreden, (söz, iş ve niyetlerinde) sadakat gösteren, Allah’a itaat eden, Allah yolunda mallarını harcayan, seherlerde Allah’tan mağfiret dileyen namazı kılanlardır.” 5

 

                Dipnotlar:

                1- Müslim Sıyam, 45.

                2- Müsned,3: 44.

                3- Umdetü’l Kari, 10: 302.

                4- Nesei, Sıyam: 27.

                5- Al-i İmran Suresi, 17.

YAZARLAR