Emrah GENÇER Demirci Vaizi/ Demirci İlçe Müftülüğü


Toplumun Temel Yapıtaşı : Aile


Merhaba değerli okuyucular. Gazetemiz aracılığıyla sizlerle bir araya gelmek ve bu vesile ile hasbihâl edebilmek benim için çok kıymetli olduğunu belirtmek isterim.  
İnsan olmamız hasebiyle konuşmak, paylaşmak ve bilgi alışverişinde bulunmak insanın doğasında var  olan bir  ihtiyaçtır. Sizlerden aldığımız ilhamla bu köşede kimi zaman gündemdeki meseleleri birlikte değerlendirecek, kimi zaman da gündeme taşınması gereken konulara hep beraber ışık tutmaya çalışacağız.

Bu hafta; hem her birimizi doğrudan ilgilendiren, hem de ülkemizin geleceği açısından büyük önem taşıyan aileyi ve aileyi güçlendiren değerleri ele alacağız.

Aile; “ evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik, aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü. ”  İnsan neslinin düzenli bir şekilde devam etmesi için önemli olan bir müessesedir. İnsanın fıtratına yerleştirilen temel özelliklerinden biri de sevgi ve huzura dayalı bir yuva kurma ihtiyacıdır. Bu yuva insanın kendi türünden yaratılmış eşini bularak yapacağı evlilikle kurulur. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerîm; “onlara ısınıp kaynaşasınız diye size kendi içinizden eşler yaratıp aranıza sevgi ve şefkat duyguları yerleştirmesi de onun kanıtların-dandır. Doğrusu bunda iyi düşü-nen kimseler için dersler vardır. ”  ayetiyle evliliği, eşler arasında yapı-lan akdin ötesine taşıyarak ilahi kudretin ve rahmetin tecelligâhı olarak sunmaktadır.

Sağlam bir evlilik, ailenin ve milletlerin geleceğini belirleyen temel yapı taşıdır. Toplumun bu temel yapısı sevgi, sabır, sadakat, nezaket ve merhamet gibi yüce değerlerle yoğurulup Kur’an-ı Kerîm ve Sünnet-i Resulllah -sallallahü aleyhi ve sellem- rehberliğinde örüldüğünde iki cihan saadetine vesile olacaktır. Bir başka ayet-i kerîmede rabbimiz “Ey rabbimiz! Bize göz aydınlığı eşler ve çocuklar bahşet; bizi günahtan sakınanlara önder kıl!” buyurmaktadır. Biraz ruhumuzu inceleştirip ayetlerde geçen ‘göz aydınlığı’ ve ‘huzur’  kavramları, gönüllerimizi eşlerimize ve çocuklarımıza karşı ne kadar yumuşattığını gösteriyor. Ger-çek sevgiyi ve samimiyeti yaşatmamız gereken kimselerin başında onların geldiğini anlıyoruz. Gündelik hayatın keşmekeşi içinde bize en çok destek olanlar ailemizdir. Ne var ki dışarıda yaşadığımız stres ve sıkıntıların faturasını, hiçbir suçu olmadığı halde akşam eve döndüğümüzde kapıda bizi tebessümle karşılayan eşimize ve çocuklarımıza kesebiliyoruz. Oysa onlara ne kadar haksızlık ettiğimizi bir anlayabilsek, belki de hayat çok daha huzurlu olurdu. Ailemize karşı davranışlarımız konusunda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bizlere en güzel örneği sunmaktadır. Bir hadis-i şeriflerinde “En hayırlınız, aileniz için hayırlı olandır. Bana gelince ben, aileme karşı sizden en hayırlı olanınızım.”  buyur-muş, başka bir hadiste de “Mü’minlerin îmân bakımından en mükemmeli, huyu en iyi olanıdır. Hayırlınız, eşlerine karşı hayırlı olanlar- dır.”   konunun önemini ortaya koy-maktadır.

Yapılan araştırmaların sonucunda psikolojik hastalıkların temelinde şu üç temel nedene ulaşılmıştır. Değersizlik, sevgisizlik ve ilgisizlik. Bunların ailemizde sevgi bağımızı güçlendirmemiz için her birimizin dikkat etmesi gereken üç temel madde olduğunu da anlamalıyız. Değer vermek, sevgimizi hissettir-mek ve ilgi göstermek. Peygambe-rimizin, kim olursa olsun sevgimizi karşımızdakine açıkça ifade etmemiz  gerektiğini vurgulaması, bunun ne denli önemli olduğunu daha iyi ortaya koymaktadır.

Ailenin hayatımızdaki değerini anlamak için bazen küçük bir hadise bile yeterlidir. Nitekim bir hastane koridorunda küçük bir kız ateşler içinde yatarken annesi başucunda uykusuz gözlerle bekliyordu. İşten çıkıp gelen baba, çocuğun alnına elini koydu ve eşine, “Sen biraz uyu, bu gece nöbeti ben devralırım.” dedi. Çocuk gözlerini aralayıp fısıldadı: “Sizin yanınızda hiç korkmuyorum.” İşte aile, en zor zamanlarda bile insana güven ve huzur veren en güçlü sığınaktır.

Evlenme boşanma oranlarının hiç iç açıcı olmadığı ve nüfus artış hızımızın yavaşlaması hatta durma noktasına geldiği şu zamanlarda, aile müessesinin ne kadar önemli olduğunun göstergesi aslında. Atalarımızdan miras aldığımız bu cennet vatanı gelecek nesillere emanet edebilmemiz, ancak insanımızın varlığıyla mümkündür. Bu emaneti hakkıyla yerine getirebilmek için pek çok görevimiz vardır. Ancak bunların en temeli, insanın varlığını korumaktır ki bu da ailelerin varlığına, güçlü olmasına ve nesillerin devamına bağlıdır.

Günümüz dünyasında aile kavramı giderek yozlaşmakta, etkisini kaybetmekte ve büyük bir değişime uğramaktadır. Böyle bir dönemde ailevi değerlere sahip çıkılmalı; gelecek nesillere zedelenmiş, değerlerini yitirmiş bir toplum bırakılma-malıdır. Unutmayalım ki aile, toplu- mun çekirdeği ve en temel yapı taşıdır. Bu sebeple aile bağlarımızı daima güçlü tutmamız gerekmektedir.

Bir sonraki yazımızda aile değerlerimizi nasıl güçlü tutabileceğimiz üzerinde duracağız. O zamana kadar sağlık ve afiyetle kalmanızı diliyorum.
 
 Emrah GENÇER
 Demirci Vaizi
 26.09.2025
 

YAZARLAR