Bu ülkedeki demokrasi, nasıl bir şeydir diye yıllardır kafa yorarım. Sandık varsa demokrasi vardır, genellemesinin ötesinde başka bir şeyler olmalı. Katılımcı ve çoğulcu anlayıştan yoksun bir demokrasi, ne kadar demokrasidir.
Mart mahalli idareler seçimlerine, iki aydan fazla bir zaman kaldı. Partiler adaylarını görkemli törenlerle tanıtıyor. Mensupları da bunu alkışlıyor. Zira önüne sandık gelecek ve reyini kullanacak.
Peki, bu adayları kim belirliyor? Partilerin teşkilatları mı, üyeleri mi, delegeleri mi? Elbette hiç birisi. Sıralamayı parti genel merkezleri yapıyor. Seçmen de gidip oy veriyor.
Mahalli idareler seçimleri böyle, milletvekilliği seçimleri böyle.
Ben bildim bileli şu konuşulur. Siyasi partiler yasası değişmelidir diye. Bugüne kadar hiçbir siyasal iktidar buna yanaşmadı. Parti genel merkezleri tek otorite ve tek seçici imkânını kaybetmek istemedi.
Bu durum demokrasinin temel ölçütü olan katılımcı ve çoğulcu karakterine büyük darbe vurdu.
Manisalı seçmene hangi partilisiniz diye sokakta sorun. Sonra milletvekillerinizin adını sayın deseniz, sayamaz. Çünkü bilmiyor. Listeler yukarıdan geliyor ve seçmen sandığa gidip oy atıyor.
Dolayısıyla seçmen, sürü psikolojisiyle sandığa mahkûm ediliyor. Partisine tercihini kullanıp geçiyor. 4 yıl, 5 yıl seçtiği kim bilmiyor, tanımıyor. Bu yüzden seçmen dertlerini anlatacak, şikâyetlerini dile getirecek bir merci bulamıyor.
Şu günlerde partiler, belediye başkan adaylarını bir bir açıklıyor. En küçük ilçenin adayını bile, partilerin genel merkezleri kamuoyuna duyuruyor. Sizin takdir hükmünüz ortadan kalkıyor. Beğenip beğenmeme gibi, bir seçeneğiniz de bulunmuyor.
Mesela partinin bir ilçede adayını kim belirler? Ya da belirlemelidir. Eğer bu ülkede katılımcı ve çoğulcu bir demokrasi olsaydı, şunlar belirlerdi: Delegeler; parti üyeleri, gençlik kolları, kadın kolları, köy temsilcileri vs..
Siz hiç böyle bir aday belirlendiğini duydunuz mu? Elbette duymadınız. Çünkü bu ülkede öyle bir demokrasi yok. Peki, ne var? Sandık demokrasisi var. Büyüklerimiz adayları belirler ve biz de mecburen sandığa gider oyumuzu veririz..