Dr. Yusuf ÇAKIR


“VİRA BİSMİLLAH’’

"... Bu virüs yangını bütün dünyayı sarmış durumda! Çok büyük bir yangını düşünün. Öyle bir büyük yangın ki alevleri göklere yükselmiş ve hatta bütün dünyayı sarmış bir yangından bahsediyoruz. Sizler ve bizlerde bu yangının ortasındayız. Bu yangından bizleri kurtaracak tek bir aracımız var. O araca binersek, o yangından kurtulabileceğiz..."


                Hepimizin malûmu üzere; Çin’in Wuhan kentinde, 17 Kasım 2019 tarihinde  zuhur eden ilk vakadan, tam 4 ay sonra ilk Covid vakası 11 Mar’ta ülkemizde tespit edildi. Ne yazık ki! ilk vakanın üzerinden 4 gün sonra, 15 Mart’ta ülkemizde ilk ölüm vakası gerçekleşti. 11 Mart’tan bu yana tam 9 aydır bu virüse karşı çetin bir savaş veriyoruz. Bu savaş 9 aydan bu tarafa savunma şeklinde veriliyordu. Bu hastalığa karşı etkin bir silahımız olmadığı için henüz saldırıya geçememiştik.

                13 Ocak 2021 tarihi itibari ile ilk aşıyı; Sağlık Bakanımız Fahrettin KOCA’nın vurulması ile bu savaş da hücum, yani saldırı emri sağlık çalışanlarına verilmiş oldu. Bu hücum tek bir satıh da değil! Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır sözünde olduğu gibi bütün ülke sathında bir hücum başlatılmış oldu. 14 Ocak itibari ile bütün Türkiye’de olduğu gibi, Demirci’de Covid 19 aşılama çalışmalarına "Vira Bismillah" denilip başlandı. Bu manada birçok merkezden olmak üzere aşı çalışmalarına başlandı.  İlçe Sağlık Müdürlüğümüz, Aile Sağlığı Merkezlerimiz ve Devlet Hastanemiz dahil olmak üzere sağlık çalışanlarına ilk aşılar yapıldı.

                Virüsün tamamen yenilebilmesi için aşı silahı ile yapılan bu hücum çok önemli. Maalesef hayırlı işlerin muzır manileri çok oluyor. Bu mücadelede aşı karşıtı birçok ilgisiz ve yetkisiz kişilerinin söylemlerini çeşitli mecralarda duyuyor ve işitiyoruz. Bu aşı karşıtı kişiler arasında mürekkep yalamış kişilerinde var olduğunu görüyoruz ve üzülüyoruz. Öncelikle şunu söylemek gerekir. Bu virüs yangını bütün dünyayı sarmış durumda! Çok büyük bir yangını düşünün. Öyle bir büyük yangın ki alevleri göklere yükselmiş ve hatta bütün dünyayı sarmış bir yangından bahsediyoruz. Sizler ve bizlerde bu yangının ortasındayız. Bu yangından bizleri kurtaracak tek bir aracımız var. O araca binersek, o yangından kurtulabileceğiz. Birileri bizim evham duygumuzu tahrik edip, korkutuyor. “O araca binme!’’ diyor. “Neden binmeyelim’’ diye soruyoruz. Diyor ki “O araç Çin Malı!  Yolda kaza yapabilir’’ diyerek bizleri korkutuyorlar. Şimdi kendimize sormamız gerekiyor. O yangından bizi kurtaracak; O araca binmemek ne derece mantıklı ve ne derece akıl kârı? Düşünün önünüzde tercih edebileceğiniz iki yol olsa; yolun birisi çok tehlikeli olsa, diğer yol az tehlikeli olsa; siz hangi yolu tercih edersiz? Her zaman az tehlikeli yol, çok tehlikeli yola müreccahtır. Aşı olmayı az tehlikeli bir yol olarak kabul etsek bile, bu virüs karşısında tercih edilebilecek tek yoldur. Covid Aşısı için az tehlikeli yol demek bile, bu gün için bilimsel bir doğru değildir. Roma’yı tekrar fethetmenin bir mantığı yoktur. Aşıların koruyucu ve hayat kurtarıcı bir gerçek olduğu, kuduz aşısını bulan Louis Pasteur’den bu yana kabul edilen bir gerçektir. Aşı sayesinde kökü kazınan ya da kazınmakta olan birçok hastalık var. Ülkemizde ve dünyada artık çocuk felci, çiçek hastalığı ve kızamık görülmüyor ya da çok az görülüyor.

                Bu hastalığı bazı kişilerin hafif geçirmesi ya da semptomsuz geçirmesi bizi bu hastalığa karşı olan bakış açımızı değiştirmesin, bizi bu hastalığa karşı vurdumduymazlığa ya da tedbirsizliğe cesaret vermesin. Tam tersi bu hastalığı atlatıp, şikâyetleri 6 ay devam eden, uzun süre bu hastalık yüzünden yoğun bakımda kalan ve bu hastalık yüzünden ömrünün en genç ve en verimli çağında hayata ve sevdiklerine veda eden; eşlerini eşsiz, çocuklarını anne ve babasız bırakan kişiler gözümüzün önüne gelsin. O kişilerden biriside biz olabilirdik. O kişilerden biriside biz değilsek ya da bizim yakınlarımızdan birisi değilse; o zaman henüz daha vakit varken, lütfen tedbirimizi alalım. Devletimizin bin bir güçlüklerle tedarik ettiği aşımızı vurulalım. Bu aşıyı vurulalım ki hayatımız normale dönsün. Sokaklarımız ve bahçelerimiz ve parklarımız çocuk sesleri ile şenlensin. Kendimize hapis yaptığımız evlerimiz tekrar huzur bulsun

                Eğitim yuvası olan okullarımız tekrar çocuklarımız ile şenlensin. Biz sağlık çalışanları 13 Ocak itibari ile “Vira Bismillah’’ deyip aşıya başladık. Sırası gelenlerin randevu alıp, Aile Sağlığı Merkezlerimize aşıya davet ediyoruz.

                “O zam ne duruyorsunuz büyükler haydi aşıya!’’

YAZARLAR