“Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.” 1
Allah Teâla, insanı en güzel şekilde yaratmış 2, aynı zamanda da onu sayılamayacak kadar çok nimetle donatmıştır. 3 Bu nimetlerin başında, hiç şüphesiz zaman gelmektedir. Zaman insan için en değerli mefhumlardan birisidir. Her şey zaman içinde var olmakta, gelişmekte ve yine zaman içinde yok olmaktadır. Bizim için kıymetli olan birçok değer, zaman içinde elde edilebilmektedir. Öte yandan insana emanet edilen bu kıymetli hazine, aynı zamanda bir imtihan vesilesidir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), kıyamet günü hesaba çekilecek hususlardan birinin de insanın zamanını nasıl değerlendirdiği olduğunu ifade etmiştir. 4
Yüce Allah, zamanın akışı içinde bazı anlara ayrı bir bereket ve değer yüklemiştir. Bu müstesna vakitler, haftalık kurulan pazar günü gibidir. Nasıl ki günlük alışverişlerimizin dışında esaslı alışverişimizi bu pazar günlerinde; daha az parayla bol ve taze çeşit bularak yapabiliyorsak, hayatımızdaki bazı gün ve gecelerde de daha fazla rahmet ve mağfirete nail olabiliriz. Bu müstes-na zaman dilimlerinden olan ve halk arasında üç aylar olarak bilinen Re-cep, Şaban ve Ramazan ayları da rahmet ve mağfiret yüklü ve Müslümanın hayatında önemli bir yere sahip olan bağışlanma günleridir. Öyle ki, üç ayların faziletine dair Hz. Peygamber’den aktarılan rivayetler ve dinî geleneğimizde mübarek ka-bul edilerek ihya edilen Regaib, Mi‘rac, Berat ve Kadir gecelerinin bu zaman dilimi içinde yer alması, üç ayları diğer vakitlerden ayıran özel bir değerin oluşmasına vesile olmuş tur.
Üç aylar, kamerî takvime göre Recep, Şaban ve Ramazan’dan oluşur. Bu aylar; rahmet kapılarının aralandığı, manevî huzur ve sükûnun gönüllere yerleştiği, ilâhî rahmetin dalga dalga coştuğu müstesna zaman dilimleridir. Peygamberimiz (s.a.s), üç ayların ilki olan Receb ayı girdiğinde şöyle dua etmiştir: “Allah"ım! Recep ve Şâban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır.” 5
Receb ayı, rahmet kapılarının aralandığı, Şaban ayı kulluğun derinleştiği, Ramazan ise kulluğun zirveye çıktığı Kur’an ayıdır. Öte yandan Ramazan’a hazırlık süreci sa-yılan Recep ve Şaban ayları da kendi içinde müstesna zaman dilimlerini barındırır. Nitekim Recep ayının ilk cuma gecesi Regâib Kandili, yirmi yedinci gecesi Mi‘rac Kandili olarak ihya edilirken; Şaban ayının on beşinci gecesi Berat Kandili’dir. Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi ise bin aydan hayırlı kabul edilen Kadir Gecesi’dir. Allah Rasülü (s.a.v) buyurdu ki: “Duaların reddolunmayacağı beş gece vardır. Receb ayının ilk gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesi, cuma ve bayram geceleri.” 6 Yine bir başka hadis-i şerifte Hz. Peygamber: “Receb Allah’ın ayı, Allah’ın tevbeleri kabul ettiği ay... Şaban benim ayımdır. Ramazan da ümmetimin ayıdır.” 7 buyurmaktadır.
“Allah’ın en seçkin ayı Receb’tir. O Allah’ın ayıdır. Kim Receb ayını yüceltirse Allah’ın emrini yüceltmiş olur. Kim Allah’ın emrini yüceltirse Allah onu naim cennetlerine sokar ve ona Allah’ın en büyük rızası vacip olur. Şaban ise benim ayımdır. Kim Şaban ayını yüceltirse benim emrimi yüceltmiş olur. Kim benim emrimi yüceltirse ben ona kıyamet günü öncü ve yoldaş olurum. Ramazan ayı ümmetimin ayıdır. Kim Ramazan ayının hürmetini yüceltir ve ona saygısızlık etmezse, gündüzlerini oruçlu gecelerini de namazla geçirirse ve tüm organlarını da muhafaza ederse Ramazan’dan Allah’tan affedilmesini isteyeceği bir günahı olmadığı halde çıkar”8
“Şaban ayının on beşinci gecesini ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah, bu gece dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve ‘Yok mu tövbe eden, tövbesini kabul edeyim? Yok mu rızık isteyen, rızık vereyim? Yok mu şifa isteyen, şifa vereyim... Yok mu başka isteği olan ona da istediğini vereyim?” 9
Rabbim içinde bulunduğumuz üç ayları önce gönül hanemiz-de, ailemizde, memleketimizde ve tüm İslam beldelerinde hayırların fethine vesile eylesin.
Rabbim Receb ve Şaban ayını hakkı ile idrak edip Ramazan-ı şerife kavuşabilmeyi cümlemize nasip eylesin…
Kaynakça :
1. Asr, 103/1-3
2. Tîn, 95/4
3. İbrâhîm, 14/34; Nahl, 16/18
4. Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 1
5. Taberânî, el-Mu’cemu’l-evsat, IV, 189
6. Abdurrezzak, el-Musannef, IV, 317, Hadis No: 7927
7. Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, I, 423, Hadis No: 1358
8. Şuabu’l-İman.
9. İbn Mâce, “İkâmet”, 191
