Doç. Dr. Rasih ERKUL


TARİHTE YÜRÜRKEN…

"...Demirci Belediyesi tarafından organize edilen televizyon programlarından en son “Tarihte Yürüyen Adam” programını izledik. Yakın zamanda izlenilen “Tarihte Yürüyen Adam” programıyla ilgili bazı tespitlerimizi ilgililerin ve meraklı okuyucuların dikkatine sunmayı gerekli gördüm..."


                Son zamanlarda İlçemiz Demirci’nin değişik özellikleriyle kitap yayınlarıyla kayıt altına alınırken, televizyon kanallarındaki programlarla da ülke çapında tanıtılma süreci içinde olduğuna şahit oluyoruz. 

                Amansız bir salgının insanlığı can ve geçim derdi arasında bunalttığı bu günlerde, bu sürecin önemi, tartışılamaz.

                Demirci Belediyesi tarafından organize edilen televizyon programlarından en son “Tarihte Yürüyen Adam” programını izledik. Yakın zamanda izlenilen “Tarihte Yürüyen Adam” programıyla ilgili bazı tespitlerimizi ilgililerin ve meraklı okuyucuların dikkatine sunmayı gerekli gördüm.

                Bu belirleme ve hatırlatmaları, organizasyonun bütün basamaklarındaki her türlü zorluğun, sıkıntının, problemlerin bilincinde olarak ortaya koymağa çalıştığımın bilinmesini peşinen söylemeliyim. Niyet halis olunca…

                İzlendiğini tahmin ettiğim “Tarihte Yürüyen Adam” programında İstanbul vb. gibi tarihi değere sahip şehirlerin özellikle bu gün yok olmuş / edilmiş, değişmiş / değiştirilmiş mekânlarından hareketle görsel materyallere de dayanarak tarihteki olaylar ele alınmıştır.

                Bu format içerisinde izleyicilerin özellikle sosyolojik gelişim ve coğrafi değişimin tarihi olayları nasıl etkilediğine şahit oldukları tahmin edilebilir. En azından şahsen tarihin akışındaki olayları etkileyen değişik faktörleri, farklı duygularla zaman zaman izlediğimi ifade etmeliyim.          

                ***

                İlçemiz Demirci’yi ele alan programa gelince; önce “Demirci” ismi üzerinde tarihte yürüyelim:

                En yakınımızdaki Kütahya-Simav’ın “Demirci Köy”ünden Manisa’nın merkez “Demirci” köyüne kadar Türkiye’nin birçok yerinde “Demirci” ismini taşıyan yerleşimler olduğu coğrafî bir gerçektir.

                “Demirci” isminin diğer yerleşim isimlerine göre daha yaygın kullanılmış olması dikkate değerdir.

                “Demirci” ismi,  İslâmiyet öncesi Türk devletlerinde devlet görevlisi veya savaşçı, asker kişi olarak generallere verilen ve “Tarhan, Targan, Dargan, Darkan” olarak da söylenen bir unvandır.

                “Demirci” unvanına sahip kişiler, zaman zaman vergi dışı tutulacak kadar önemli kişilerdir.

                Bu özellikteki kişilerce fethedilen yerlerin “Demirci” olarak isimlendirilmesi, tarihin akışı içinde “Demirci” ismini bu kadar yaygınlaştırmış olmalıdır.

                “Demirci” ismi, “Temiros” dağından geliyorsa o zaman Anadolu coğrafyasına dağılmış “Demirci” ismini taşıyan yerleşimlerin yanında, çevresinde “Temiros” dağı olması gerekmez miydi?

                Vaziyet böyle iken Anadolu coğrafyasında “Demirci” ismini taşıyan yerleşimler içinde “Manisa - Demirci”, tek bir ilçe ismi olarak farklılık gösterir.

                “Demirci” isminin, “dün ve bugün” ilişkisiyle tarihî ve kültürel kodları ele alıp değerlendiren “Tarihte Yürüyen Adam” programının amacına uygun düştüğünü söyleyebiliriz.

                Demirci, İç Anadolu’dan Ege’ye geçişte, 900 metre üstü rakımlı bir coğrafî yerleşim…

                Yine Demirci, Paleolitik-Neolitik dönemden Antik döneme, Hitit ve Friklerden Bizans ve Osmanlıya uzanan tarihiyle de tarihin akışı içindeki olağanüstü durumlarda, “önemli roller üstlenen”  özelliğiyle bir yerleşim…                                                        

                ***

                Programın başında, insanı ötelere götüren fon müziği eşliğinde sunucunun gerçekten etkileyici sesiyle “Manisa - Demirci”nin yukarıdaki özellikleri ifade edilseydi, “Demirci” isminin anlam ve öneminde  “tarihte yürüme” başlayacaktı.

                “Demirci” ismi, zihinlerde sıradan bir isim olarak kaldı.

                Sanki işte “öyle bir isim…”

                ***

                Oldukça geniş biçimde Osmanlı’nın son dönemine kadar tarihi bilgiler verilerek dünden bugüne yaklaşılırken bir şahsın ismini, bekledik. Söylenmedi.

                O isim, Demircili olarak duymak istediğim bir isimdi;  Evliya Çelebi.

                Şehir tarihi açısından unutulmaması gereken Evliya Çelebi, tarihte yürüyüş için en önemli kaynak değil midir?

                Bursa, Kütahya, Afyon, Uşak güzergâhından Saruhan Sancağı topraklarına giren Evliya Çelebi’nin Manisa’ya doğru dolambaçlı bir yol takip ederken ilk durağı yer, “Demirci” olmuştur.

                Çelebi, atalarından biri olan Saruhanoğulları Beylerinden Demircioğlu Kara Mustafa’nın mezarının Demirci’de bulunduğunu belirterek Demirci’yi, kendi memleketi gibi görür ve Demirci’yi özel bir ilgi ile anlatır.

                Çelebi’ye göre, bugün “Eski Cami” olarak bilinen “Yakup Çelebi Camii”ni, Evliyâ Çelebi’nin atalarından Kara Mustafa Bey yaptırmıştır. Kara Mustafa Bey, vefat edince Demirci’de Yenice Mahallesi Kıran mevkiindeki eski mezarlığa defnedilir.

                Tarihi değere sahip Yakup Çelebi Camii ve bugün yok olan ancak fotoğrafları bulunan eski Kıran Mezarlığı görselleriyle tarihte yürüme ne hoş olurdu.

                Bu anlatımlar içinde Hacı Hasan Camii yanındaki hamamın yok edilişi, tarihte yürüyüşün fotoğraflı bir konusu olabilirdi.

                Böylece özellikle yeni nesil Demircililerin de tarihleriyle yüzleşmeleri sağlanmış olurken program amaçlarından birine de ulaşmış olurdu. 

                ***

                “Mekân ve tarih” bağlamında eski Hükümet Konağı ve banisi Sultan Abdülhamid Han anılırken huzur hocalarından Demircili Ahmet Efendi’nin yâd edilmesinin beklendiğini düşünebiliriz.

                Daha önemlisi bu tarihi konak, anılmağa değer önemli bir tarihi olayın da şahididir.

                Kurtuluş Savaşı sürerken Ankara Hükümetince Manisa Mutasarrıfı olarak atanan Binbaşı Aziz Bey, Demirci hükümet konağında Demirci Kaymakamlığı ile yan yana görev yapar. Çünkü Manisa işgal altındadır ve Yunanın baş eğdiremediği tek alan, Demirci ve çevresidir.

                O yıllarda Demirci, Manisa Vilayetinin merkezi olma konumunu yaşar.

                Aynen yine coğrafyanın belirlemesiyle 14. Yüzyıl başlarında Yıldırım Bayezid döneminde kalesi yıkılan Demirci, Saruhanoğullarının bir süre başkenti olma özelliğini taşıması gibi.

                Manisa’nın Osmanlılarca fethinden sonra Saruhanoğullarının Demirci Kolu varlığını bir süre daha devam ettirir.

                Saruhanoğullarının Demirci Kolu, 15. Yüzyılın sonuna kadar, bölgenin siyasetinde, kültürel ve ekonomik hayatında önemli roller oynar. Vakıf eserleri, yapılmaya başlanır.

                Beylik merkezinden Mutasarrıflık merkezine uzanan bir konum, acaba kaç yerleşime nasip olmuştur?

 

                ***

                Demirci Hükümet Konağı’ndaki “Manisa Mutasarrıflık Makamı” olarak İdare Meclisi Odası ve “Demirci Kaymakamlık Makamı” olarak eski Kaymakamlık odası ve İçhisar Mahallesindeki “Demirci Kalesi” bölgesi yüksekten çekim görsellerin ekrana yansıtılmasıyla tarihte yürümek mümkündü.

                Güney Afrika’nın başkentinde dünyanın ilk kalp naklinin yapıldığı sıradan binanın ihmal edilmeksizin turistlere özellikle gösterildiği bilinirse bu vurgulamamız daha iyi algılanacaktır.

                ***

                Tarihi bilgilerin hatırlatılması sırasında henüz söz edilmeden “Akıncılar Anıtı” ve bazı resimlerin ekrana yansıması, bunları tanımayanlar için acaba ne anlam ifade etti?

                Bir hanımın fotoğrafı, birkaç defa ekranda görüldü. “Gördesli Makbule Hanım”ın resmi görüldüğünde bilenler bildi,  bilmeyenler acaba ne düşündü!

                ***

                Demirci Akıncıları ve diğer konuların ele alınacağını tahmin ettiğim bundan sonraki bölüm / bölümleri de nasip olursa izlemeye çalışacağız ve değerlendirmelerimizi yapmaya gayret edeceğiz.

                Bir yerleşimin dünden günümüze özeliklerinin kayıtlara geçirilmesinin ve de bilinmesinin o yerleşimin tanıtımında ne kadar değer taşıdığı böylece anlaşılmış olmasını ümit ediyorum.

                Yazılı ve görsel faaliyetlerle kültürel kodların kayıt altına alınarak geleceğe aktarılmasındaki rolü itibariyle Belediye Başkanımız Sayın; Selami SELÇUK’u ve katkısı bulunan herkesi kutlarken “önemli olaylar, durumlar, hatırlanmalıdır, anılmalıdır; çünkü anılma, anılana değer kazandırır” diyorum.

                Bence Demirci’nin günümüzdeki ana yolların arasında kalan dezavantajlı konumunda coğrafyanın tarihe verdiği ve belki de geleceğe verebileceği yönlendirme unutturulmamalı ve unutulmamalıdır.

YAZARLAR